Fenerbahçe, Şanlıurfaya’ya alınan Süper Kupa maçının tarihinin istediği gibi olmaması sonrasında karşılaşmaya U19 takımı ile çıktı. Karşılaşmanın 50. saniyesinde Galatasaray Mauro Icardi ile 1-0 öne geçti. Fenerbahçeli futbolcular golün santrasını yapmadan kenardan gelen işaretle sahadan ayrıldı. Bir anda ülkenin gündemine oturan olay sırasında TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin tribünde gülümsemesi de sosyal medyada tepkilere neden oldu.
İşte bazı isimlerin Fenerbahçe’nin sahadan çekilmesi ve TFF’nin tavrı hakkında yaptığı yorumlar…
‘Süper Kupa finalinde Fenerbahçe’nin Galatasaray karşısında sahadan çekilmesini doğru buluyorum. Eğer başka hiçbir sebeple doğru değildiyse, o anda TFF Başkanı Sn. Mehmet Büyükekşi’nin ne kadar rahat ve tebessümlü olduğunu tüm topluma göstermesi bakımından doğru olmuştur.
Çekilen kulübün adaletsizlik algısında haklı olup olmadığından bağımsız olarak, bir spor dalının ülkedeki gelişimi kendisine emanet edilmiş olan bir devlet adamının, ülkenin en önemli 3 kulübünden biri olan kulübü tarihi bir finalde sahadan çekilirken zerre üzüntü veya telaş duymaması hepimize çok şey anlatmaktadır.
Bir yandan milyonlarca taraftarı olan en önemli kulüplerden birini sahadan çekilecek hale getiren olaylar dizisine seyirci kalıp bir yandan kendine iyi yönetici diyebilmek, futbolu yönettiğini iddia edebilmek, mümkün değil.
Aynısını belki Sn. Ali Koç için de söyleyip konunun bu noktaya gelmesini onun tarafında da bir yönetim eksikliği olarak görenler olacaktır. Haklı da olabilirler. Bilemem. Elimde tüm veriler yok. Ancak gözün gördüğü de açık. Ali Koç mutlu veya rahat değil. Türkiye’de futbol için bir utanç gecesi yaşanmakta olduğunun farkında ve bir tercih yapmış. ‘Habire sürpriz utanç geceleri yaşayacağımıza, bir gece bilerek ve isteyerek utanç gecesi yaşayalım’ diyor. Sahadan çekilme adımı, o noktada sembolik ifadedir.
Bu esnada Türkiye Futbol Federasyonu’nun başkanı olan Sn. Mehmet Büyükekşi’nin dertli, tasalı, üzüntülü, telaşlı olmasını beklerdim. 100 senede eşine rastlanmayan bir protesto senin yönetmene denk geliyorsa o büyüklükte bir sonucun kabahatini tamamen bir kulübe yahut kişiye ihale edemezsin.
Bu durum yaşanırken zerrece kabahat algın yoksa, dönüp kendine bakmıyorsan, tüm toplumun karşısına çıkıp detaylarda kimin haklı olup kimin haksız olduğundan bağımsız olarak ortaya çıkan bu sonuç için kalpten özür dilemiyorsan, bu sonuçtaki rolünün hangi tavırdan kaynaklandığını da zaten tüm topluma gösteriyorsundur.
Şu utanç gecesi yaşanırken çıkıp da tüm topluma ‘süreçleri yönetmek bir sorumluluktur, bu sorumluluk bana verilmişti ve ben gereğini yerine getiremedim, şu veya bu sebeple ülkenin en büyük 3 kulübünden birini ve milyonlarca taraftarını karşıma alıp kaybettim, 3 büyüklerin ezeli rekabetinin tarihi ve böyle bir durumun daha evvel yaşanmamış olması bu konunun ne kadar ciddi olduğunu ve kolay yaşanabilen fevri bir protesto olmadığını bana göstermektedir, yönetmeyi beceremedim, özür dilerim’ diyemeyen, bunun yerine sakin bir tebessümle olup biteni izleyen bir TFF başkanı olsa olsa iki şeyden birini demektedir:
(1) Sorumluluklarını yerine getirememenin bir sebebi de sorumluluk duygusu sahibi olmamaktır. Dert etmeye dert etmeye bugüne kadar geldim, dert etmeyi de aniden şimdi öğrenemiyorum.
(2) Konu benimle ilgili değil. Başkan falan diyorsunuz ama, etkisiz ve yetkisizim. Ne sorunda rolüm var ne de çözüm ihtimalinde. Rahatlığım dert etmemekten değil müdahale imkânına sahip olmamaktadır. Dert etmek Hiçbir zaman benim haddim olmadı.
