25 milyon yıllık fosil ağaç ormanı ilgi bekliyor

25 milyon yıllık fosil ağaç ormanı ilgi bekliyor

Türkiye’deki en kıymetli ‘fosil ağaç ormanı’ yok olmanın eşiğinde

Fosil ağaç ormanı turizme kazandırılmayı bekliyor

MANİSA – Manisa‘nın Yunusemre ilçesinde bulunan ve yaklaşık 25 milyon evvel gerçekleşen volkanik patlama sonucu oluştuğu varsayım edilen fosil ağaç ormanı tabiat şartları ve insan faaliyetleri nedeniyle her geçen gün azalıyor. Dünyada eşine az rastlanan tabiat varlığı, her geçen gün yok olmaya bir adım daha yaklaşıyor.

Manisa’nın Yunusemre ilçesine bağlı Osmancalı Mahallesi yakınlarında bulunan fosil ağaç ormanı, çok özel bir oluşum olması ve az sayıda örnek ortasında yer almasıyla dikkat çekiyor. Yuntdağı volkanlarının patlamasıyla yaklaşık 25 milyon yıl evvel oluştuğu varsayım edilen fosil ağaçlar, insan faaliyetleri ve tabiat şartları nedeniyle her geçen gün azalıyor. Dünyada eşine az rastlanan oluşum olan fosil ağaçlar, müdafaasız kaldığı her geçen gün yok olmaya bir adım daha yaklaşıyor. Milyonlarca yıllık fosil ağaçlar, bilinçsiz şahıslar tarafından tahrip ediliyor ve kimi bireyler fosil ağaçları yanlarında götürüyor.

Alanda yapılan çalışmalarda ladin ve yalankoz ağacı olmak üzere iki ağaç cinsinin varlığı öne çıkıyor. Bölgede yer alan fosil ağaç ormanı bilim insanlarının da ilgisini çekiyor. Taş üzere görünen fosil ağaçların toprağın altında daha da fazla olduğu kestirim ediliyor. Yapılacak çalışmalar sonrası fosil ağaçların yok olmaması ve turizme kazandırılması amaçlanıyor.

“Bunun oluşumu çok özel bir oluşum, her yerde olmuyor”

Yuntdağı bölgesinin antik devirde de çok kıymetli olduğunu belirten Manisa CBÜ Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Aigai Hafriyat Lideri Doç. Dr. Yusuf Sezgin, “Bu bölge aslında Yuntdağ diye geçen bir bölge. Antik periyotta de çok kıymetli bir bölge olduğunu biliyoruz. Üzerinde Aigai üzere kıymetli bir antik kenti barındırıyor. Bu bölge aslında volkanik bir oluşum. Bu oluşumun getirdiği çok değerli bir alandayız. Buraya ‘Fosil Orman’ deniyor. Burada yüzeyde de görüldüğü üzere çok fazla fosilleşmiş taşlaşmış ağaçlar var. Bunun oluşumu çok özel bir oluşum, her yerde olmuyor. Dünyada sayılı alanlarda Türkiye’de de birkaç yerde var. Yaklaşık 20-25 milyon yıl evvel bir volkanik patlama sırasında yuvarlanan ağaçların sulu alanlara devrildiği, onun üzerinin de volkanik akıntıyla kapatıldığı sonrasında da ağaçların taşlaşmasıyla oluşuyor” dedi.

“Burada turizm açısından önemli bir potansiyel olduğunu düşünüyorum”

Bölgenin turizm açısından önemli bir potansiyel taşıdığını belirten Sezgin, “Burası bir tabiat varlığı. Burayı bir kültür mirası olarak düşünmek lazım. Burada turizm açısından önemli bir potansiyel olduğunu düşünüyorum. Bilhassa Yunt Dağı üzere bir bölgenin gelişimine büyük katkı sağlayacaktır. Bu bakımdan burada yapılacak olan çalışmaların bölgeye kıymetli bir katkı sağlayacağını düşünüyorum. Uzun vakittir da Yunusemre Belediye Lideri Dr. Mehmet Çerçi’nin de bu bahiste bir talebi var. Biz tabi bu noktada hem Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Kısmı olarak hem de Aigai Hafriyat Başkanlığı olarak gereken üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek istiyoruz. Daima hayal ediyorum, ileride bir gün otobüslerle insanların buraya gelerek ziyaret edeceği günlerin olduğunu” diye konuştu.

Midilli Adasında da benzeri bir örneği bulunduğunu ve önemli bir turizm kaynağı olduğunu söyleyen Sezgin, “Çok yakınımızda çabucak Midilli Adasında değerli bir alan var. Orada uzun yıllar üzerinde çalışılmış ve ortaya çıkarılmış bu ağaçlar. Şu an bizim yüzeyde gördüklerimiz çok küçük bir kısmı. Toprağın altında aslında çok fazla ağaç kalıntıları var. Bunların ortaya çıkarılması sonrası Midilli çok önemli ziyaretçi alıyor. Büyük bir gelir de elde ettiklerini biliyorum” tabirlerini kullandı.

“Açıkta kalmaları hava şartlarına maruz kalmaları tahribata neden oluyor”

Fosil ağaçların açıkta kalarak hava şartlarına maruz kalmaları nedeniyle tahribata uğradığını belirten Sezgin, “Açıkta kalmaları hava şartlarına maruz kalmaları tahribata neden oluyor. Bu bakımdan buranın doğal sit ilan edilmesi gerekiyor. Sonrasında da üzerini müdafaa çatısıyla kapatılarak korunur hale getirilmesi gerekiyor. Bu bakımdan bütün sorumluluk alması gereken kurumların ilgi göstermesi gerekiyor. Zira vakitle bunlar giderek yok olacak” diye konuştu.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Aykut Yeniçağ