Jens Stoltenberg: Türkiye’nin endişelerini gidermeye çalışıyoruz

ABD basınının sorularını yanıtlayan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İsveç ve Finlandiya’nın NATO müracaatlarıyla ilgili soruyu yanıtlarken ittifak içinde birçok defa farklı görüşler lisana getirildiğini belirtti.

Stoltenberg, buna örnek olarak 1950’lerdeki Süveyş Krizi’ni, 1960’larda Fransa’nın NATO’nun askeri kanadından ayrılmasını, 1970’lerde Afrika ve Vietnam’daki savaşları, daha sonraki yıllarda Irak savaşında müttefikler ortasındaki farklılıkları gösterdi.

“Farklı coğrafyalardaki 30 farklı ülkeyiz”

“Bu şaşırtan değil zira farklı siyasi partilerin iktidarda olduğu, farklı tarihlere sahip, farklı coğrafyalardaki 30 farklı ülkeyiz.“ diyen Stoltenberg, bütün farklılıklara karşın müttefiklerin temel mevzu olan “birbirini savunmada“ uzlaşı içinde olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin terör akınlarından en fazla çeken NATO ülkesi”

“Finlandiya ve İsveç konusunda da uzlaşı içinde olduğumuza inanıyorum. Lakin yapmamız gereken oturup artık Türkiye’nin yaptığı üzere müttefiklerin söz ettiği farklılıkları ve telaşları gidermek. Türkiye’nin terör hücumlarından en fazla çeken ülke ve NATO müttefiki olduğunu kabul etmemiz gerek. Türkiye, Irak ve Suriye’ye hududu olan çok büyük değere sahip bir ülke. Terörle gayret çok kıymetli bir rol oynadı ve oynuyor. Tıpkı vakitte bir Karadeniz ülkesi olarak değerli rolü var. Örneğin artık Ukrayna’dan besinin çıkarılması için kıymetli işler yapıyor.

“Türkiye’nin tasalarını gidermeye çalışıyoruz”

Türkiye telaşlarını söz ettiğinde olağan ki oturup bunları gidermeye çalışacağız. Şu anda yaptığımız da bu. Finlandiya ve İsveç’in en kısa vakitte üye olmalarına müsaade vermek için bir tahlil bulacağımızı ümit ediyorum.” ifadelerini kullandı.

NATO içinde kararların 30 üye ülkenin konsensüsüyle alındığını hatırlatan Stoltenberg, genel sekreter olarak iki ülkenin en kısa müddette üye olmasını amaçladığını söyledi.

“Ortak bir taban bulmalıyız”

Stoltenberg, “Bunun garantisini veremem fakat hedefim bu. İştirak süreçlerine baktığımızda tüm müttefiklerin birebir noktadan başlamadığını hesaba katmamız gerek. Bir uzlaşı ve ortak taban bulmalıyız. Bunun üzerinde çalışıyoruz.“ dedi.