Aşı olmayanların akılalmaz 10 bahanesi

Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın şimdi birinci doz aşısını olmamış 22 milyonu aşkın kişi olduğunu söylemesinin akabinde akıllara, “Bu şahıslar neden aşı olmak istemiyor” sorusu geldi.

3’ü Bilim Şurası üyesi 4 profesör bu soruyu yanıtlarken, aşı olmayanlar da neden aşı vurdurmadıklarını anlattı.

AŞI KARŞITLARINA İNANIYORLAR

Bilim Konseyi Üyesi Prof. Dr. Sema Kultufan Turan: Ülkede aşı karşıtı olan pek çok insan var. Bilimsel bir destekleri yok ancak konuşup toplumu kahra sokuyor ve kuşkuya düşürüyorlar. Aşı ile korunmanın çok kıymetli olduğunu ağır bakım muhtaçlığının azalmasından anlayabiliyoruz. Lakin ferdî tedbirleri bırakırsak, bu pandemi sürecinden kurtulmamız mümkün olmayacak.

RANT İÇİN BAŞ KARIŞTIRIYORLAR

Ankara Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Kısmı Öğretim üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal: Bu mevzuyu iki başka başlıkta incelemek lazım. Aşı aksiliğinin propagandasını yapanlar ve aşı zıddı olmayan fakat bunlardan etkilenip başı karışıp kararsız olanlar. Aşı aksisi olanlar ‘COVID-19 diye bir hastalık yok’ diyorlar. ‘RNA virüsüne karşı aşı olamaz’ tezini savunuyorlar. Aşının etkisiz olduğunu söylüyorlar. ‘Aşının çok fazla komplikasyonu var’ diyorlar. Bu insanların sayısı az lakin bu az sayıdaki bireyler içinde maalesef tabipler da var. Birinci evvel burayı çözümlememiz gerekiyor. Bu 100-150 kadar kişi niçin aşı zıddı kampanyalar yapıyorlar? 23 milyon bunlardan niçin etkileniyor? Bu işi çözmek istiyorsak öncelikle gayrı bilimsel, gayrı yasal, gayrı ahlaki halk sıhhatine ziyan verenlerin, bundan ne çıkarları olduğunu net olarak ortaya koymak lazım. Birden fazla rant, popülaritesini arttırmak, müşteri profilini genişletmek ya da ilaç dışı hususların pazarlanmasını yapmak için aşı zıtlığı yapıyor. Bunlar kendi rantları için halkın başını karıştırıyorlar.

KOMPLO TEORİLERİ CAZİP GELİYOR

Bilim Şurası Üyesi Prof. Dr. Levent Akın: Bu bireyler komplo teorilerinin tesiri altında kalıyorlar. Yok aşı kısırlık yapıyor, çip takıyorlar, yabancı casuslar devrede, aşı olanların beyninde hasar oluyor, kalp hastalığına neden oluyor üzere say say bitmeyen bilimsellikten uzak tevatürlere inanmak istiyorlar. Bu hastalıkla çaba etmenin en değerli yolu aşı olmak. Problemli günlere dönmemek için maske, uzaklık, hijyen ve aşı kurallarını uygulamalıyız. Uygulamalıyız ki virüs bulaşacak yer bulamasın ve kaybolsun. Lakin olay sayıları süratle artıyor. Bu da önlemlerin gereğince uygulanmadığını gösteriyor. Kurban bayramının tesirini de şimdi görmedik.

