Marmaray kıtalar arasındaki yük taşımacılığının kalbi oldu

AA muhabirinin, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bağlı TCDD Nakliyat AŞ’den aldığı bilgiye nazaran, 29 Ekim 2013’te açılarak Kazlıçeşme-Ayrılık Çeşmesi ortasında İstanbul’un toplu nakliyatına büyük konfor ve rahatlık getiren Marmaray, 12 Mart 2019’da tamamının hizmete girmesiyle Gebze-Halkalı Sınırı’nda salgın öncesinde günde ortalama 350-420 bin bireye hizmet verdi. Marmaray, yüksek süratli trenlerin (YHT) ve yük trenlerinin Avrupa-Asya kıtalarına kesintisiz ulaşımını da sağlıyor.

İşletmeye alındığı günden bugüne kadar kıtalar ortasında kesintisiz demir yolu nakliyatı sağlayan ve “100 yıllık rüya” olarak nitelendirilen Marmaray, kent içi ve kentler ortası yolcu nakliyatının yan sıra yurt içi, yurt dışı ve transit yük nakliyeciliğine da hizmet veriyor.

Marmaray Boğaz Tüp Geçişi’nden kıtalar ortası kesintisiz geçiş yapılıyor

Marmaray Boğaz Tüp Geçişi’nden son bir yılda 845 yük treni ve 15 bin 255 vagon ile net 370 bin ton, brüt 700 bin ton yük ulaştırıldı. Bu trenlerden 451’i Avrupa tarafına, 394’ü ise Asya istikametine hareket etti ve birçok ihracat yükü taşıdı.

Asya ile Avrupa kıtaları ortasında kesintisiz demir yolu ulaşımı sağlayan Marmaray Boğaz Tüp Geçişi, gündüz saatlerinde Gebze-Halkalı ortasında kent içi toplu ulaşıma ve yüksek süratli trenlerle şehirlerarası yolcu, gece saatlerinde ise yurt içi, yurt dışı ve transit yük nakliyatına hizmet veriyor.

Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu Çizgisi ve Orta Koridor’dan gelip Avrupa’ya devam eden memleketler arası trenler ve Trakya Bölgesi’nden Ortadoğu’ya gönderilen ihracat trenlerinin tamamı yolcu nakliyatının yapılmadığı 00.00 ila 05.00 saatlerinde Marmaray Boğaz Tüp Geçişi’nden kıtalar ortasında kesintisiz geçiş yapıyor.

Milletlerarası trenlerin yanı sıra Anadolu’nun farklı birçok noktasından gelen yük trenleri de Marmaray Sınırı’nı kullanarak İstanbul ve Trakya’daki fabrika ve sanayi bölgelerine ulaşıyor.

Ayrıyeten yükler, Kapıkule üzerinden demir yoluyla Avrupa ülkelerine ve Tekirdağ Asya Port Limanı üzerinden deniz yoluyla öbür ülkelere ulaştırılıyor.

Tıpkı biçimde aykırısı istikamette Avrupa’dan demir yoluyla gelen ve Tekirdağ Asya Port Limanı’na deniz yoluyla gelen ithalat yükleri de Marmaray’dan geçerek Anadolu’ya taşınıyor.

Sistemli seferlerin başlatıldığı tarihten bu yana geçen yaklaşık bir yıl içinde ise aralıksız her gün Asya’dan Avrupa’ya 2, Avrupa’dan Asya’ya 2 olmak üzere ortalama 4 yük treni geçerken bu sayı, yük yoğunluğuna bağlı olarak günlük 7’ye kadar çıkıyor.

Marmaray Çizgisi’nde yolcu trenlerinin yer almadığı 00.00-05.00 saatlerinde yük treni kapasitesi günlük 21 çift trene kadar çıkabiliyor.

Orta Koridor’un altın halkası

17 Nisan 2020’den itibaren nizamlı olarak her gün yük nakliyatı başlatılan Marmaray Boğaz Tüp Geçişi’nden 6 Kasım 2019’da Çin transit treninin geçmesi milletlerarası demir yolu yük nakliyeciliğinde milat oldu. Çin’den Avrupa’ya birinci transit tren, Demir İpekyolu olarak isimlendirilen Orta Koridor ve Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu Çizgisi’ni kullanarak Türkiye’ye 12 günde, Marmaray Boğaz Tüp Geçişi ile de Çekya’nın başşehri Prag’a toplam 18 günde ulaştı.

Hala dünyanın üretim merkezi Çin ile Avrupa ortasında Rusya üzerinden geçen ve Kuzey Demiryolu Koridoru olarak bilinen kelam konusu sınırdan yılda 5 bin trenin gittiği dikkate alındığında bunların bir kısmının Orta Koridor yani Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşmasının Türkiye’yi lojistikte değerli pozisyona getirmesi bekleniyor.

Marmaray Boğaz Tüp Geçişi ile maliyet azaldı, vakit tasarrufu sağlandı

Marmaray Boğaz Tüp Geçişi’yle yük nakliyatında tarihi bir periyoda adım atılırken ulaşım maliyetleri ve vakit açısından kıymetli avantaj sağlandı.

Marmaray öncesi deniz yoluyla aktarmalı olarak sağlanan yük nakliyeciliğinde ulaşım maliyetleri ve vakit kaybının yüksek olmasının yanı sıra feribotların kapasitesinin hudutlu olması nedeniyle birçok külfetler yaşanıyordu.

İstanbul Boğazı’nın 60 metre derinliğinde iki kıtayı kavuşturan Marmaray Boğaz Tüp Geçişi ile Bakü-Tiflis-Kars Demir -Yolu Çizgisi ve Orta Koridor, yalnızca Türkiye’de değil tüm dünya genelinde lojistik bölümünde geleceğin lojistik planlamalarının ana ögesini oluşturuyor.