Süleyman Soylu: ‘Türkiye Bambaşka Bir Noktaya Doğru Gidiyor’

Van’ın Edremit ilçesinde partililere seslenen Süleyman Soylu, ‘İnsanlarımızın sanki emekli maaşımı bu ay alabilecek miyim? diye kaygı ettiği bir Türkiye’den, gecenin bir yarısında kuyruğa girip sonraki sabah banka önünde maaşımı alabilecek miyim? diye beklediği günlerden geliyoruz. Biz güç günlerden geliyoruz. Birilerinin gazete manşeti ile başbakanların prestijlerini almaya çalıştığı günlerden geliyoruz. Bir gecede yüzde kaçlık faizlerle Türkiye’nin çıkarını, sizin birikimlerinizi Avrupa’nın ve dünyanın güçlü ülkeleri kendi kasalarına aktardığı günlerden geliyoruz. Akşam saat 16.00’dan sonra insanların sokağa çıkmaktan imtina ettiği, konuta gitmek zorunda kaldığı sıkıntı devirlerden geliyoruz. Siz büyük bir ihtilal gerçekleştirdiniz. Ben İstanbul’da doğdum ve büyüdüm. ‘Kimsiniz, nereden geldiniz?’ Denildiğinde ‘ben Kürdüm ama’ denilirdi. Hiç kimse kendi etnik kökenini, kendi mensubiyetini tabir edemezdi. Ne vakit değişti biliyor musunuz? Tayyip Erdoğan ve AK Parti ile bir arada değişti. Herkesin kendisini söz ettiği, herkesin kendisini ortaya koyduğu, kimsenin mensubiyetinden endişelenmediği, korkmadığı, sanki bana bir şeyler mi söyler? diye çekinmediği bir anlayışı siz yıktınız. Tayyip Erdoğan’la birlikte yıktınız. Zorla, kötülüklerle yapmanız. Tam zıddı oyla, demokrasiyle ve milletle bir arada yıktınız. Bu ülkede beşerler kendi inançlarını ve kıymetlerini ortaya koymakta zorlanırlardı. Ben dindarım demekten korkarlardı. Beşerler kıyafetlerinden ötürü ötekileştirilirdi. Altını çizerek söylemek istiyorum, Tayyip Erdoğan ve AK Parti’nin Türkiye’si özgür Türkiye’dir. Bugün herkes büyük bir özgüven içerisinde korkmadan, çekinmeden istediği kıyafeti giyebilen, başörtüsünü takabilen, üniversiteye gidebilen, devlet memuru olabilen, bana öteki muamelesi yapamazsın diye bütün dünyaya meydan okuyan bir Türkiye; bu meclislerden, bu istişarelerden, bu kardeşlikten geçti. Yetmedi, bununla da yetinmedi. Bu ülkede Aleviyim demek hataydı. Beşerler söyleyemezlerdi’ dedi.

Konuşmasında CHP Genel Lideri Kılıçdaroğlu’na seslenen Bakan Soylu, ‘Öyle HDP’nin kalabalıklarıyla gelip de Doğu ve Güneydoğu’da gezmek olmaz, milletle gezmek olur. Tayyip Erdoğan olmasaydı Sivas’tan öteye geçemiyordu. Huzur, kardeşlik geldi, artık Türkiye’nin her tarafına rahat rahat gidebiliyor. Adam teşekkür eder. Adam der ki Allah razı olsun AK Parti’den, Tayyip Erdoğan’dan. Türkiye’ye huzur getirdi, birlik getirdi, beraberlik getirdi. 2023’te bir aday olsa da Tayyip Erdoğan onun çarıklarını bir aykırı giydirse şöyle. Sanki ondan sonra genel başkanlığa devam eder mi? Eder değil mi? Eder zira o denli bir yüzü var ki yeniliyor, yeniliyor yenilmeye doymuyor’ dedi.