Bu iki senaryodan hangisine bakıyor olursak olalım, Türkiye’de futbol için çok karanlık günlerden geçtiğimiz ve birbirimize bakıp bakıp ‘dibi bulduk mu, artık tek yön yukarısıdır, değil mi?’ diye sormaktan yorulduğumuz açık.
Milli takımımızın 6-1 yenilmesinden sonra da söyledim, yine söylüyorum: Adil rekabet koşullarına herkes ikna olmadan, seyirci izlediğinin gerçek olduğuna inanmadan, sporcu kendini ve emeğini güvende hissetmeden, Türkiye’de futbol arpa boyu yol alamaz. Bu son cümledeki hususları sağlamakla mükellef olan kişinin Fenerbahçe sahadan çekilirkenki vücut dilini bir vatandaş olarak ve Fenerbahçe ile de Galatasaray ile de çekişmeyi daima çok sevmiş bir Beşiktaş taraftarı olarak olağanüstü yadırgadım. Başka herhangi bir ülkede derhal istifa sebebi olacak seviyedeki bir başarısızlık şahikasının bu kadar rahat bir hazımlılıkla karşılanması, toplumun da futbolda gelinen noktayı bu kadar kolay hazmedeceği anlamına gelmez.
O tebessümün ve rahatlığın toplumda karşılığı olduğunu zannetmiyorum.’
‘Bir hakem sahada yumruklandı, İstanbulspor sahadan çekildi, Riyad’da Süper Kupa’nın ilk perdesi, sadece kulüpler değil ülke de zor duruma düştü, üstüne bir Trabzonspor-Fenerbahçe felaketi yaşadık, üzerine de Süper Kupa rezaletinde ikinci perde… Hepsi bu sezon gerçekleşti, hemen hemen hepsinde federasyonun çok çok büyük hataları var. Bazılarında süreçte, bazılarında da devreye giremeyerek… Bir federasyona el çektirmek için daha ne olmalı?’
Fenerbahçe olmak da Fenerbahçeli olmak da zordur.Çünkü Fenerli olmak sadece taraftarlık değil Atamıza,Cumhuriyetimize,
Değerlerine, her türlü haksızlığa karşı taraf olmaktır.Kupalar alınır, alınmaz.Ama bunların çok ötesinde hepimiz ve geleceğimiz için bedel ödemekten korkmamaktır
‘Biliyorsunuz futboldan hiç anlamıyorum. Sıfır anlıyorum. Okuduklarımdan ve videodan seyrettiklerinden anladığım şu. Fenerbahçe U19 ( bunu da Google’dan baktım) takımıyla sahaya çıkarak, zaten demiş ki “umurum değil bu maç”. Golü de sanki bilerek yediler gibi gözlemledim. Maç 0-0 bitmesin diye. Galatasaray yenmiş olsun diye. Bence çıkan oyuncular da maçtan çekileceklerini biliyorlar gibi duruyorlardı. Santra sonrasında da çekildiler. Her hareketi “kupayı önemsemiyoruz” diye algıladım ben. Ama tabii fena futbol cahiliyim. Hepsini uydurmuş olabilirim :)’
‘Bir Fenerbahçeli olarak, çok eski bir gelenek olan Cumhurbaşkanlığı kupasını protesto eder hale gelmeyi, Galatasaray ile olan 117 yıllık rekabeti hiçe saymayı, bencil ve çocukça buluyorum. Bu krizleri FB yönetemiyor.
Bu aşırı tepkiler ile Haklıyken haksız duruma düşüyor ve taraftarını da üzüyor küçük düşürüyor, bazıları da kızarsa kızsın bu sözlere, biraz düşünsünler.
@Fenerbahce @GalatasaraySK’
Fenerbahçe sahaya hiç çıkmamalıydı.
Tavır doğru, strateji yanlış!
Ki sahaya çıkmasaydı da bir şey değişmezdi…
Radikal bir hamle yapmazsan bu düzeni bozamazsın.
Stop!
Çocuklar bugün 12’de maça çıktı. Nereden baksanız en geç 8’de uyanmışlardır. Çıktılar maçtan 2 saat yolculuk. Geliyorlar maç öncesi ısınmada yine efor. Hiç bekletmeden yine uçak.Bırakın psikolojik tarafı vücut sağlığı açısından bile riskli olabilir diye düşünüyorum.