Öztrak’tan Danıştay’ın Ayasofya kararı hakkında açıklama: Cumhuriyetin hukukunu yok saydı

CHP Merkez İdare Heyeti (MYK) toplantısı, Genel Lider Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında görüntü konferans aracılığıyla yapıldı.

Toplantı sürerken açıklamada bulunan Öztrak, Pençe-Kaplan Operasyonu bölgesinde çıkan çatışmada yaralanan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Hava Piyade Astsubay Çavuş Ethem Demirci’ye Allah’tan rahmet, ailesine ve millete başsağlığı diledi.

Öztrak, Artvin’de yaşanan sel ve heyelan felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlara rahmet, yakınlarına sabır dileğinde bulundu.

İktidarın, Sakarya’da son 11 yılda 5 defa patlayan fabrikayı her seferinde öbür bir isimle açtırdığını ileri süren Öztrak, her patlamada hayatını yitiren ve yaralanan çalışanlar olduğunu söyledi.

Son patlamadan sonra kalan mühimmatın, tüm kurallar ve güvenlik tedbirleri yok sayılarak Mehmetçiklere taşıtıldığını tez eden Öztrak, “Taşıtan kim? Saray iktidarının İçişleri Bakanlığı. Sonuç? 3 kahraman askerimiz şehit, 11 yurttaşımız ise yaralı. Bunu ar bilip, millete hesap veren, istifa eden tek bir yetkili var mı? Ne gezer…” dedi.

Son iki yılda, 3 bin 669 işçinin iş cinayetlerine kurban gittiğini savunan Öztrak, ölenlere rahmet, yaralılara şifa dilenip geçildiğini belirtti.

Libya’da Türk askerlerinin olduğu havaalanının bombalandığını lisana getiren Öztrak, “Bombalayan kim? Rusya mı, Mısır mı, Birleşik Arap Emirlikleri mi, yoksa öbür bir devlet mi? Bilmiyoruz. Zira Libya’da ne olup bittiğini yazan gazeteciler, hemen sarayın zindanlarına atılıyor. Meclis’e Libya’da ne olup bittiği konusunda bilgi verilmiyor.” diye konuştu.

‘HTS kayıtlarını ortaya koyun, gerçekler ortaya çıksın’

Öztrak, 15 Temmuz’un hain darbe teşebbüsünün yıl dönümü olduğunu, 4 yıl önce 251 vatandaşın şehit, 2 bin 196 kişinin ise yaralanarak gazi olduğunu hatırlattı.

Faik Öztrak, şunları kaydetti:

“Erdoğan, herhalde ‘herkesi kör, alemi de sersem’ sanıyor. FETÖ’cülere, ‘beraber yürüdük biz bu yollarda’ diye ağıt yakıp, ‘dön artık memleketine bitsin bu hasret’ diye zırıl zırıl ağlayan kimdi? Bunlara ‘Ne istediniz de vermedik’ diyen kimdi? Ulusal ordumuzun harimiismetine, kozmik odasına bu FETÖ’cüleri sokan kimdi? Erdoğan’dı.

Kemalist gelenekle FETÖ’cüleri birbirine kırdırdık diyerek, hain darbenin arkasındaki siyasi aklı televizyonlarda hem de daha birkaç gün önce ifşa eden kimdi? AK Parti’nin tanıtım ve medya lider yardımcısıydı. Milli İstihbarat Teşkilatının uyarılarına ve Genelkurmayın talebine karşın, darbenin başrolündeki generallerin, kibirli adamın isteğiyle ordudan ihraç edilmediğini açıklayan kimdi? Devrin başbakanıydı. Yine bu darbe teşebbüsünü, Allah’ın lütfu deyip, siyasi fırsat olarak kucaklayan kimdi? O da Erdoğan’dı.

Artık sen o gece havada uçaktayken, başbakanın tünelde saklanırken, uçağının rotasını nereye çevireceğine bir türlü karar veremezken, İstanbul’daki ordu kumandanından garanti almak için uğraşırken, milletvekillerimize ‘darbeye derhal karşı çıkın’, ‘Meclise gidin, ben de Ankara’ya geliyorum’ diyen Genel Başkanımızdan hangi yüzle hesap soruyorsun?”

“Darbe öncesi Marmaris’te işiniz neydi? Uçaklar, helikopterler neden hazır duruyordu? Evvelden bir istihbarat mı aldınız?” diyen Öztrak, bu konuları içeren muhalefet şerhinin de içinde yer aldığı TBMM Darbeleri Araştırma Kurulu raporunun neden yayımlatılmadığını sordu.

Öztrak şöyle devam etti:

“Açığa kavuşturulmamış, üzerinde kuşku bulutları olan, esas sizin ve etrafınızdakilerin bu darbedeki rolüdür. Konuştukça batıyorsunuz. Genel Liderimiz söyledi. O gün kimin nerede olduğunu, kiminle konuştuğunu gösteren kayıtları açıklayın. HTS kayıtlarını ortaya koyun, gerçekler ortaya çıksın. Günü, vakti, saati geldiğinde 15 Temmuz ve 20 Temmuz’a giden sürecin gün görmemiş kısımları kesinlikle aydınlanacaktır.” 

