Elazığ’daki Kentsel Dönüşüm Mağdurları AKP’ye Tepki Gösterdi: ‘Birilerine Peşkeş Çekmenin Anlamı Yok’

Sözcü’den cihan Demirdaş’ın haberine nazaran, Elazığ’da 2020 yılında meydana gelen Sivrice merkezli sarsıntının akabinde Sürsürü Mahallesi’nde kentsel dönüşüm çalışmaları yapıldı. Kentsel dönüşüm çalışmalarından hak sahibi olan vatandaşların yetkililer tarafından mağdur edildiği argümanıyla onlarca vatandaş bir ortaya gelerek yetkilileri protesto etti. Kentsel dönüşüm mağduru  vatandaşlar arsa ve konut fiyatlarının düzenlemesi davetinde bulundular.

Mahalle sakinlerinden Mustafa Daş, AKP Elazığ milletvekillerine reaksiyon göstererek ”Sermin Balık ve Metin Bulut’un dayatmasıyla buradaki haklarımız gasp edilmesin. Buradakini şad etmeden karşıdakini mutlu etmek çirkefliktir, haksızlıktır” dedi.

Zelzele sonrasında kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında insanların mallarının peşkeş çekilmek istendiğini belirten Sürsürü Mahalle muhtarı Ergun Gül, şunları söyledi:

‘TOKİ’nin burada vermiş olduğu fiyatlandırma 500-850 bin TL ortasında. Elazığ’da bu ölçüde bir arsa fiyatı yoktur. 2019 yılında  çıkmaz sokağı olan bir yere  bin 400 liradan satışı yapılmıştı. Fiyatlar konusunda önemli manada beşerler sorun çekiyorlar. Vatandaşlarımıza yerlerini ada bazında verileceğini Etraf Şehircilik Genel  Müdürlüğü tarafından açıklanmıştı. Ancak buradaki vatandaşların yüzde 50’sinin ada bazında yerlerinin verilmediğini 2+1 verildiğini bu 2+ 1’lere ise 10-20 kişiyi ortak ederek paylar düzgün bir biçimde dağıtılmamıştır. Bu hususta da vatandaşlarımız  önemli manada meşakkat çekmektedirler. Şimdi daha kuraya tabi tutulmamış 150-200 civarında vatandaşımız var burada. Bu vatandaşlarımız kuraya tabi tutulmadığı halde ve sorunu bitmeden bu insanların malını gasp edip birilerine peşkeş çekmenin hiçbir manası yok. Bu ne vicdana ne  dine sığar.  Devlet büyüklerinden, valimden, belediye liderimden tahlil bekliyorum. Burada muhatap bulamıyorum.’

‘Kentsel dönüşünden bir yetkili çıkıp konut ve arsa fiyatlarını açıklarlarsa insanlarda ister alır yada almaz yahut mahkemeye sarfiyat. Lakin bunlar çözülmediği halde Etraf Şehircilik Genel Müdürlüğü hırs ve ihtiraslarına teslim olarak bu insanların meselelerini çözmeden Rüstempaşa Mahallesi’ndeki vatandaşları getirip buradaki konutlar için kuraya tabi tabi tutmaları direk olarak gasptır. Buradaki vatandaşlarımız da bu durumu mahkemeye taşıyacaklar.  Buradaki bürokratlar milletin kapısını kırma  kalplerini kırmaktan  öteki bir şey yapmıyor.’

İki meskeninin hasarsız olmasına karşın yıkıldığını ve hak sahipliğinin teğe düşürüldüğünü belirten mahalle sakinlerinden Mustafa Daş ise şunları söyledi:

‘Burada benim iki konutuma verilen hak sahipliği teğe düşürüldü münasebet olarak ise abone gösterildi. Benim üzere birçok abone mağduru vatandaşımız var. Devlet mülkiyete nazaran değil aboneye nazaran muamele yapmaktadır. Burada verilen fiyatlardan belgisiz işlerden ötürü vatandaşlar olarak huzursuz arsa sahipleri tedirgindir. Bir esnaf olarak burada dükkanım da vardı. Benim 32 metrekare dükkanıma biçilen kıymet 26 bin TL. Devletin 15 bin TL kira yardımı yaptığı bir yere 26 bin TL kıymet biçilmesi nitekim çok gülünçtür. Adamın yeri var arsa üzerinde bina gösterilmemiş. Sen burayı halihazırda nasıl almışsan o form teslim edeceksin. Sonuçta biz sizi davet etmedik siz geldiniz buraya. Vatandaşımızın haklı mağduriyetine devletimiz kulak tıkamasın. Bürokrasi bizi hiçbir halde bizi desteklememiştir. Sermin Balık’ın ve Metin Bulut’un dayatmasıyla buradaki haklarımız gasp edilmesin. Buradakini şad etmeden karşıdakini şad etmek çirkefliktir haksızlıktır. Allah’tan korkun, burada yeni meskenlerimiz yıkıldı. İki katlı hasarsız konutum yıkıldı yıkan adamın bile vicdanı sızladı.  Benim üzere burada birçok insan var. Şayet devletimiz büyükse devletliğini yapacaksa bizi mağdur etmesin. Etraf Şehircilik ofisinde iki tane yeni yetişen genç kardeşimizin  hakaretlerine rencide edici  kelamlarına mağdur bırakmasın. Burada hukuk çiğneniyor burada şerh düşme hakkımız gasp ediliyor.utmaları direk olarak gasptır. Buradaki vatandaşlarımız da bu durumu mahkemeye taşıyacaklar.  Buradaki bürokratlar milletin kapısını kırma  kalplerini kırmaktan  öteki bir şey yapmıyor.’