Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Başkanı ve Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları …
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Başkanı ve Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yunus Erdem, tuzun içindeki sodyumun vücut için gerekli bir element olduğunu ve günlük belirli ölçüde besinlerle alınması gerektiğini söyledi.
Bu miktarın sağlıklı bir erişkin için 5-6 gram olduğunu belirten Erdem, tuzun çeşitli kaynaklardan elde edildiğini, bunlardan bazılarının sağlık açısından daha yarar taşıdığı yönündeki düşüncenin geçerliliğinin bulunmadığını vurguladı.
Erdem, sağlık açısından, elde edildiği kaynaktan bağımsız olarak tüketilen tuzun miktarının önem taşıdığına dikkati çekti.
“18 YAŞ ÜZERİNDEKİ NÜFUSTA HİPERTANSİYON SIKLIĞI YAKLAŞIK YÜZDE 45”
Günlük 5-6 gramdan fazla tuz tüketiminin erişkinlerde yüksek kan basıncıyla yakından ilişkili olduğunun altını çizen Erdem, “Ülkemizde de tanım olarak tansiyonun 130/80 mmHg ve üstü olarak kullanıldığında 18 yaş üzerindeki nüfusta hipertansiyon sıklığı yüzde 45 civarındadır. Artan yaşla beraber bu sıklık artmakta ve 60 yaş civarında sıklık yüzde 60’lara ulaşmaktadır” diye konuştu.
Erdem, hipertansiyonun ortaya çıkmasında birçok faktörün rol oynadığını belirterek, şu bilgileri verdi:
“Bir diğer en önemli faktörler olarak artmış kilo ve yüksek tuz tüketimi ön plana çıkmaktadır. Hipertansiyon ise artmış kalp hastalıklarına, inme gibi beyin hastalıklarına ve böbrek yetmezliğine yol açmaktadır. Sağlık Bakanlığına göre, Türkiye’de her yıl 100 binden fazla kişi hipertansiyona bağlı nedenlerle hayatını kaybetmektedir.
Pandemi nedeniyle tüm hayatımızın değiştiği ve binlerce insanımızı Covid-19 nedeniyle kaybettiğimiz yılda bile çok da fazla insanımızı kan basıncı yüksekliğine bağlı yitirdiğimiz akılda tutulmalıdır.”
“TUZ TÜKETİMİNİN AZALTILMASI KALP, İNME VE BÖBREK YETMEZLİĞİ GELİŞİMİNİ AZALTIYOR”
Prof. Dr. Erdem, Türkiye’de günlük tüketilen tuz miktarının kişiden kişiye büyük ölçüde değişmekle birlikte yaklaşık 15 gram olduğuna dikkati çekerek, “Tükettiğimiz tuzun yaklaşık 60’ı yediğimiz besinlerden, yüzde 30’u ekmekten, yüzde 10’luk kesimi de sofrada eklediğimiz tuzdan oluşmaktadır. Tüketilen tuzun azaltılması ile daha az kalp hastalığı, inme ve böbrek yetmezliği görüldüğü iyi bilinen bir gerçektir” dedi.
Türkiye’de sağlık hizmetlerine ve tedaviye ulaşımın birçok Batı ülkesinden daha kolay ve iyi durumda olduğunu vurgulayan Erdem, hastaların başarılı şekilde tedavi edildiğini söyledi.
Erdem, salgın şartlarında bile hastaların sağlık kuruluşlarında aksama olmadan hizmete erişerek başarılı şekilde tedavi edilebildiğini belirterek, “Ancak temel hedefin hastalığı tedavi etmekten önce hastalığı önlemek olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle de yüksek tuz tüketimini bireysel ve toplum bazında azaltmak önceliğimiz olmalıdır.” diye konuştu.