Babası annesini öldürüp, cansız bedeninin bodrumda çürümeye terk etmiş! Acılı evlat dehşet gecesini anlattı

Topçular Mahallesi 111’inci Sokak’taki Akçay Apartmanı 5’inci katında oturan Naride Işık Yıldızhan, 7 Kasım 2016’da Iğdır Emniyet Müdürlüğü’ne başvurarak babası Eyüp Yıldızhan’ın, kendisi ve kardeşlerinin hürriyetini tahdit ettiğini, boşadığı annesi Nesrişah Yorgun’u da bıçaklayarak öldürdükten sonra kan izlerini temizleyip cesedi de arkadaşıyla taşıdığı ihbarında bulundu.

Gözaltına alınan Eyüp Yıldızhan, “Ben karımı öldürmedim. Kendisi kayıp ben de merak ediyorum” diye söz verdi. O devir cinayet tespit edilemediği için evrak arşive kaldırılırken, Nesrişah Yorgun için de arama kaydı hazırlandı. Eyüp Yıldızhan, çocuklarına yönelik ‘hürriyeti tahdit’ cürmünden tutuklanarak cezaevine kondu.

CANSIZ VÜCUDU 5 YIL SONRA BİNANIN BODRUMUNDA BULUNDU

ARKADAŞINI YARDIM ETMESİ İÇİN TEHDİT ETMİŞ

Köpeğin reaksiyon vermesi üzerine fayansları kırarak hafriyat yapan polis, çelik sandığa ulaştı. Sandığı açan takımlar, cesetle karşılaştı. İncelemede, cesedin Nesrişah Yorgun’a ilişkin olduğunu belirleyen polis, cezaevinde bulunan Eyüp Yıldızhan hakkında soruşturma başlattı. Polisler, olay günü Yıldızhan’ın yanında olduğunu belirledikleri İhsan Alver’i de cinayetten kısa bir müddet sonra yerleştiği İstanbul’da gözaltına alarak, Iğdır’a getirdi. Emniyetteki sözünün akabinde mahkemeye çıkarılan Alver, kabahatini itiraf etti. Alver, “Eyüp beni çağırdı, bayanı öldürmüştü. Benden cesedi bodruma indirmek için yardım istedi. Olmaz dediysem de ‘Yardım etmezsen birlikte yaptık’ derim diyerek tehdit etti, korkuttu. O yüzden yardımcı olmak zorunda kaldım” dedi. Alver tutuklanarak cezaevine gönderildi.

“ANNENİN TANSİYONU VAR, BAYILDI”

Yaşadığı kabus dolu geceden 5 yıl sonra, annesinin cenazesinin apartmanın bodrum katında üzeri fayanslarla örtülü bir sandığın içinden çıkmasına çok üzüldüğünü söyleyen çiftin 8 kız çocuğundan Naride Işık Yıldızhan yaşadıklarını anlattı. Olay günü annesi ile bir kafede oturduğunu belirten Yıldızhan şunları söyledi: “Babam, annemi cep telefonu ile arayıp lahana aldığını ve bunu kendisi için sarmasını istedi. Konuta gittik. Annem kendisine yardım etmem için beni mutfağa gönderdi. Babam ‘sen hastasın, karnın ağrıyor yatağına gir çıkma’ diyerek müsaade vermedi. Ben de yatağımdan çıkmadım. Yatağımda uzanırken babam anneme yardım ediyordu. Babamın elinde küçük bir hap vardı. O hapı annemin birasına attı. Annem birayı yarısına kadar içti. Annem telefonla konuşuyordu, sonra tuvalete gitti. Ben odadayken gürültü duydum. Merak ettim, baktım, babam kucağında annemi almış getiriyordu. Babam, annemi yatağa koyarken ‘Anneme ne oldu?’ diye sordum. Babam ‘annenin tansiyonu var, düştü, bayıldı’ dedi.

“ANNENE YUMRUK ATTIM, MESKENİ TERK ETTİ” DEMİŞ

Ben de ‘annemin bu türlü bir şeyi olmazdı’ bana ‘sen karışma diye’ bağırınca korktum. Karnım ağrıdığı için babam meyve suyu getirdi ve ‘iç bir şeyin kalmaz’ dedi. Onu içince gözüm kararmaya başladı, düştüm. Sonra gözümü açtığımda hava karanlıktı. Bir tane orta yaşlı kır saçlı adamın sonradan isminin İhsan Alver olduğunu öğrendiğim şahıs, yatağı siliyordu, yerde kova ve bulaşık süngeri vardı. Benim uyanmama adam korktu, huzursuz oldu ve babama ‘Eyüp kızın kalktı gel’ dedi. Babam bana ‘bir şey hatırlıyor musun?’ sordu. Ben de hatırlamadığımı belirterek annemi sordum. Babam, ‘annenin burnuna yumruk vurdum, kanadı o da konutu terk etti’ dedi. Ben lavaboya gideceğimi söyledim. Babamla konuşurken İhsan Alver de yanımızdaydı.

Babam beni tuvalete götürdü. Geri döndükten sonra odanın kapısını üzerime kilitledi. Ben ‘neden üzerime kapıyı kilitledin?’ diye sorunca ‘Koy başını sen yat, karışma’ dedi. Sonra ışığı açtım, halıların her yeri kandı, lakin temizlenmişti. Çok fazla kan vardı. Korktum, huzursuz oldum, ‘baba bu ne kan’ diye sordum. ‘Senin annenin burun kanıdır, sen karışma yat’ dedi. Televizyon açmıştı, televizyon ışığı vardı, ben yatakta yatıyordum. Meskende güya paklık yapıyorlardı. İhsan’la babam konut içinde oraya buraya gidiyorlardı.”

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Özkan Aydın