DOLAR
34,4893
EURO
36,2479
ALTIN
2.964,68
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Haliç’i besleyen dere atıklarla doldu: ‘İSKİ biyolojik arıtma yapmıyor’

Suyu kahverengiye dönüşen Haliç’ten kötü kokular yükselmeye başladı. Durumu değerlendiren İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Çetintaş, İBB’nin Haliç’in temizliği konusunda yeterli çalışmayı yapmadığını söyleyerek, “Karadeniz’den Haliç’e su pompalanmasında problem var” dedi.

Haliç’i besleyen dere atıklarla doldu: ‘İSKİ biyolojik arıtma yapmıyor’
01/07/2023 02:14
18
A+
A-
Kötü kokudan dolayı maske takarak konuşmak zorunda kaldığını ifade eden Zafer Murat Çetintaş, “Haliç’in kıyısına geldik, bende solunum sıkıntısı var, takmak zorundayım. Çünkü çok ağır bir koku var. İnsanların neden şikayet ettiğini daha iyi anlamış oldum. Anayasanın 56’ncı maddesi gereği; tüm yurttaşların doğal ve temiz bir çevrede yaşama hakkı vardır. Ama İBB’nin yan kuruluşlarının yeterli çalışmadığı ortaya çıkıyor. Görüyorsunuz, Haliç’e giden bu dere pislik içerisinde ve orada bir kaçak su çıkışı var. Geçtiğimiz günlerde yurttaşlar şikayetçiydi. Basın mensupları bölgeye gittikten sonra Çevre Koruma Daire Başkanı bir açıklama yaptı. Her yıl Haliç’ten 65 bin metreküp çamur çıkarttıklarını söyledi. Demek ki Haliç temizlenmiyor, demek ki gördüğümü bu kaçaklarla Haliç devamlı kirleniyor. Eğer her yıl 65 bin metreküp çıkartsalar Haliç derinleşirdi ama Haliç sığlaşıyor. O yüzden kaçakların var olduğunu da kendi ağızlarıyla itiraf ediyorlar” dedi.

Haliç’ten çıkartılan çamurlarla ilgili önemli bir iddiada bulunan Çetintaş, “Haliç’te oksijen değerlerinin yüksek olduğunu söylüyor. Koskoca Marmara’da bile oksijen değerleri binde beşin altına düşmüşken Haliç’te nasıl oluyor da oksijen değerleri bu kadar yüksek olur. Bu, akla zarar bir açıklamadır. Burada oksijen olmadığını görüyoruz. Bu sürekli bir biçimde Haliç’e akıyor. Haliç’i temizliyorsun da o çıkan çamuru nereye boşaltıyorsun? Çınarcık Çukuru’na götürmeleri gereken bu çamuru ne yazık ki, özellikle geç saatlerde, Adalar’ın arkalarına döküyorlar. Bu da müsilajın baş sorumlusudur. Müsilaj denizlerimizde önceden de vardı ama artmasının ana kaynaklarından biri de budur. Bir yerden temizlik yaptıklarını iddia ederken öbür taraftan kirletiyorlar” diye konuştu.

Çetintaş, suyun sağlıklı bir şekilde temizlenmesinin temel unsurunun biyolojik arıtma olduğunu belirterek, “Ben İSKİ’nin biyolojik arıtma yaptığına kesinlikle inanmıyorum. Eğer yapıyorsa, bir yıl içinde, yedi ay içinde kullandıkları biyolojik malzemenin miktarı, son bir haftada kullandıkları miktarı, o suya ne attıkları, tarih ve kayıtlar vardır. Şeffaf belediyecilik yapıyorlar ya; buyursunlar bunları basına açıklasınlar. Biyolojik arıtma yapılsa zaten koku olmaz” şeklinde konuştu.

Haliç’in temiz ve berrak kalmasını sağlayan bir başka unsurun Karadeniz’den pompalanması gereken deniz suyu olduğunu belirten Çetintaş, “Bir de Sarıyer’den, Kireçburnu civarından Karadeniz’in temiz suyu pompalanarak Haliç’e, Haliç’in kokmaması için oksijen sağlanıyor. Anladığım kadarıyla ya yeterli su alamıyorlar, ya o motor arızalandı ve su basamıyorlar. Bir problem var. Bir yandan da buranın pırıl pırıl olması lazım. Bugün halini görüyoruz, biz tanığız işte” dedi.