“GENCİM, COVID’İ YENERİM” DİYEN VAR

Bilim Konseyi Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü: Aşı olmak istemeyenleri iki kategoride ele almak lazım. Bunların bir kısmı aşı aykırılığı denilen bir kategori. Burada bir güvensizlik kelam konusu. Aşı ile ziyan görebileceklerini düşünüyorlar. Delile, bilgiye dayanmaksızın komplo teorilerine dayanıyorlar. Bu bizde çok fazla değil. Türkiye’de başka aşılara bakacak olursak aşılanma oranı çok yüksek. COVID-19 aşısının düşük oranda olmasının nedeni tereddütlerin olması. Örneğin hangi aşıyı olsam, Türk aşısı çıkınca onu mu olsam, alerjim var dokunur mu, üzere sorular var insanların başında. Bu da kimi şahısların aşıya aralı olmasına neden oluyor. Bu tereddütlerin artık ortadan kalkması lazım. Zira dünya nüfusunun yüzde 30’u aşılanmış durumda. Burada yapılması gereken bilgilendirme ve aşının aktifliği ile ilgili bilgilerin paylaşılması. Bir diğer küme da kendilerini inançta hissedenler. ‘Ben topluma karışmıyorum, bana bir şey olmaz ya da gencim hasta olsam da yenebilirim’ diye düşünenler var. İhmalkar olanlar da bulunuyor. Aşı olmak istiyor lakin fırsat bulup bir türlü aşılamaya gitmeyenler var. İkinci doz aşısını olmayanların bu şahıslardan oluştuğunu düşünüyorum. Eğitim ve toplumsal durum da tesirli olağan ki. Hala dünyanın düz olduğuna inanan bir kesim var sonuçta. Her bir kategoriye yaklaşım farklı olmalı.

İŞTE EN YAYGIN 10 MAZERET

• COVID-19’a inanmıyorlar.
  – Aşının etkisiz olduğunu düşünüyorlar.
  – Yan tesirlerden korkuyorlar.
  – Aşıyla çip takıldığını düşünüyorlar.
  – Aşının kısırlık yaptığına inanıyorlar.
  – Yabancı casusların devrede olduğunu söyleyen var.
  – Türk aşısını bekliyorlar.
  – Alerji yapabilir diye korkuyorlar.
  – İhmalkar olanlar var.
  – “Bana bir şey olmaz” diyorlar.

AŞI AKSİLERİ KONUŞTU: BİZİ ROBOT YAPACAKLAR

Ümmühan Çukadar (Emekli muhasebe müdürü-50 yaşında): Ben bu aşıların içinde manyetik frekans olduğunu düşünüyorum. Bizi robotlaşmaya gerçek götürecekler. Aslında petrol eserlerinden üretiliyor. Sıhhate ziyanlı. Evet, virüs var lakin grip üzere bir şey. Ben emniyetli bulmadığım için aşı olmuyorum.

MASKE-MESAFE KÂFİ BENCE

Eyyüp Görkem Özarslan (Üniversite öğrencisi-23 yaşında): Aşı olmak istemiyorum zira hâlâ muteber ve kesin sonuçları yok. Maske, ara ve paklığa dikkat edildikçe virüsten en rahat biçimde korunabileceğimizi düşünüyorum.

BEN AŞIYA İNANMIYORUM

Murat Güneş (Satın alma müdürü-40 yaşında): Koronavirüs aşısı bana pek inandırıcı gelmiyor. Zira aşı olan beşerler tekrar rahatsızlanıyor. Beşerler antikor üretmiyor. Aşı sahiden koruyorsa neden bunu daha evvelden üretmediler? Her gün binlerce kişi ölüyorsa, bu aşılar ne kadar koruyor?

BELİRSİZLİK VAR

Barış Ustabaş (Spor antrenörü, 27 yaşında): Aşı aykırısı değilim fakat ortada bir belirsizlik var. Uzmanların bir dedikleri oburunu tutmuyor. Evvel iki doz kâfi denildi, artık üçüncü, dördüncü dozdan kelam ediyorlar. Aşı olmamamın nedeni belirsizlik.

TAHMİNEN ON YIL SONRA

Melda Topbaş (Veteriner doktor, 25 yaşında): Aşıların uzun vadeli güvenilirliğinden, yan tesirlerinden emin değilim ve birçok kişi aşı olursa benim olmama gerek kalmaz diye düşünüyorum. Tahminen 10 yıl sonra kuşkularım azaldığında olurum fakat bilim asla palavra söylemez.

GÜVENMİYORUM

Ali Kurt (Yönetmen-28 yaşında): Aşı zıddı değilim. İnsan vücuduna vurulan bir aşının sorumluluk alınmadan ve ruhsatı da alınmadan yapılmaya çalışılması bana itimat vermiyor.