Irak’ın kuzeyinde bulunan Metina ve Hakurk’taki Sur Tepe bölgesine 22 Aralık’tan bu yana teröristler tarafından düzenlenen saldırılarda 21 asker şehit düştü. Düzenlenen iki saldırıdaki üslerin 500 metrelik bir mesafede yer aldığı iddia edilirken …
Irak’ın kuzeyinde bulunan Metina ve Hakurk’taki Sur Tepe bölgesine 22 Aralık’tan bu yana teröristler tarafından düzenlenen saldırılarda 21 asker şehit düştü. Düzenlenen iki saldırıdaki üslerin 500 metrelik bir mesafede yer aldığı iddia edilirken, daha önce yurt içi ve yurt dışı operasyonlara katılmış emekli komutanlar bölgeyi değerlendirdi.
Irak’ın kuzeyinde Pençe-Kilit operasyonu bölgesindeki 3 üsse 20 gün aralıkla düzenlenen saldırılarda 21 asker şehit oldu.
Cumhuriyet’te yer alan bilgiye göre, dün Metina bölgesinde şehit olan askerlerin bulunduğu üssün, 23 Aralık’ta yine Metina bölgesinde bulunan farklı bir üsse 500 metre uzaklıkta olduğu iddia edildi.
Aynı bölgeye saldırıların yoğunlaşması, üslerle ilgili güvenlik açığı mı var sorusunu akıllara getirirken, yıllarca yurt içi ve yurt dışında operasyonları yöneten komutanlar Yavuz Ertürk, Osman Pamukoğlu ve Altay Tokat’tan operasyon bölgesine ilişkin değerlendirme geldi.
Sözcü’den Saygı Öztürk’e konuşan emekli tümgeneral Yavuz Ertürk, ‘Bunları önlemek için Irak’ta yapılan faaliyetlerde önemli olan terörist gibi yaşamaktır. Eğer siz teröristle mücadele ediyorsanız onun şartlarında yaşayıp, onun gibi hareket etmek zorundasınız’ ifadelerini kullandı.
Ertürk ‘Terörist gibi yaşamak’ ifadesini şu şekilde açıklıyor, ‘Eğer siz yurt içindeki gibi, Irak’ın kuzeyinde de bir üs bölgesine çadır, baraka kurar veya böyle bir yerde barınıp ‘kontrol sağlayacağım’ derseniz, mümkün değil sağlayamazsınız. Türkiye’de de böyle. Asker terörle mücadele ediyorsa hareketli olacak. Terörist sizi gözetler, siz aynı yerde çakılı kalırsanız en son darbeyi vurur. Bir nöbetçiyi aynı bölgede 1 gün 5 gün, 50 gün tutarsanız artık o bölgede o asker rahatlar ve bakış açısı değişir. Bakar ki kimse yok, buralar sakin. Sonra siz uyurken birisi bindirir. Şehitler vermemizle ilgili ‘sis vardı, kar yağıyordu, tipi vardı, termalle o yüzden teröristleri görmedik’ demek son derece yanlış. Aynı hava koşulları teröristler için de geçerli olduğunu da unutmayalım. İyi yönlendirdiğinde askerimizin şehit vereceğine inanmıyorum. Çünkü terörist bizim kadar güçlü değil.’
Teröristlerin sürekli hareket halinde olduğunu vurgulayan Ertürk, ‘Gündüz uyur, gece gezerler. Ama gündüz de gözetleyiciler olur. Bunlara asker, ‘Tepeciler’ der. Tepeci terörist, askeri birliğin hareketlerini bir-iki hatta üç ay izler, her şeyi not alır. Ondan sonra darbe vurmak için harekete geçerler” bilgisini verdi. Yavuz Paşa’ya “Peki bu durumda ne yapılmalı?” diye sordum. İşte anlattıkları: “Asker bir gün orada, bir gün başka yerde olmalı ve teröristi şaşırtmalı. Mehmetçik gerçekten çok iyi. Şimdiki yetişme tarzını da değerlendirebiliriz ama oradaki asıl problem Irak’ta, Suriye’de asker bulundurması. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hudutlarının korunması için bu şarttır. Ne zamana kadar? O devletler kendi topraklarında hâkimiyetini kurana kadar. Huduttan içeri giren birlik üç-dört gün yürüyerek ama o araziyi tarayarak gidecek. Yani aynı zamanda operasyon yapacak. 30 km gidersek, hududu tutarsak onun ilerisinde terörist yok mu? Bugün Barzani bölgesi terörist doludur. Ama vatandaş olmuş, Barzani aşiretinin içerisine karışmış. Bunu devlet biliyor, seslendirmiyor ama mücadeleyi ona göre yapmak zorunda.’
Ertürk’ün açıklamalarının devamı için tıklayın
PKK ile çatışmanın yoğun olduğu dönemde yıllarca Hakkari Dağ ve Komando Tugayı’nın komutanlığını yapan Tuğgeneral Osman Pamukoğlu, bölgede hava kuvvetlerinin yanı sıra piyadenin de hakim olması gerektiğini söyledi.
Pamukoğlu, ‘Bölücü örgütün kurucu kadrosu hala sağ. Kurucu kadroya bir şey yapılabilir mi? Amerika istese keklik gibi avlanır. Kandil de ne oluyor? Hava kuvvetlerinin vurduğu anda bile oraya giderse teröristlerin her birinin bir yerden çıktığını görürler. Hava kuvvetleri etkili, ürkütücü, caydırıcı ama şu var oralar askerin botların basacak. Piyadenin süngüsü parlamadan olmaz. Bu savaşın prensiplerinden biridir, işgal edeceksin. Devletin en sade tarifinin hazine ve ordu olduğunu belirtiyor. Baş diye bir şey var bütün canlılarda. Efendim parmak, kol, bacak da var. Ama baş esas. Bununla uğraşacaksın. Bir hedef istiyorsan başla uğraşacaksın. Baş hedefse ne yapacaksın operasyon, harekât yapacaksın’ ifadelerini kullandı.
Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı yapan Emekli Korgeneral Altay Tokat, yapılan baskınlarda hem askeri hem de siyasi yönden eksiklikler olduğunu dile getirerek, ‘Bu durum bölücü örgütün moral ve motivasyonunu artırdığı gibi, silahlı kuvvetlerimize olumsuz yansımaktadır. Onun için siyaset bu eksikliklerini mutlaka gidermeli, yoksa iş daha da tehlikeli boyutlara uzanır. Bugünkü mücadele il idaresi kanuna göre yapılmaktadır. Bu şekilde emir komuta sağlanamaz. Sıklet merkezi kurulamaz, eğitim düzeyini artırıcı önlemler alınamaz. Dolayısıyla mücadelede bir eksiklik oluşur. OHAL ilan edilmesi gerekir kanaatindeyim’ dedi.