Bakan Soylu, ‘Hakikaten büyük bir ihtilal ve değişimin altına imza attınız. Daima birlikte buradaydık. Daima bir arada yaşadık. Sizler çok şeyler yaşadınız. Çok zahmetler çektiniz. Bugünleri hayal etmek bile zordu. Diyarbakır’da da çarşılar, pazarlar şenlik içerisindeydi. Cezeri’nin müzesini açtık. Yüzyıllar evvel içimizden yetiştirmiş bir bilim adamının bu topraklara kazandırdıklarının neler olduğunu oradaki gençlerimize göstermek için müzesini açtık. Yalnızca o değil, hanımeli pazarına açtık. Onlarca bayanın el emekleriyle ürettiklerini rahatça satabilecekleri bir pazar açtık. Onlarca, yüzlerce hoş yapıtlarla buluşturduk. Motamot Van’da olduğu üzere. Bu ülkede kimse etnik kökeninden ötürü ötekileştirilmiyor. Bu ülkede Kürtçeyi rahat bir formda konuşma hakkına sahip mi beşerler? Bu ülkede kendi etnik kökenini istedikleri halde söyleme kabiliyetine sahip mi? Evet. Bu ülkede bütün bunlar yapılırken, sanayi sitelerimizin sayısı gitgide artıyor mu? Van’da, Diyarbakır’da, Şanlıurfa’da, 2016’dan sonra Doğu ve Güneydoğu’da üniversiteyi kazanan hekimlerin sayısı tam iki kat arttı. 2019- 2020- 2021, sayılar 3-5 ve 20’nin üzerine çıktı. Neden? Zira huzur içerisindeler. Adıyaman’a indim, gençler etrafımı sardı. ‘Biz ders çalışmak için kütüphane istiyoruz’ dediler. Şunu söz etmek istiyorum. Türkiye apayrı bir noktaya gerçek gidiyor’ dedi.

Bakan Soylu şöyle devam etti:

‘Eğer biz Amerikan’ın ağzına baksaydık, şayet biz Avrupa’nın ağzına baksaydık terörü bitirebilir miydik? Ukrayna üzere NATO’dan, Avrupa’dan bir şeyler bekleseydik, Birleşmiş Milletler’den, NATO’dan ve başka kulüplerinden bir şey beklemiş olsaydık, şu an Türkiye’nin her tarafında insanların sanki yarın ne olacak diye kaygısından sıyırabilir miydik? Elbette hayır. Van’dan Diyarbakır’a kadar, Şanlıurfa’dan Adıyaman’a kadar bu bölgeyi bir turizm potansiyeli yapma kabiliyetine sahip olabilir miydik? Diyarbakır Eğil’de biliyorsunuz Hazreti Elyesa ile Hazreti Zülküf’ün mezarları yan yana. Türkiye’nin her tarafında gençler gelmişlerdi. Gençler niye geldiniz? dedim. ‘Biz Van’a da gittik, biz Doğu ve Güneydoğu’yu bu türlü bilmiyorduk. Huzur var, insanların yüzü gülüyor. Burada da bize bırakılmış büyük bir kültürel miras var. Şunu söylemek istiyorum. O günlere bir daha geri dönmeyeceğiz. Van’ın Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden mezun olan kardeşlerimizle birlikte Türkiye’ye ve dünyaya bildiri vereceğiz. Artık ihracatımızı artıracağız. Çocuklarımızın daha güzel istihdamla iş bulabilecek gelişmişliği ortaya koyacağız. Artık ne yapacağız? Çocuklarımızı öğretmen, mühendis, tabip, hemşire, polis, asker ve bilgisayar mühendisi yapacağız. Biz bu amaçlar içerisine kendimizi koymamış olsaydık, bu maksatların içerisinde olmamış olsaydık bugün PKK terör örgütünün huzurumuzu bozan ve bizi oyuncak olarak gören anlayışın içerisinde daima bir arada debelenip dururduk.’

