Balık kolonyası bile var: 400 çeşit üretiyorlar

Sındırgı ilçesinde kolonya üretimi yapan ailenin 3’üncü kuşak temsilcileri Himmet Soyak ve Pervin Soyak Çakır kardeşler, yeni kokular bulup, kolonya üretmeye devam ediyor.

Ürün yelpazesini sürekli geliştiren kardeşlerin ürün çeşidi 400’ün üzerine çıkmış durumda. Kendilerine özel ürünlerin yanı sıra fason üretim yapan firma, yine talepler doğrultusunda da farklı kolonya çalışmaları yapıyor.

ÇEŞİTLER İÇİNDE BALIK KOLONYASI DA VAR
​
​ Koku duyusunun çok farklı olduğunu belirten Pervin Soyak Çakır, “Koku çeşitliliği uçsuz bucaksız gruplara ayrılmış durumda. Üç kuşaktır sürdürdüğümüz kolonya şirketimizde ailece çalışıyoruz. İşletmemiz kurulduğu günden bu yana farklı olmaya çalıştı. Ürün çeşitliliği ve kaliteyle bunu sağlıyoruz. Her 2- 3 ayda bir yeni kokular ve ürünler sunuyoruz. Çikolata, mimoza çiçeği, fındık, incir, ıhlamur gibi çok farklı çeşitlerimiz var. Aynı zamanda gelen talepler doğrultusunda özel üretimlerimiz de var. Daha farklı ürünleri de üretmeye devam edeceğiz. Mesela balık kolonyası dahi istenmişti. Bunun üretimini de yaptık” dedi.

“HAYAL DÜNYANIZA BAĞLI”
​
​ Özel karışımlar da yaptıklarını söyleyen Pervin Soyak Çakır, “Sandal, amber, misk, çiçeksi kokular. Çiçeksi kokular daha da farklı kollara ayrılıyor. Envai çeşit koku mevcut. Mesela bu grupta 5 çiçekte birleştirdiğimiz, özel parfüm ayarında bir kokuyu örnek verebilirim. Yine şehribanu kolonyamız, faklı çiçeklerden oluşturduğumuz bir koku. Tamamen hayal dünyanıza bağlı çeşitler diyebilirim. Yine tatlı, meyvemsi gibi çok farklı çeşit kokular mevcut. Yani koku çeşidinin ucu bucağı yok. Kendi özel üretimlerimizin yanı sıra fason üretimler de yapıyoruz. Müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda yaptığımız üretimler de oluyor” diye konuştu.

“KOLONYA SEKTÖRÜ YENİDEN CANLANACAK”
​
​​ Türkiye’de kolonya sektörünün yaklaşık 220 yıllık bir tarihi olduğunu belirten Himmet Soyak, kolonyaya ne kadar rağbet olsa da çeşitlilik yönünden unutulmaya yüz tutmuş olarak değerlendirilebileceğini ifade etti.

Kolonyanın en eski tarihine gidildiğinde anavatan olarak Almanya’nın karşılarına çıktığını söyleyen Soyak, “Kolonya Türkiye’de çok daha yaygın kullanılıyor. Pandemi dönemiyle birlikte ister istemez, dezenfektan maksatlı olarak limon kolonyası kullanımı da arttı. İnsanlar, elini tahriş eden dezenfektanlardansa kolonyayı tercih ettiler. Ülkemizde bu alışkanlığın artık farklı safhalara gitmekte olduğunu görüyoruz. Limon kolonyasından ziyade, farklı derecelerde, farklı aromalarda Türkiye’nin çeşitli yerlerinden, çeşitli taleplerle karşı karşıya geliyoruz” şeklinde konuştu.

“KARADENİZ FINDIK, MANİSA AYVA KOLONYASI İSTERKEN, SIFIR ARABA KOKUSU İSTEYEN BİLE VAR”
​
​ Önceden kolonya dendiğinde limon, zambak ve tütünün akla geldiğini söyleyen Himmet Soyak, sonrasında ise ıhlamur, incir, ceviz, zeytin ve kekik kolonyalarına talebin artığını anlattı.

Parfümlü kolonyalara da talebin arttığını belirten Soyak, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Pandemi döneminde sıkça 80 derece tercih ettiğimiz kolonyalar 60 derecede kokulu olarak, 70 derecede parfümlü kolonyalar olarak ortaya çıkmaya başladı. Kokunun insan psikolojisi açısından yeri biraz daha farklı olmaya başladı. Hani çikolata yediğiniz zaman nasıl mutluluk veriyorsa artık güzel koku koklamak da insanlara mutluluk vermeye başladı.

Önceden sadece çiçekten yapılıyordu. Meyve çiçeği diye düşünelim bunu. Şimdi ise meyve türü, odunsu, misk, amber gibi birçok çeşitten yapılıyor. Bugün Karadeniz’e baktığınızda fındık çiçeği kolonyası, Manisa’dan ayva çiçeği kolonyası gibi farklı talepler ortaya çıkıyor. Bugün taleplere göre de üretim yapıyoruz.

Örneğin vatandaş diyor ki ‘Sıfır araba kokusunu çok seviyorum, arabamı alalı 10 yıl oldu, sıfır araba kokusu istiyorum.’ Yani bir plastik kokusunun bile cezbediciliği var bu dünyada. Bizde taleplere göre üretim yapmaktayız.”