Hastanede Saldırıya Uğramıştı: Saldırganlar Serbest Kaldı, Doktor İstifa Etti!

Tartışma sonrası 7-8 kişilik hasta yakını doktora saldırdı. Koridor boyunca hasta yakınları tarafından darp edilen hekim, zahmetle kendini bir muayene odasına kilitleyip saldırganların elinden kurtuldu. Akında başına ve bedeninin farklı bölgelerine darbe alan Şeyhmus Baraj, rapor alarak şikayetçi oldu.

Saldırı anını anlatan Tabip Şeyhmus Baraj 6 aydır tıp merkezinde pratisyen doktor olarak çalıştığını belirterek, “Dün SGK tarafından sistemimizin kapatılmasını mazeret gösterip hiç muayene etmediğim, daha evvel hiç görmediğim, bana başvurmayan bir hasta tarafından darp teşebbüsünde bulunuldu. Hasta ile karşılaştığımızdan andan itibaren basa saygısızca küfürler ve tehditler yağdırdı, üzerime saldırdı. Sonra devamında ise hastanın kardeşleri ve ağabeyleri, 5-6 kişi olarak toplanıp beni hastanenin önünde ve iç kısmında sopa ve yumruklarla yere yatırarak darp ettiler. Bu olaydan sonra şahıslardan 3 tanesi gözaltına alındı. Kendilerinden şikayetçi oldum, durumun da takipçisiyim. Kaburgalarımda çatlaklar var. Nefes alıp verirken batma oluyor. Yüzümde şişlikler var. Sırtımda ve kolumda darp izleri var. Şahıslardan şikayetçiyim. Bu durumun yeni çıkan sıhhatte şiddet yasasının ne kadar işleyeceğini ben ve Şanlıurfa Tabip Odası olarak gerisinde duracağız, izleyeceğiz” dedi.

 “Viranşehir’de özel bir tıp merkezinde çalışan acil doktoru meslektaşımız SGK sisteminin kusur vermesi nedeniyle sonlanan bir kişinin bahisle alakası olmamasına karşın saldırısına uğramış, sonrasında da saldırganın yakınları tarafından linç edilerek başına ve bedeninin çeşitli yerlerine darbeler almıştır. Sıhhatte şiddet olayları, çıkan yetersiz maddelerin ve cezasızlığın sonucu olarak tırmanarak devam ediyor. Sıhhat bakanlığı her açıklamasında algı oluşturarak kâfi düzenleme yapıldığını tez etmektedir. Madem düzenleme yapıldı ise şiddete karşı cezasızlık neden devam etmektedir. Hususla ilgili Sıhhat Bakanlığı, beklentilerimize karşılık gelecek bir düzenleme yapmamıştır. Savcılılara ve yargıçlara davetimizdir, toplumun huzuru ve sıhhati için bu şiddet olaylarına karşı cezasızlığı tercih olarak görmeyiniz. Sıhhatte şiddet sizin ve halkın sıhhat hakkına ataktır. Gereğinin yapılmasını talep ediyoruz” 

Öte yandan sık sık sıhhatte şiddet olaylarının yaşandığı Şanlıurfa’da, dadece Harran Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin doktorsuz kalan dokuz kısmının kapandığı ve hastaların etraf vilayetlere taşındığı öğrenildi. Üstelik kapanan kısımların romatoloji, göğüs cerrahisi, onkoloji, hematoloji, nefroloji, patoloji, çocuk hematoloji, çocuk onkoloji ve organ nakli üzere özellikli kısımlar olduğu belirtildi. 

 Şanlıurfa Tabip Odası Lideri Dr. Bulut Ezer, kentin mecburi hizmet bölgesi olduğunu ve vazifesi biten tabiplerin kalmayı değil, diğer yerlere gitmeyi tercih ettiğini söyledi. Ezer, “Ciddi bir tabip sirkülasyonu var” dedi.Tabip odası lideri doktor hareketliğinin birçok nedeni olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: 

‘Hekimler yöneticilerin mobbingiyle karşı karşıya kalıyor. İdari dertler var. Bu da yöneticilerin liyakatsizliğinden kaynaklanıyor. Urfa üzere vilayetlerde tabipleri tutmak için onlara baskı kurmamak lazım. Çalışma ortamları güzelleştirilmeli. Ama bu hususta hiçbir dert duyulmuyor. Yönetimciler bulundukları alanları kullanarak tabipler, sıhhat çalışanları üzerinde baskı kuruyor. Doktorlar de misyonları bittiğinde ya özele ya da farklı vilayetlere geçiyorlar.’

‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ ile hasta-hekim bağının ‘müşteri’ alakasına döndüğünü vurgulayan Ezer, ‘Beklenti arttı ve karşılanamayacak durumda. Vatandaşa ‘büyük hastaneler kurduk’ algısı oluşturuluyor ancak duvarların içi boş. Sıhhat çalışanı mutsuz, sayısı yetersiz.  Özlük haklarındaki gerilemeler malum. Doktorlar de kamu alanlarından çekiliyor, yurt dışına göçüyorlar’ dedi.  Merkezden uzak çalışan tabiplerin ve sıhhat çalışanlarının meseleleri, karşılaştıkları yetersizliklerin her vakit daha fazla olduğunu söyleyen tabip odası lideri, ortamı şöyle anlattı: 

“İktidarda şiddet lisanı, ‘Ne verdiysek doymadılar’ tarzı bir yaklaşım var. ‘Beş dakikada sıhhat hizmeti vermek istemiyoruz’ diyoruz, anlamıyorlar. Doktorlar, sıhhat çalışanları yalnızca maaşlarının yükseltilmesini istiyorlar üzere algı yaratıyorlar. Güneydoğuda esasen yetmezlikler vardı. Üstüne sıhhat siyasetlerinin yetmezlikleri de eklenince meseleler katlanmaya başladı. Bu da sıhhatte şiddetle karşımıza geldi. Günde 100-150 hasta bakan bir doktor nasıl nitelikli sıhhat hizmeti verebilir? Kaldı ki lakin 15-20 gün sonraya randevu bulunuyor.”

Ajanslar ve Diken