Merkez Bankası, beklenmeyen bir kararla faiz oranlarında önemli bir artışa gitti. Banka, politika faizini yüzde 50’ye çıkardı, faiz koridorunu 6 yıl aradan sonra genişletti. Ayrıca, 300 baz puanlık bir ‘örtülü faiz’ artışı da gerçekleştirildi. Ekonomistlerin çoğunluğu, faiz oranlarını sabit kalmasını beklerken bu karar şaşkınlık yarattı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizini yüzde 45’ten yüzde 50’ye çıkarırken, operasyonel değişiklik kapsamında faiz koridorunu da genişletti. Para Politikası Kurulu (PPK) metninde yer alan açıklamaya göre, borçlanma ve borç verme faiz oranı +-300 baz puanlık marj ile belirlenecek. Yani gecelik borçlanmalar taban oran yüzde 47 iken, tavan oran yüzde 53 olacak. Dolayısıyla 500 baz puanlık faiz artırımının yanı sıra örtülü bir 300 baz puanlık faiz artırımı daha yapılmış oldu.
Seçimler öncesi baskı altında olan Türk lirası, bu sürpriz karar sonrasında dolar karşısında değer kazandı. Merkez Bankası’nın aldığı bu radikal karar, ekonomik dengeler üzerinde etkili olması beklenirken, piyasalarda da dikkate değer bir hareketliliğe yol açtı. TCMB Başkanı Fatih Karahan başkanlığındaki Para Politikası Kurulu perşembe günü bir hafta vadeli repo faiz oranını yüzde 45’ten yüzde 50’ye çıkardı. Yalnızca Deutsche Bank AG ve Goldman Sachs artış beklerken, Bloomberg’in anketine katılan diğer ekonomistlerin tümü bir değişiklik beklemiyordu.
Merkez bankası, yıllardan beri ilk kez gecelik borç alma ve borç verme faiz oranlarından oluşan faiz koridorunu da revize ederek göstergenin etrafında artı veya eksi 300 baz puana kadar genişletti. Bu hamle, politika yapıcıların ticari borç verenlere daha pahalı finansman sunmasına olanak tanıyor. PPK’dan yapılan açıklamada, “Enflasyonda önemli ve kalıcı bir bozulmanın öngörülmesi durumunda merkez bankasının para politikası duruşu sıkılaştırılacak” ifadesine yer verildi. Kararın ardından lira dolar karşısında yüzde 1.3 kadar güçlendi.
2020 yılında başlamıştı
Merkez Bankası‘nın ‘geniş faiz koridoru’ serüveni 2010 sonlarında başladı. Küresel ekonomik büyümeye ilişkin tedirginliklerin arttığı 2010 sonlarında, geniş faiz koridoru ve aktif likidite politikasını bir arada kullanarak bir para politikası stratejisi tasarladı ve bunu uygulamaya koydu.
Böylece Türkiye, küresel oynaklık dönemlerinde şoklara karşı tepki verebilmek amacıyla TCMB tarafından geliştirilen bir araç olan ‘geniş faiz koridoru’ uygulamasıyla tanıştı. Böylece birden fazla faizin araç olarak kullanıldığı asimetrik ve geniş bir koridor sistemiyle aktif likidite politikasına dayalı esnek bir çerçeve getirilirken, politika araçları çeşitlendirildi.