‘4 senedir bir şey yapilmamiş, bunlari açiklamak zorundalar’

Zafer Murat Çetintaş İBB’nin Haliç’in temizlenmesi ve çevre temizliğinin sağlanması konusunda cevaplaması gereken sorular olduğunu söyleyerek, “Buradan ‘İstanbul’un sorunu değil, Türkiye’nin sorunu’ edebiyatı yapan belediye başkanına sesleniyorum; İstanbul’un sorununu bitirmeden bir yere gidemezsin. Burada o sorunları çözmekle mükellefsin ve o vaat ile göreve geldin. Ortada işte, 4 senedir bir şey yapılmamış. Deniz götürülen, bırakılanların hangi bölgelere bırakıldığını açıklamaları gerekiyor. Bu birincisiydi. İkincisi ise, biyolojik arıtma miktarı, kullanılan biyolojik mikrop ne kadar? Şeffaf bir şekilde bunu da açıklamak zorundalar. Karadeniz’den gelen su miktarı nedir ve neden son bir haftada bu böyle gerçekleşmiştir. Nitekim şu an Karadeniz’den gelen temiz bir su göremiyorum. Eğer olsaydı zaten burası bu halde olmazdı. Haliç kıyılarında kaçak olduğunu iddia ediyordum, işte ispatı” ifadelerini kullandı.

Çetintaş, en az Haliç’in temizliği kadar önemli bir başka soruna daha dikkat çekti. İstanbul Boğazı’na bırakılan kanalizasyon sularının çevreye verdiği zararı anlatan Çetintaş, “Yıllardır bu kanalizasyon denize akıyor. Biraz ileride plajlar var, insanlar burada denize giriyor. Bu kanalizasyon onların bugünkü şeffaf ve 16 milyon insanı temsil eden belediyeciliğe yakışmayan bir görüntüdür. Haliç’ten daha fena, Haliç zaten biliyordu. Haliç’in kötülüğü biliniyordu ancak bu kadar güzellikler varken hemen burada bunun olması gerçekten akıllara ziyan” diye konuştu.

‘Yıllardır burada lağım akıyor, kimse kokudan parka gelmiyor’

Kanalizasyon sularının denize akmasına yıllardır bir çözüm bulunmadığını söyleyen Remzi Kusun isimli vatandaş ise, “Ben bir vatandaş olarak bundan çok şikayetçiyim. Burada teknelerimiz var, halatlarımıza hep lağım akıyor. Yıllardır burada lağım akıyor ve hiçbir şekilde ilgilenmiyorlar. Burada çoluğumuz çocuğumuz eğleniyor, aileler geliyor, müsait olan bir parkımız var ama kimse kokudan parka gelmiyor. Bakın parka, bomboş. Mikrobun içinde insan yüzebilir mi? Şuradan temiz akan suya bakın, buraya geldiğimiz zaman kahverengi, kokulu bir pislik var” şeklinde konuştu.

Haliç kıyısındaki gözlemlemelerinin ardından Sarıyer’deki su pompasını da inceleyen Çetintaş “Zaman zaman bu pompada temizlik yapılırdı ama uzun süredir hiçbir şekilde rastlamıyorum. Çünkü deniz suyu olduğu için yosun tutar. Bir faz çalıştığına tanık oldum az evvel ve yeterli çalışmadığı da ortada. Haliç kıyısındaki açıklamam bunu doğruladı. Bu pompa yeterli derecede çalışmadığı, oraya temiz su vermediği ve oksijen miktarını artırmadığı için Haliç’te koku gerçekten artmış vaziyette” diye konuştu.

‘Üç ayda bir, iki ayda bir, ayda bir şeklinde su basılıyor’

Çetintaş’ın yanı sıra, bölgede yaşayan vatandaşlar da Sarıyer’deki su pompasında problem olduğunu iddia etti. Su pompasının Kadir Topbaş zamanında yapıldığını ve uzun yıllar sorunsuz bir şekilde çalıştığını söyleyen Ahmet Diyartepe isimli bir vatandaş, belediye yönetiminin değişmesinin ardından pompanın yeterli seviyede çalıştırılmadığını öne sürdü.

Diyartepe, “Görmüş olduğunuz su arıtma tesisleri direkt Haliç’e su basıyordu. Kadir Topbaş zamanında yapılmıştı ama şu anda yüzde 2 oranında çalışıyor. Yani üç ayda bir, iki ayda bir, ayda bir şeklinde su basılıyor. Şu anda Kağıthane deresinin etrafında gezmek imkansız. Pis kokular yüzünden. Haliç’in temizliği de oksijeni de buradan, Sarıyer’den basılan su ile sağlanıyordu. Ekrem İmamoğlu İstanbul’u aldıktan sonra vaatleri her şeyin çok güzel olacağıydı ama her taraf perişan bir şekilde. Ben 1981’den beri buradayım. Yapılışında Sayın Topbaş gelmişti, biz burada kendisiyle halk olarak sohbet etmiştik” dedi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.