15 Temmuz şehit yakınları ve gazileri için 309 milyon lira toplandığını aktaran Öztrak, bu bağışların nereye gittiğinin hesabının verilmesini istedi.

FETÖ’nun okyanus ötesinde lakin fikirlerinin iktidarda olduğunu öne süren Öztrak, bunu en son, “çoklu baro” için verilen yasa teklifinde gördüklerini savundu. Öztrak, “Saray, şehit ailelerinin ve canlarını ortaya koyan gazi yurttaşlarımızın hakkını vereceğine bir FETÖ projesi olan çoklu baro projesine sahip çıktı.” dedi.

‘Emeklilerimizi kandırmaya kalkmayın’

TÜİK’in işsizlik sayılarını açıkladığını belirten Öztrak, son iki yılda 3 milyon 202 bin kişinin işini kaybettiğini, bir ayda 968 bin kişinin işinden ayrıldığını kaydetti.

Gerçek işsiz sayısının 10 milyon 221 bine çıktığını söz eden Öztrak, liyakatsiz takımların elinde genç jenerasyonun heba edilmek üzere olduğunu lisana getirdi.

Öztrak, “Taşı sıksa suyunu çıkaracak 2 milyon 458 bin gencimiz evinde oturup, anasının babasının eline bakıyor ancak saray sosyetesinin gençlerine, sarayın yanaşmalarına, beslemelerine hava güzel. Onlar köpüklü jakuzilerde görüntü çekip, ‘Fakirler, beni rahatsız etmeyin.’ diye milletle alay etmeye başladılar.” halinde konuştu.

Hafta sonu Merkez Bankası temel sözleşmesine işlenen değişikliklerle artık ihtiyat akçesi biriktirmenin de tarihe karıştığını savunan Öztrak, “Merkez Bankasının geçmiş yıllarda biriktirilen ne kadar akçesi varsa damadın başında olduğu kasaya artık aktarılabilecek.” dedi.

Son altı bayramdır emekliye 1000 lira bayram ikramiyesi verildiğini belirten Öztrak, emekliye bu bayramda en az 1500 lira bayram ikramiyesi verilmesini istedi. Öztrak, “Mevcut ikramiyenin üstüne maaş farklarını koyup ödeme yapacaklarmış, emeklilerimizi kandırmaya kalkmayın. İkramiye başka, maaş farkı farklı.” sözünü kullandı.

‘Bu kararlar Cumhuriyetin hukukunu yok saydı’

Danıştay kararı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzaladığı kararla tekrar ibadete açılan Ayasofya Mescidi’ne ait de değerlendirmelerde bulunan Öztrak, şunları söyledi: 

“Biz kendilerine açıkça söyledik, Ayasofya’yı cami mi yapmak istiyorsunuz, yetki sizde. Mertçe, delikanlıca çıkın, o denli Danıştay kararını falan beklemeyin, çıkarın bir kararname olsun bitsin. Yaptılar mı? Yapamadılar. Bir yandan, 1934’te yürürlüğe konulan Bakanlar Şurası kararı iptal edilmesin diye Danıştay’a kelamda bir savunma verirken diğer yandan da ‘Ayasofya dik duruşumuz sayesinde ibadete açıldı’ diye caka sattılar. Hadi oradan. Yapılanın ismi siyasi riyakarlıktır, ikiyüzlülüktür ancak bunun kadar değerli olan bir diğer konu da yetkinizi kullanmayıp, kendi atadığınız yargıçların ardına saklanarak, bedelini milletimizin ödeyeceği bir hukuksal garabete neden olmanızdır. Bu kararlar yıkılmış Osmanlı’nın hukukuna dayanarak, Cumhuriyetin hukukunu yok saydı.

Yarın bir gün yok olmuş bu hukuka ve yok olup gitmiş padişah iradesine nazaran birileri daha hak argüman ederse Osmanlı devrindeki malını, mülkünü talep ederse ne olacak? Son aldığınız, Vakıfbank paylarını Hazineye devreden kararınızı bu işin neresine koyacağız? Bunu Vakıflar Genel Müdürlüğüne iade edecek misiniz? Bu memlekette aklı başında tek bir hukukçu kalmadı mı? Tek bir işinizi de hakikat düzgün yapın.”

“Ayasofya 567 yıldır bizimdir.” diyen Öztrak, İstanbul’un iki büyük fatihi bulunduğunu, birinin Fatih Sultan Mehmet Han diğerinin ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk olduğunu söyledi.

Öztrak, “Biz iki atamızla da gurur duyuyoruz. İstanbul’un anahtarını emperyalistlere bırakıp kaçan Vahdettin, Fatih Sultan Mehmet Han’ın kılıç hakkından vazgeçmiştir ancak Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde milletimiz, Osmanlı hanedanının vazgeçtiği o hakkı, söke söke geri almıştır.” dedi.

