Erdoğan’ın 2011 yılında “Hayalim” diyerek duyurduğu Kanal İstanbul’un yapım süreci 10 yıl sonra hâlâ tartışılıyor. Erdoğan’ın son olarak …
Erdoğan’ın 2011 yılında “Hayalim” diyerek duyurduğu Kanal İstanbul’un yapım süreci 10 yıl sonra hâlâ tartışılıyor. Erdoğan’ın son olarak, “İnadına yapacağız” sözleriyle gündeme gelen Kanal İstanbul’un yapımı için ‘inadın’ yetmeyeceğini, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın raporları da ortaya koydu.
BirGün Gazetesi’nden Nurcan Gökdemir’in haberine göre; Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 2020 yılı Faaliyet Raporu’nd,a Marmara’yı Karadeniz’ e bağlayacak olan ve maliyeti 75 milyar TL olarak tahmin edilen proje ile ilgili yaşanan sorunlar anlatıldı. Raporun, “İstanbul Boğazı’nın trafik yükünü azaltacak bir suyolunu oluşturmak” hedefi ile ilgili 2020 başlarken performans hedefi konuldu. Ancak yıl bittiğinde bu hedefe ulaşılamadı. Raporda, hedefteki sapmanın nedenine ilişkin “Proje ile ilgili görev ve sorumluluğu olan kurum ve kuruluşların çalışmalarının devam etmesi (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Devlet Su İşleri) ile salgın hastalık” gerekçe olarak ifade edildi.
Dünya genelinde salgın hastalığın başlamasından dolayı ulaştırma ve lojistik sektöründe ekonomik daralma yaşandığı belirtilen raporda, projedeki aksama ile ilgili şu tespitlere yer verildi:
NET ÖNGÖRÜ YOK
“Proje birçok kamu kurum ve kuruluşunu etkilediğinden dolayı çalışmalar birden fazla kurum kuruluş ile koordineli olarak yürütülmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından proje güzergâhı ve çevresinin mekânsal planlama çalışmaları yürütülmektedir. Ayrıca projenin hayata geçirilebilmesi için ihtiyaç duyulan mevzuat çalışması da devam etmektedir. Tüm bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda performans göstergesi net olarak öngörülememektedir.”
Hedefe ulaşılamamasına dünyada salgın hastalık olması, yatırımcıların projeye karşı çekingenlik duyması ile dünya genelindeki ekonomik daralmanın kur kaynaklı maliyet değişikliklerine yol açmasının etkili olduğu vurgulandı.
Bakanlık raporunda, projenin hem finans hem de koordinasyonundan kaynaklı riskler olduğu, bunların ortadan kaldırılması için yasal mevzuat düzenlemesi yapılması gerektiğinin de altı çizildi.
DÜZENLEME RÖNESANS İÇİN
CHP Genel Başkan Yardımcı Ahmet Akın, TBMM’ye sunulan torba yasa teklifinin Kanal İstanbul ile yol bağlantısının sağlanacağı Kuzey Marmara Otoyolu kapsamındaki Nakkaş-Başakşehir kesimi ihalesine dış kredi sağlanması için hazırlandığını bildirdi. Akın, Rönesans Grubu tarafından alınan yapım ihalesine sağlanacak krediye ilk kez Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın kefil olacağına dikkat çekti. CHP’li Ahmet Akın, “Esnafımız yeterli desteği alamadan batarken iktidar yanlısı şirket dış kredi bulsun diye Ulaştırma Bakanlığı’nın kefil olması için yasal düzenleme yapılıyor. İktidar ne esnafımızı ne vatandaşımızı kolluyor. Varsa yoksa yandaşa ayrımcılık yapılıyor” değerlendirmesinde bulundu.
TEK PROJE İÇİN YASA
CHP’li Akın, 15 Mart 2020 tarihinden sonra ihalesi yapılan ancak sözleşmesi imzalanamayan yap-işlet-devlet (YİD) projeleriyle ilgili finansman sağlanmasına yönelik düzenlemenin yalnızca bir projeyi kapsadığına dikkat çekti. CHP’li Akın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve pek çok şehir hastanesinin yapım ihalesini alan holding için özel bir yasa değişikliği yapılmak istendiğini kaydetti.
Türkiye’nin en pahalı otoyol projesi olan Kuzey Marmara Otoyolu’nun Nakkaş-Başakşehir kesiminin 30 Haziran 2020’de 8 milyar 293 milyon liraya bu şirkete ihale edildiğini anımsatan CHP’li Akın, şunları kaydetti: “Nakkaş-Başakşehir arasındaki bölüm, inatla yapılmak istenen Kanal İstanbul ile yol bağlantısını da sağlayacak. Bu nedenle iktidar, Kanal İstanbul’a henüz tek bir çivi bile çakılmadan bağlantı yolu için özel yasa değişikliği yapmak istiyor.”