Hiç düşündünüz mü?
Şu an hayatımızın hemen her alanında yer alan teknoloji olmasaydı ne olurdu? Hayatımıza sağladığı konfor, sunduğu imkan ve avantajlardan mahrum olsaydık yaşam nasıl olurdu?
Bugünün insanının eski çağlara ayak uydurmasını bırakın bunu düşünmesi bile epey zor olsa gerek.
Modern dünyanın vazgeçilmez bir parçası haline gelen teknoloji; bilgi ve becerilerin kullanılmasıyla üretilen araçlar, sistemler ve süreçler bütünüdür.
Modern teknoloji olmasaydı hiç şüphesiz ki hayatımız kökünden değişirdi. Çünkü son yüz yılda iletişim, sağlık, eğitim, sanayi, ulaşım gibi alanlarda önemli gelişmeler yaşandı.
Teknoloji, insanların günlük hayatta kullandığı elektronik cihazlardan iletişim ağlarına, tıp alanındaki yeniliklerden, endüstriyel üretim süreçlerine kadar birçok alanda kendini gösteriyor.
İnsanlığın geçmişteki adımları ve bugünkü yaşam tarzı da büyük ölçüde gelişmekte olan teknolojiye dayanıyor. İnternet, akıllı telefonlar ve sosyal medya gibi yenilikler dünyanın dört bir yanındaki insanları birbirine bağlıyor ve bu da dünyanın “küresel köy” haline gelmesini sağlıyor.
Peki ya sınırları aşmamızı sağlayan bu gelişmeler yaşanmasaydı?
Birçoğumuz özellikle de yeni nesil, teknoloji ile o kadar iç içe ki teknolojiden öncesi nasıldı diye sormak eminim pek çoğumuzun aklına bile gelmiyor.
Oysaki bir zamanlar bugünün teknolojisinden eser yoktu ve yaşama dair birçok şey bugün olduğu kadar kolay değildi. Teknolojinin yokluğu, bireylerin hayatta kalmak için birçok eylemi yapmasını zorunlu kılıyordu. Barınmaksa başlı başına bir sorundu.
Teknoloji olmasaydı en başta endüstriyel üretim süreci bugünkü konumunda olmazdı. Otomasyon, verimlilik ve üretkenlikten de insanlık mahrum kalırdı.
Eğer teknoloji içeren üretim hatları ve makineler olmasaydı; üretim süreci yavaş, maliyetler ise yüksek olurdu. Neticesinde de tüketicilerin ürünlere ulaşması zorlaşır ve bazı ihtiyaçlar karşılanamazdı.
Teknoloji – insan ilişkisi her geçen gün artıyor. Teknolojinin getirdiği en büyük devrim, iletişimin sınırlarını kaldırması dersek yanlış olmaz sanırım. İnsanlar teknolojik çalışmalar sayesinde dünyanın diğer ucundaki insanlarla anında iletişim kurabilir hale geldi.
Sağlık sektöründe tıbbi cihazlar ve yapay zeka destekli teşhis yöntemleri, hastalıkların tedavi edilmesini kolaylaştırdı. Eğitimde, çevrim içi kaynaklar ve e-öğrenme platformları sayesinde bilgiye erişim daha eşit şekilde yaygınlaşmaya başladı.
Ayrıca dünya çapında 5,16 milyar insanın internet kullandığı ve ondan muazzam fayda sağladığını düşünürsek teknolojiden yoksun yaşamanın oluşturacağı sorunları tahmin etmek zor olmasa gerek.
Neyse ki teknoloji bizimle. Üstelik yakın gelecekte yapay zeka ve otonom sistemlerin kullanımı daha da yaygınlaşacak. Bu sayede iş süreçleri daha verimli olacak ve insanların daha yaratıcı ve stratejik görevlerde yer almasına imkan sağlanacak.
Nesnelerin interneti ve akıllı ev sistemleri, yaşam kalitemizi arttırarak enerji verimliliğini iyileştirecek. Biyoteknoloji ve nanoteknoloji gibi alanlardaki gelişmeler, sağlık ve malzeme bilimlerinde devrim niteliğinde buluşların gerçekleşmesini mümkün kılacak.
Uzay keşfi ve uzayda bir koloni kurma hayalinin gerçekleşmesi ile insanlığın sınırları genişleyecek. Yenilenebilir enerji kaynakları ve daha sürdürülebilir çözümler sayesinde çevresel sorunlarımız azalacak.
Evet, teknoloji sunduğu imkanlarla birlikte çok güzel. Ancak 50 yıl sonrası için endişelendirici tahminlerde bulunanlar da yok değil.
Bunlardan en önemlisi günümüzde de sıklıkla dile getirilen yapay zekanın ya da insansı robotların dünyayı yok etme ihtimali üzerine. Şu an ütopik görünen bu düşünce gerçekleşmeyecek olsa bile kullanımı giderek yaygınlaşan yapay zekanın hayatımızı büyük bir değişime uğratacağı kesin.
Sizce de öyle değil mi?
Instagram
Twitter
Facebook
Linkedln
YouTube
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio