AK Parti Sözcüsü Çelik: Libya’da suç işleyen Fransa’dır

Çelik’in açıklamalarından öne çıkanlar şu biçimde: 

– Dünyanın pek çok yerine yardımlarımızı göndermiştik. En son Sırbistan’ın Sancak bölgesinden yardım talebi oldu. Ayrıyeten Boşnak kardeşlerimize yardımlarımızı ulaştıracağımızı ulaştırmak isterim. Salgın devrinde dev yatırımlara imza atan bir ülke olduk. Bu hala devam ediyor. 520 fabrikamızın devreye girmiş olması müteşebbislerin Türkiye’ye güvenerek yoluna devam ettiğinin göstergesidir.

– Pek çok alanda avantajlı tüketici kredilerin yansımaları olmuştur. Hazine ve Maliye Bakanlığımız süreci anlık olarak takip ederek gereken önlemleri alıyor ve oluşturuyor. 1 Milyon Yazılımcı Projesi’ne müracaat rekor seviyeye ulaştı. Gençlerimizin ilgisi hepimiz açısından sevindiricidir. 616 bin 733 bireye ulaştı. Dün sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı şahsî temalı projenin de değerli olduğunu bu bağlamda vurgulamak isterim. 35 milyon bütçeli bu proje sivil toplum kuruluşlarını amaç alıyor.

– Terörle gayret konusunda Pençe Kaplan operasyonu şimdiye kadar yaptığımız pek çok operasyonun tamamlayıcısı olarak gündeme geldi. Bütün bu operasyonlarda başarılı halde terörle uğraş konusunda gerek emniyet, jandarma, TSK bütün ögeleriyle çok güçlü bir performans ortaya koyduğunu görüyoruz. 81 gaye imha edildi 41 terörist etkisiz hale getirildi.

– PKK, FETÖ ve öteki terörist ögelerine karşı Türkiye’nin gayreti sürat kesmeden devam etmeyecektir.

– Terörle uğraş bağlamında değerli rapor çıktı. AB’de terörizmin durumu ve trendi 2020 yılı raporudur. Uzun vakittir Türkiye tarafından lisana getirilen tezlerin bu rapor tarafından teyit edildiği görülmektedir. Bilhassa PKK ve DHKP/C’nin Avrupa’yı üs olarak kullandığı tespiti vardır. Biz bunu muhataplarımıza Avrupalılara iletmiştik. Sayın Cumhurbaşkanımız bu tespitlerimizi raporlar haliyle başbakanlara, cumhurbaşkanlarına sunmuştu.

– Geçen sene PKK terör örgütünü Belçika’da mahkemenin çatışmanın tarafı olarak söz etmesinden rahatsızlığımızı bildirip, kınamıştır. Bu terörü yasallaştırmaktır demiştik. Artık bu raporda bu yaklaşımların ne kadar yanlış olduğunu gösteriyor. Türkiye ile hasmane bağ sürdürmek isteyen ülkeler bulunuyor. Dün PKK mensuplarınca düzenlenen şova Avusturya’da müsaade verilmiştir. Avusturya makamlarını bu sistematik davranışlardan uzak durmaya davet ediyoruz. Bayrağımızın yakılmasına reaksiyon gösteren vatandaşlarımıza Avusturya polisi PKK’lılara müdahale etmezken vatandaşlarımıza sert müdahalede bulunmuştur. Avusturya polisin bu biçimde aksiyon ortaya koyanları soruşturmasını bekliyoruz.

– Türkiye sonuç odaklı, somut elle tutulur hareketler beklemektedir. Çok sağı perdelemek için bir kavram uydurdular. Buna yeni sağ diyorlar. Çok sağ daha çok şiddetle, ırkçı, kaba usullerle ortaya çıkıyor. Yeni sağ daha entelektüel kavramları kullanarak sinsi bir formda ideolojik mühimmat oluşturmaya çalışıyor. Göçmenlere direk karşıyım demiyor ancak evsizleri mazeret ederek çok sağa lojistik dayanak vermeye çalışıyor.

– İslam ve Türkiye düşmanlığı yapan çok sağı buradan ilan ediyoruz. Birtakım siyasalların yeni sağla işbirliği içinde gözükmesinin çok sağa uzak durmasının ne kadar palavra olduğunu, sinsi bir siyaset olduğunun altını çiziyoruz. İçeride de gençlerimizi korumak için güçlü adımlar atıyoruz. Sabah İçişleri Bakanımız duyurdu, uyuşturucu ile çaba problemi gündemimizde yer alıyor. MYK olarak yabancı odakların Türkiye’yi bir geçiş üssü olarak kullanmasını takip eder, hassas davranırız. Bataklıkla çaba konusunda bu tarihi bir adımdır. 11 vilayette yürütüldü, 94 maksattan 73’ü gözaltına alındı. Bu operasyonu gerçekleştirilen arkadaşlarımızı tebrik ediyor, kendilerine teşekkür ediyoruz.

– Bugün ilan edilen bu operasyonun tarihi niteliği büyüktür. Bundan sonra uyuşturucuya karşı önlem alarak muhakkak göz açtırmayacağız. Değişmeyen gündemimiz var, Libya konusu. Bilhassa darbeci Hafter milislerinden kurtarılan toplu mezarlar memleketler arası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.

– Burada garip olan şudur; Fransa’nın darbeci Hafter’in işlediği cinayetlere dayanak veren Fransa’nın ikide bir çıkıp Türkiye’yi suçlaması. En son Macron Türkiye’nin cürüm işlediğini söz ediyor. Sayın Macron’a tabir etmek isteriz Libya’da cürüm işliyorsunuz. Geçmişte Ruanda’da yaptıklarınızı tekrar ediyorsunuz.

– Libya’da içine düştükleri durumdan çıkış noktası arıyorlar. Bunu Türkiye’ye saldırarak telafi etmeye çalışıyor. Türkiye ne yapmıştır, BM’nin tanıdığı legal hükümete dayanak vermiştir.

– 100 gün içerisinde Ruanda’da 1 milyona yakın insan öldürdü. Bu idarenin ardında Fransa vardı. Bütün bunları düşünmeden Türkiye’yi suçlamaya kalkmaları tıpkı basiretsizliği göstermeye devam ettiklerini gösteriyor. Fransa Devlet Kurulu araştırmacı Graner’e devlet arşivlerinin araştırılması için müsaade verdi. Ortaya çıkacak dokümanları daima bir arada göreceğiz. Bu araştırmacının şimdiye çıkardığı evraklar Fransa’nın Ruanda’da tarihi bir yanlışın içine düştüğünü söyledi.

– Artık Hafter alanda yenildikten sonra bu türlü bir hal içerisine giriyor. Macron’un seçim kampanyasında verdiği kelamı güzel hatırlaması gerekiyor. Fransa’nın kolonyal geçmişin bir kabahat olduğunu söylemiş ve özür dilenmesi gerektiğini söylemişti. Bu kelamı tutmasını bekliyoruz.

– Türkiye legal idareye takviye vermeye devam edecektir. Fransa Ruanda’da yaptığı kusurun birebirini Libya’da yapmasının utancını yaşayacaktır.

– İsrail 67 öncesindeki statükoyu nasıl yok ettiyse, yalnızca protestolarla İsrail’in durmayacağı açıktır. Global sistemi yok etmeye yönelik bir tavır ortaya koyduğunu herkes biliyor. Batı Şeria’nın ilhakına karşı dünya ayağa kalkmazsa İsrail milletlerarası sistemin bütün meşruiyetini yok edecektir.

– Milletlerarası hukukun temel unsurlarını yok sayan bir İsrail hükümetiyle karşı karşıyayız. Bu her vakit gündemimizdedir. İsrail’i Batı Şeria’nın ilhakından vazgeçecek adım atmaya çağırıyoruz. İsrail hükümetinin bundan sonra hiçbir hukuk ve prensip tanımayacağını gösteren bir tavırdır.

– Doğu Akdeniz sorununu çok yakından takip etmeyi takip ediyoruz. Adım adım her süreci takip ediyoruz. Rum-Yunan ikilisinin Türkiye’ye karşı hasmane biçimde Avrupa’yı yanına almaya çalıştıklarını, Avrupa’nın da mahalle birliği üzere adımlar attığını görüyoruz.

– Türkiye hukuktan yanadır, hakkaniyetten yanadır. Karşınızda hukuktan ve hakkaniyetten yana muhatap varsa Türkiye masada adil bir taraf olarak her vakit hazırdır. Hukuku ve hakkaniyeti bir kenara bırakıp bizim KKTC’nin sesini kısmaya çalışanlar, Türkiye’nin legal hak ve menfaatlerini görmezden gelmeye çalışanlara en ufak odunumuz sözkonusu değildir.

– Güney Kıbrıs Rum İdaresi’nin Türkiye ile masaya oturulmasından bahsediliyor. Bu türlü saçma bir şey olmaz. Güney Kıbrıs Rum İdaresi’nin muhatabı KKTC’dir. Güney Kıbrıs’ın Türkiye tarafından muhatap alınması üzere bir şey sözkonusu değildir. Akıllarınca Güney Kıbrıs’ı legalleştirmeye çalıştıkları adımlara hiçbir formda yüz vermeyeceğimizi belirtmek isteriz.

– Hidrokarbon kaynaklarını Güney Kıbrıs kendisini alsın, gelirini de alsın, bir gün tahlil olursa KKTC ile paylaşırız diyor. Şimdiye kadar ne Güney Kıbrıs’ın ne Yunanistan’ın ne de Avrupa’nın verdiği kelamları tuttuğunu gördük. Bu türlü bir şey olamaz. Güney Kıbrıslı bir bakan çıktı AB Türkiye’ye karşı kalıcı bir donanma kursun dedi. Türkiye’ye karşı şununla, bununla hareket etmeniz Türkiye’nin tutumunu değiştirmez.

– Türkiye’ye bu yaklaşımlarla adım attırmak mümkün değildir. Hukuk ve hakkaniyet temelli hareket ediyoruz. Fiili güç kullanmaktan bahsediyorsanız size kolay bir ikazda bulunmak isterim, Türk donanması ile latife yapılmaz. Türk donanması ile latife yapmaz sizi çok aşar.

Soru – Karşılık

– Bugün sabahleyin Akbaşoğlu arkadaşımızın testi olumlu çıkınca, önlem olarak böylesi bir yaklaşım ürettik. Daha evvel de vakit zaman görüntü konferans yaptığımız oldu. Önlem olarak bir bakıma kendi kendimize bu türlü bir usulle toplumsal aralık, maske konusunda önlemimizi uygulamış olduk.

– Geçmişte bunların dersaneleri, televizyonları kapatılırken gidip kendilerini siper edenler. O süreçte kim bunların televizyonunu korumak için siper olmuşsa, yerlerde yuvarlanmışsa bugün FETÖ uğraşında gevşeme mi var diyorlar. Cumhur İttifakı FETÖ çabasında son derece kararlıdır. Bu örgütün sinsi usullerini bildiğimiz için evvelden daha dikkatli yürütüyoruz. Sayın Bahçeli’ye saldırmaya çalışanların FETÖ’cülerin kanallarını, gazetelerini korumak için fotoğrafları vardır.

– FETÖ’ye karşı en ufak taviz verilmeyecektir. Artık siyasi ayak tartışması yapılıyor. MİT Müsteşarı’nı göz altına almaya, 17-15’ten sonra kimler bunlara kalkan oldular daima bir arada görüyoruz. Sayın Bahçeli, Cumhur İttifakı ortada yokken, askeri vesayet devirlerinde vesayete karşı, darbe nizamlarına karşı hassasiyetle gayret etmiştir. Sayın Bahçeli’ye bu halde yaklaşımda bulunanların hepsinin FETÖ’nün kurumları önünde canlı kalkan olarak fotoğrafları ve beyanlarını gördüm. Cumhur İttifakı’nın tamamı FETÖ ve başka örgütlerle çabada tam bir kararlılığa sahiptir.

– Türk siyasi hayatıyla ilgili özel bir Wikipedia yapmak lazım. Totaliter zihin diye bir unsur açılsa güzel bir örnek olur. Totaliter zihinlerde devletle sivil toplum ortasında fark yoktur. Meslek örgütü ile bir modelleme içerisine girilmeye çalışıyor. Artık bugün sözcüleri çıkmış, bunlar kamu kurumudur diyor. Avukatlar Türkiye’de kamu kurumu olarak maaş mı alıyorlar? Yapılmak istenen şu; bir çoğulculuk gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Bir mecburiyet üzerinden, tekelcilik üzerinden yıllardır bu yapılarla ilgili tenkitler biliniyor. Bu meslek örgütlerinde beşerler kendilerinin takdir ettiği idareler çerçevesinde farklı barolara üye olabilecekler. Bu savunmanın nitelikleri açısından hiçbir ziyan verici istikameti yok. Kılıçdaroğlu’nun örneğinden gidersek Türkiye’de sendikaları da teke düşürmek lazım.

– Ne vakit sistemle ilgili tartışma yapsanız bunların aklına rejim krizi çıkarmak, Türkiye’nin bölünmesiyle ilgili tasa oluşturmaktan öbür bunların elinden bir şey gelmez. Verdiği örneğin başı ile sonu birbirine uymuyor. Totaliter zihin budur, meslek örgütü ile kamu kurumunu birbirine karıştırır. Yaptığımız iş baroların meslek örgütü olarak seçimler sonucunda oluşan iradenin idareye yansıyacak bir modeldir. Savunmanın ögelerini idarelere yansıtacak, savunma erkini daha da güçlendirecek bir model üzerinde çalışıyor arkadaşlarımız.

– Bir ülke bir öteki ülkeden silah ya da silah sistemi aldığı vakit bunu kullanmak için alıyor. Türkiye Cumhuriyeti patriot almak istedi vermediler ve S-400’de karar kılındı. Bir silah sistemi bir ülkeye satıldığı vakit son kullanıcı olarak satılır. Türkiye Cumhuriyeti açısından bakarsak Türkiye Cumhuriyeti esaslı devlettir. Tüm ülkelerle alakalarda adımları atarken hesap ederek atar. Katsa yaptırımları yaklaşımı Türkiye Cumhuriyeti açısından gerçek bir hal olarak gündeme gelmez. Patriotlar konusunda irademizin müttefikimizin ABD tarafından değerlendirilmesini bekleriz.

– Adalet Bakanlığı gereken değerlendirmeyi yapacaktır, metot ve sistem açısından gereklilik görürse gerekli değerlendirmeyi yapar. Benim şöyle davranacaklar, şöyle olsun gibisinden Adalet Bakanlığı ve yargının vazife alanına giren istikamet verici açıklamada bulunmam siyaseten ve hukuken yanlışsız olmaz.