Elif harfini 3 bin vav’dan 6 ayda çizerek tamamladı

Eskişehir’de oturan Emre Özdemir, babasının dükkanında sınır sanatıyla tanışarak İstanbul’dan gelen Mahmut Şahin’den eğitim altıktan sonra kendi atölyesini açtı. Öğrenci yetiştirerek çizgi sanatına dayanak veren Özdemir, Arap alfabesinin birinci harfi olan Elif’i 3 binin üzerinde vav harfinden 180 santimlik tabloya 6 ayda çizerek tamamladığını söyledi. Daha çok kaybolmuş bir ekol olarak gördüğü 17’nci yüzyıl yazılarını tercih ettiğini tabir eden Özdemir, “Babamın bir dükkanı vardı, orada yazılar yazıyordum. 2008 yılında İstanbul’dan gelen Mahmut Şahin hocamızla tanıştım. 2009 yılında ders almaya başladım, 2012 yılında icazet aldım ve 2015 yılında da atölyemi açtım. Ben daha çok 17’nci yüzyıl yazılarını tercih ediyorum. Bu kaybolmuş bir ekol. Mahmut Celalettin ekolünde yazılar yazmayı daha çok seviyorum” dedi.

Sınır sanatıyla ürettiği yapıtlardan bahseden Özdemir, “Bir elif harfi içerisine vav karalaması yaptım. Uzun süren bir çalışmaydı, yaklaşık 6 ayımı almıştı. İçerisinde 3 binin üzerinde vav harfi var. Gubari dediğimiz bir teknikle yazılmış, yani bütünde Elif harfinin kendisi var ancak içinde de birçok vav meşki var. Bir öteki yapıtım de Yasal Sultan Süleyman’ın gömleğinin tasviri. Gömleğin dış kısmında fetih müddeti yazıyor. İçinde hilye-i şerif var, fetih ile alakalı ayetler var, Kufi Ayet El Kürsi ve Fatiha, Felak ve Nas müddetleri, Esma ül Nebi ve Esma ül Hüsna var. Peygamberimizin isimleri ve Allah’ın isimlerinden oluşuyor. Osmanlı geleneğinde cihada çıkarken padişahlar iç gömlek olarak bunu giyerlermiş. Bu yapıtta de onu tasvir ettik” diye konuştu.

Eskişehir’de sınır sanatına ilginin çok mutlu edici düzey olduğunu tabir eden Özdemir, eğitim alanların en az 7 yıl sonra eser üretmeye başladığını söyledi. Yazılardan evvel çizgi sanatının kültürünü öğrettiğini anlatan Emre Özdemir, “Genç arkadaşların ilgisi de çok hoş. Çizgi sanatını öğrenmek isteyen üniversite seviyesinde arkadaşlarımız da var, daha yaşlı öğrencilerimiz de var. Öğrenci bizde çizgi eğitimine başladığı vakit çabucak eline kalem vermiyoruz. Evvel bu sanatın kültürünü öğretmek istiyoruz. Daha sonra Rabbi Yessir meşki ile başlayan 6 yıllık bir eğitim süreci sürüyor. Öğrenci en erken 6-7 yılda eser üretebilir hale geliyor. Osmanlı periyodunda neler kullanılıyorsa tıpkı gereçlerle devam ediyoruz. Mürekkebimiz ‘is mürekkebi’ bununla yazıyoruz. Aharlı kağıda yazıyoruz, kağıdımızı da kendimiz yapıyoruz. Kamış kalem ve mürekkeple devam ediyoruz” dedi.

Emre Özdemir’in öğrencilerden Afyonkarahisar Sıhhat Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi 5’inci sınıf öğrencisi Akif Demir (22), birinci 3 ayı sınır sanatıyla ilgili belgeseller izleyerek geçirdiğini söyledi. Çizgi sanatını kültürünü gelecek jenerasyonlara taşıyacak bireylerden biri olmak istediğini kaydeden Demir, “Pandemi müddetince okula konuttan devam ettiğimiz için bu boş vakitlerimde sınır sanatı ile uğraşıyorum. Emre hocamın talebesiyim. Tıpkı vakitte ney talebesiyim, ney üflüyorum. Pandeminin başından beri devam ediyorum bu sürece. Birinci üç ayından fazla vakitte yalnızca çizgi ile ilgili sempozyumlar, forumlar, belgeseller izleyerek geçirdik. Öncelikle Emre hocam bu kültürü uygunca öğrenmemi sağladı. Bu iş nereden, nasıl geliyor? Bu işin manası ne? Ben de bu kültürün gelecek jenerasyonlara bir taşıyıcısı olmak istiyorum. Bu kültürün kaybolmamasını istiyorum” sözlerini kullandı.