Güneşli günler beklerken karanlığa gömüldük! İşte Milli Takım’daki tarihi yıkımın 6 nedeni

EURO 2020’ye İtalya yenilgisiyle başlayan Ulusal Grup, Galler karşısında da varlık gösteremeyerek şimdi puanla tanışamadı. Başarısız performansların akabinde teknik yönetici Şenol Güneş, takım tercihleriyle tenkit oklarının amacı oldu.

FUTBOLCULARIN FORMA ADALETİNE OLAN İNANCI ZAYIFLADI

Şenol Güneş her ne kadar takıma 26 futbolcu almış olsa da, kimlerin birinci 11 oynayacağı, kimlerin yedek kalacağı ya da maç takımına alınmayacağı turnuva öncesinde dahi oyuncular tarafından biliniyordu. Son periyodun en makûs futbolunun sergilendiği İtalya maçı sonrası yapılan idmanlarda Güneş’in birinci 11’de yalnızca 2 değişiklik yapacağının sinyallerini vermesi birçok oyuncuyu hayal kırıklığına uğrattı, küstürdü. Kadro içinde, “Ağzımla kuş tutsam nafil; Şenol Hoca ne yapsam ne etsem beni oynatmıyor” kanısını lisana getiren futbolcular oldu. Futbolcuların eşit rekabete ve forma adaletine olan inancı zayıfladı.

KAAN TERCİHİ DEĞERLİYE PATLADI

TAYLAN ANTALYALI VE İRFAN CAN KAHVECİ’Yİ HİÇ DEĞERLENDİRMEDİ

Hürriyet’in derlediği habere nazaran; İtalya karşısında hakikat dürüst oyun kuramadık. Bunun en değerli sebebi; orta alandaki Ozan Tufan-Okay Yokuşlu ikilisinin adeta ‘yokları’ oynamasıydı. İki oyuncuyu da 64. dakikada kenara alan Şenol Güneş, elinde dönemin en formda isimlerinden Taylan Antalyalı ve İrfan Can Kahveci üzere isimler varken, Galler maçına da Ozan Tufan ve Okay’la başladı. Fizik olarak hazır olmadığı çok belirli olan Ozan, hamleye neredeyse hiç takviye veremezken, Okay da yanlışlı paslarıyla dikkat çekti, sonuçta da ortaya üretkenlikten uzak ve durağan bir orta saha çıktı.

GENÇ YETENEKLERİ DÜŞÜNMEDİ

24,6 yaş ortalamasıyla EURO 2020’nin en genç takımına sahip A Ulusal Takımımız’da Halil Dervişoğlu, Kerem Aktürkoğlu, Abdülkadir Ömür ve Rıdvan Yılmaz üzere 20’li yaşlarının başında isimler de yer alıyordu. Fakat Güneş, Kerem, Abdülkadir ve Rıdvan’a hiç baht vermezken, Halil İtalya ve Galler maçlarında son 15 dakikalarda forma giyebildi. Formsuz olan Kenan Karaman’ın yerine Halil birinci 11 başlayabilir, Kerem, Abdülkadir ve Rıdvan da en azından ikinci yarılarda oynatılabilirdi.

GALLER’İN TAKTİĞİNE DEVA BULAMADI

Galler Ulusal Ekibi’nin genelde uzun toplarla gol aradığı, bizim karşımızda da bu türlü oynayacağı herkesin bildiği ve konuştuğu bir bahisti. Birinci yarıda Bale-Ramsey ikilisi golü bulana kadar 4 sefer bu biçimde oynadı. Galler Teknik Yöneticisi Robert Page, planlarının tuttuğunu “Türkiye’yi 5-0 yenebilirdik” kelamlarıyla özetlerken, Güneş, rakibin tıkır tıkır işleyen bu taktiği karşısında hakikat hamleyi yapamadı, deva bulamadı. Ayrıyeten İtalya ve Galler maçlarında hakikat dürüst bir atak planımız da yoktu. Korner atışları dışında gol konumumuz hiç yoktu.

FİZİKÎ AÇIDAN SINIFTA KALDIK

Şampiyonada ulusal kadromuzun en çok dikkat çeken olumsuz taraflarından biri; fizikî açıdan zayıf olması idi. İtalya maçındaki hüsranın en büyük sebebi de buydu. Rakip futbolcular 90 dakika boyunca sahanın her yerine koştu ve oyunu olabildiğince çabuk oynadı. Biz ise hem onlar kadar koşmadık hem de topa sahip olduğumuz kısımlarda yavaş oynadık. Daha zayıf bir takıma sahip Galler karşısında da bu tablo çabucak hemen tıpkı idi. Rakibe baş tutacak bir fizikî gücümüz yoktu.