‘Yargının gerisine sığınmayı tercih ettiniz’

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, kılıç hakkının verdiği bu öz itimatla Ayasofya’yı bütün insanlık aleminin ortak mirası olarak müze yaptığını ve tüm insanlığın ziyaretine açtığını lisana getiren Öztrak, şöyle konuştu:

“Bunu beğenmediniz mi? Elinizde yetki var. Bunu yetkinizi kullanarak değiştirebilirdiniz lakin siz yargının ardına sığınmayı tercih ettiniz. Bununla da yetinmediniz, bu karara ‘tarihe karşı ihanet’ diyerek kararda imzası olan Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret ettiniz. Bu ülkede Cumhurbaşkanı makamında oturup da Atatürk’e hakaret eden tek parti genel lideri sizsiniz. Bir ihanet varsa rant uğruna, ecdadın emaneti İstanbul’a ihanet hançerini saplayan, kupon yerleri yandaşlarına peşkeş çeken, Fatih Sultan Mehmet’in, Mustafa Kemal Atatürk’ün kılıç hakkıyla aldığı toprakları, Katar Emiri’nin annesine tarla olarak satıp sonra buyruğundaki bakanlığın kararıyla ticari yere çevirerek milyonlarca dolar kazandırmaya kalkan sonra da utanmadan ‘İstanbul’a ihanet ettik’ diyenlerdedir.”

Öztrak, “Siz Atatürk’e sahip çıkmazsanız, densiz bir Yunan bakan da çıkar, ‘Atatürk’ün konutunu soykırım müzesi yapalım’ der. Bu haddini bilmez kelamları şiddetle kınıyoruz ve milletlerarası ilgiler çerçevesinde bunun gereğinin yapılmasını hükümetten bekliyoruz.” diye konuştu.

CHP’nin 25-26 Temmuz’da yapılacak 37. Olağan Kurultayı’na ilişkin de bilgi veren Öztrak, “Çankaya İlçe Seçim Şurası Başkanlığının belirlediği temellere nazaran, 18-19-20 Temmuz Cumartesi, Pazar ve Pazartesi günlerinde hem genel merkez binamızda hem de web sayfamızda gündem ve delege listeleri ilan edilecek. Bu çerçevede gündeme ve delege listelerine yapılacak itirazlar da müddeti içinde ilçe seçim konseyine yapılacak.” dedi.

‘Belediyelerimiz başarılı icraatlarına sonuna kadar devam edecekler’

Öztrak, açıklamalarının akabinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

“CHP’nin Kürt sıkıntısına dair raporu Kurultay’da açıklanır mı” sorusu üzerine Öztrak, bu ay sonundaki kurultayda genel başkanlık ve parti meclis üyeliklerinin belirleneceğini, rapora ait çalışmanın ise sürdüğünü belirtti.

“Adana Büyükşehir Belediyesinde eski devirden borçlar nedeniyle bir haciz durumu yaşandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin de yurt dışından aldığı kredi yeniden haczedildi. Değerlendirmeniz nedir?” sorusuna Öztrak, “Salgın periyodunda belediyelerimiz aracılığıyla büyük bir dayanışma projesini gerçekleştirme imkanı bulduk. Hakikaten belediyelerimiz halkımızın takdirini topladı. Artık yapılmak istenen bu çerçevede belediyelerimizin hacizlerle kaynaklarına el konulmak suretiyle işlerini yapabilmelerini mümkün olduğu kadar engelleyebilmek ve itibarsızlaştırmak lakin ne yaparlarsa yapsınlar bunda başarılı olmayacaklar.” karşılığını verdi.

Öztrak, her iki borcun da mevcut belediye başkanlarının iş başına gelmeden evvelki borçlar olduğunu söyledi. İstanbul Belediyesindeki haciz sürecinin büsbütün hukuk dışı olduğunu tabir eden Öztrak, yurt dışından alınan bir borcun taksitine el konulduğunu, hukukta bu türlü bir şey olmadığını kaydetti.

Öztrak, “Saray iktidarı, belediyelerimizin önünü kesmek için elinden geleni gerisine koymuyor. Ne yaparlarsa yapsınlar belediyelerimiz başarılı icraatlarına sonuna kadar devam edecekler.” dedi.

İktisattaki datalara ait bir soru üzerine Öztrak, iktisatta düşüşlerin yaşandığını söyledi. Bu düşüşlerin değerli bir kısmının devletten verilecek yardımlarla telafi edilmemesi halinde gelecek devirde Türkiye’nin global gelişmeler nedeniyle ortaya çıkabilecek fırsatların birçoklarını kaçıracağını kaydeden Öztrak, “Borçlarını ödemekle meşgul olan KOBİ’ler, esnaflar yatırım yapma, tekrar büyüme sürecine dönme konusunda gerekli adımları atamazlar.” diye konuştu.

İktisadın bu ezadan çıkarılması için neler yapılması gerektiğinin bir an evvel kıymetlendirilmesi gerektiğini lisana getiren Öztrak, Ekonomik ve Toplumsal Kurulun toplanması, yeni dayanışma programı yapılması, Meclis’ten bir dayanışma bütçesi geçirilmesi gerektiğini belirtti.