Hastalıklara yol açan toksin yükünden nasıl kurtuluruz?

‘Modern hayatla birlikte hava kirliliği, hayat formu üzere çevresel faktörlere bağlı olarak toksik maruziyet giderek artmakta. Bunlara ek olarak bedenimizin günlük metabolizması da toksin oluşturuyor. Bu noktada toksinlerin bedenimizden atılması sıhhatimiz açısından kritik değere sahip. Toksin atılımında ise bağırsaklar ve karaciğer ana rol oynuyor.

Detoksifikasyon toksik yükünü azaltır

Günümüzde detoks olarak kısaltılan ve bu formda yaygın kullanımı olan Detoksifikasyon, hastalıkların temelinde yatan inflamasyonun ve toksin yükünün azaltılması için en temel basamağı oluşturur. Toksinleri bedenden atmada kritik role sahip organlarımızdan biri karaciğerdir. Karaciğerde gerçekleşen detoks evreleri olan faz I’de toksinler etkin hale getirilir ve saldırgan orta metabolitler ortaya çıkar. Sonrasında faz II’de bu etkin toksinler işlenir ve bedenden atılabilir hale getirilir.

Organ seviyesinde hasar riski var

Burada bedenin inflamasyonu ve toksin atılımını yönetebilmesi için ikisi ortasında istikrar epey kritiktir. Faz II gereğince süratli çalışmıyorsa orta metabolitler birikecek ve oksidatif hasara sebep olacaktır. Bu oksidatif hasar kronik inflamasyona ya da organ seviyesinde hasara sebep olabilir. Detoksifikasyon sisteminin ehemmiyeti göz önüne alındığında karaciğerimize yeterli bakmanın ne kadar hassas  olduğunu görüyoruz.

Karaciğer dostu besinlerin tüketimi değerli

Karaciğerimize düzgün bakmanın yolu karaciğer dostu besinler tüketmekten geçiyor. Karaciğer dostu besinler genel olarak sebzeler ve daha çok koyu yeşil yapraklı zerzevat ailesinden oluşur. Lakin bunların içinde özel bir küme ise karaciğer Faz II detoksu başta olmak üzere çok özel bir yere sahip. Bunlar devedikeni, karahindiba, brokoli ve kolin içeriği varlıklı olan yiyecekler. Fakat çağdaş tarımla birlikte bu besinlerin içerikleri de zenginliğini kaybedebileceği için standardize ve sağlam ekstrelerden hazırlanmış besin destekleriyle detoks sistemimizi ve karaciğer işlevlerimizi destekleyebiliriz. Yeni besin desteği olan Brokolin bu besinlerin standardize içeriklerini tek kapsülde toplayarak detoks sistemimize kapsamlı takviye sunuyor.

Kimi besinlerin detoksifikasyon tesiri çok yüksek

Karaciğer dostu olarak tanımlanan besinlerin tamamı brokolinin içeriğinde mevcut. Örneğin enginar güçlü bir antioksidatif ve antibakteriyeldir. Safranın üretimini ve atılım suratını artıran aktivite göstererek yağ sindirimini kolaylaştırır. Ayrıyeten kolesterolün denetim altında tutulmasına yardımcı olur. Karahindiba, içerdiği faal bileşenler ile safra akışkanlığını ikiye katlayabilir, böylelikle toksinlerin atılımını takviyeler. Deve dikeni, faal bileşen olarak silimarin içerir. Silimarin, karaciğer hücrelerindeki glutatyonu artırarak antioksidan aktiviteyi takviyeler. Tıpkı vakitte karaciğer hücre zarlarını güçlendirerek esirgeyici tesir sağlar. Et, balık ve yumurta kolin kaynağı besinlerdir. Yağ metabolizmasına ve karaciğer işlevlerinin korunmasına katkıda bulunur. Brokolin’de ise kolin kaynağı olarak kan beyin bariyerini geçebilen alfa gliserofosfokolin formu kullanılıyor. Bu sayede detoks sistemi desteklenirken beyin hücrelerinin de korunması sağlanıyor. Brokolinin barındırdığı sülforafan, faz I antioksidan enzimlerini uyarır ve toksinlerin oluşturabileceği hasarı hudutlar. Faz II enzimlerini uyararak karaciğerdeki doğal detoks sistemini çalıştırır. Böylece kanserojenlerin ve hür radikallerin atılımı takviyeler.