PKK defterini kapattıklarını belirten Bakan Soylu, ‘Ben Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu karış karış gezen bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Ne söylerlerse söylesinler ne ortaya koyarlarsa koysunlar, onların bu coğrafyaya dayatmak istediği sürecin defterini biz kapattık. İster artlarında Amerika olsun ister Avrupa olsun, kim olursa olsun yeni bir defter açtık. Şayet biz savunma sanayiinde yüzde 20’lerden 80’lere gelmeseydik bu kelamları söyleyemezdik. Şayet biz ayaklarımızın üzerinde durup 3 bin dolarlardan 10 bin dolarlık kişi başına gelir düzeyine gelmeseydik bu kelamları söyleyemezdik. Biz Karabağ’da, Azerbaycanlı kardeşlerimizle bir arada Karabağ atılımını yapamazdık, Kıbrıs’ta Kapalı Maraş’ı açık Maraş haline getiremezdik, Doğu Akdeniz’de hakkımızı savunamazdık, Libya’da orada karşı karşıya bırakılan bir oldu bittiyi kabul etmek zorunda kalırdık. Eski Türkiye değiliz artık. Etrafındaki coğrafyadaki ilgi alanlarını tesir alanlarına döndüren bir Türkiye’yiz. Bunu daima bir arada sağlayabilecek bir Türkiye’yiz. Dünyada son iki buçuk yıldır pandemi yaşıyor muyuz? Pekala dünyanın en büyük varlıklı ülkeleri hiçbir şey ortaya koydular mı, bir yol bir tahlil önerisi ortaya koydular mı? Birbirlerine maskeyi sakladılar. Aşı yaptılar, fukara ülkelere vermediler. Öbür ülkelere vermediler. Beşerler ölsün dediler. Tayyip Erdoğan’a kızıyorlar niye? Kent Hastanesi yaptın diye. Amerika’da beşerler koridorlarda hayatlarını pandemi sebebiyle kaybederken, Türkiye’de beşerler kent hastanelerinde 5 yıldızlı otellerde karşılandılar. Bu AK Parti sayesinde, sizin sayenizde oldu. Bunu daima bir arada gerçekleştirdik. Öteki ülkelerde yaşayan vatandaşlarımızı hastanelere dahi almazken, biz ambulans uçaklarımızı gönderip kendi ülkemizin vatandaşlarına sahip çıktık’ dedi.

Yuvarlak masa etrafında toplanan muhalefet partilerini eleştiren Bakan Soylu, ‘Eski Türkiye’nin koalisyon alışkanlıklarını Türkiye’ye vermeye çalışıyorlar. Türkiye o günleri eskide bıraktı, bir daha hükümetlerin sabahtan akşama kadar sarsıldığı, bir daha birilerinin tehdidi ile birlikte hükümetlerin devrildiği günlere dönemeyiz artık. Şunu söylemek istiyorum, pandemiden geçtik mi? Şu anda dünyada ekonomik, göç, salgın ve güç konusunda sıkışıklık var mı? Pekala var, şunu söylemek istiyorum. Bütün bu sıkışık içerisinde Türkiye’de bir hükümet krizi yaşıyor muyuz? Şayet koalisyon periyotlarında olsaydı, bir hükümet krizi yaşar mıydık? Her gün yaşardık. Pekala yarın öbür gün Türkiye’yi önerdikleri sistemle Türkiye karşı karşıya kalınca Amerika’nın ve Avrupa’nın vesayeti içerisinde istedikleri üzere bizle oynayabilecekleri bir anlayışa bizi itmeye çalışıyorlar. Buna düşmeyin, bunu daima bir arada sağlayabilecek bir anlayışı gerçekleştirelim. Bilhassa sizden şunu istiyorum, çok çalışacağız, çok çaba göstereceğiz, çok uğraş edeceğiz. Şayet 2023’te birilerinin hevesine kurban edersek, Türkiye eski günlerine geri döner. Van’ı yeterli biliyorum, terör örgütünün insanlardan, esnaftan sabah akşam dükkanlarına girip onlardan haraç aldıkları günleri unutmuş değilim. Çocuklarımızın, evlatlarımızın dağa götürülmek için ailelerin tehdit edildi günleri unutmuş değilim. Hiçbirimiz unutmadık. Annelerin yüreğinin yandığı günleri unutmuş değiliz. Artık de söylüyorum, Van’da atmamız gereken adımları bugüne kadar güçlü bir halde attık. Yalnızca bu bölgeye değil, etrafımızdaki bölgeye de huzur getireceğiz. Suriye’de olup bitenleri görüyorsunuz. Şayet güçlü bir Türkiye olmazsa, oraya barış gelmez. Bağdat’ta Irak’ta olan bitenleri biliyoruz. Allah şahittir, Suriye’den Irak’a kadar etrafımızdaki coğrafyaya daima bir arada huzur getireceğiz. Yalnızca kendimiz için değil, etrafımızdaki coğrafyaya musallat olanların etrafımızdaki coğrafyadan ellerini çekmeleri için bunu başarmak zorundayız. Dünyanın her tarafına, mağdurlara ve mazlumlara elimizi uzatmak zorundayız’ diye konuştu.