AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında saat 17.00’de toplandı …
AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında saat 17.00’de toplandı. MKYK toplantısı sürerken AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in açıklamaları şöyle;
Burada en büyük fedakarlık şehitlerimizin, gazilerimizindir. Ebediyen onların aziz hatıralarını yaşatacağız. AK Parti MKYK, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.
DİYARBAKIR ANNELERİ
Diyarbakır Anneleri’nin eylemi devam ediyor. Bu annelere katılan bazı aileler son kayıplarımızda evlatlarını kaybettiler. Bu annelerin evlatlarına kavuşmak için verdiği mücadelenin kainat kadar büyük olduğunu gösteren, evlatları için bu nöbeti tutan anneler bütün dünyayı titretecek nitelikte bir bekleyişi sürdürdüğünü gösteriyor.
“KARŞIMIZDA BIR CİNAYET, KATLİAM ŞEBEKESİ VAR”
Son operasyonlarda şehit verdiğimiz kardeşlerimiz, bir kısmı uzun zamandır terör örgütü tarafından alıkonuyordu. Silahlı kuvvetlerimizin, emniyetimizin, jandarmamızın terör örgütüne verdiği güçlü cevaplar aynı güçlü şekilde verilmeye devam edecek. En üzücü tablo, bütün bu acılarımızı yaşarken maalesef birtakım kara propagandalara cevap vermek durumunda kalmamızdır.
Karşımızda bir cinayet, katliam şebekesi var. Buna insanlık adına, haysiyet, namus, vicdan adına verilmesi gereken en hafif tepki lanetlemektir. Ama maalesef bu cinayet şebekesiyle aynı anlayış düzleminde yürüyen katliam siyaseti diyebileceğimiz bir siyaset anlayışı var. Bu anlayış demokrasi, çoğulculuk kavramları sıkça kullanıyor. Ama esasında hangi şey kendisinde yoksa kendisini en çok onunla ifade eden bir siyaseti sürdürüyor.
Terör örgütüne ideolojik bir meşruiyet vermeye çalışanlar, cinayetleri ve katliamları uzun süredir meşrulaştırmaya çalışanlar terör örgütünü lanetlemek yerine dikkatleri başka noktalara çekmeye çalışıyorlar. Biz Batı’daki bu çifte standardı çok gördük.
Türkiye’ye DEAŞ saldırısı olduğunda Avrupa’nın önemli binalarına Türk bayrağı yansıtılırdı. Ama PKK saldırdığında dayanışma içerisinde olunduğunu görmedik. Bu PKK terörünü estetize etme gibisinden bir yaklaşım var.
KILIÇDAROĞLU’NA SERT TEPKİ: BÖYLE SKANDAL BİR CÜMLE DUYULMAMIŞTIR
Türkiye’de köklü bir parti olan, vatandaşlarımızın önemli bir kısmının teveccühünü kazanmış olan CHP adına konuşan genel başkan çıkıp da “13 şehidin sorumlusu Erdoğan” dediği zaman doğrudan provokasyondur. Türkiye’de ana akım partilerin hiçbirinden böyle skandal bir cümle duyulmamıştır.
Bu tespit edilmesi, üzerinde düşünülmesi gereken, üzüntü verici, vahim ve trajik bir sapma. Ne CHP’ye gönül vermiş, destek veren vatandaşlarımız böyle bir şeyi arzular, ne de milletimizin tamamı arzular. Bir ülkenin terörle mücadelesini böylesine doğrudan hedef almak görülmemiş bir provokasyondur.
Dünyada en ağır şekilde düşmanca Türkiye’ye saldıranlardan bile buna benzer cümleler duymadık biz. Cumhurbaşkanımız buna cevap verdiği zaman söylenen söz şu Kılıçdaroğlu tarafından: “Ben şehitlerin hakkını savunmaya devam edeceğim.”
Burada şehitlerin hatırasına sahip çıkan bir yaklaşım yok ki. Şehitlerimizi öldüren bir yaklaşım söz konusu. Böylesine bir hassasiyetsizlik, özensizlik, sapma nasıl değerlendirilmelidir?
ABD’NİN ‘EĞER’Lİ CÜMLESİNE TEPKİ
ABD’den müttefikimiz olarak Türk demokrasisine saygı duymasını bekliyoruz ve Türk yargı kurumlarına talimat gibi açıklamalar yapılmasını desteklemiyoruz. Aynı şekilde terörle mücadele konusunda da katıksız destek bekliyoruz. “Eğer PKK yaptıysa” diye bir ifade kullandılar.
ABD Dışişleri Bakanı tanıdığımız bir isimdir. Tam da onun Dışişleri Bakanlığı döneminde böylesi bir açıklamanın yapılmış olması ciddi şekilde sorgulanmalıdır. Biz “Eğer PKK yaptıysa” diye bir cümle duyduysak, bu, bizim hükümetimizin beyanına inanmamak demektir.
Buna benzer bir dili FETÖ darbe girişiminin gecesinde de gördük: ‘Taraflara itidal tavsiye ediyoruz.’ Burada da beklediğimiz şey, bu ‘eğer’li cümlenin meşru ve egemen bir NATO müttefikiyle PKK terör örgütün eşitleyen son derece yanlış, vahim bir ifade olduğunun farkına varılmasıdır. Daha sonra yapılan açıklamalar toparlayıcı nitelikteydi.
Öteki türlü bir dil Türk – Amerikan ilişkilerinin sabote edilmesi anlamına gelecektir.
Bölgedeki yeni dinamikler, önümüzdeki süreçte karşı karşıya olacağımız meydan okumalar müttefiklik ilişkilerini daha sağlam bir zeminde, her türlü sarsıntıdan korunarak ilerletilmesi gerektiğini gösteriyor. Bize saldıran terör örgütleri söz konusu olduğunda, ama, eğer, lakin diyerek bir ifade kullanılmasını asla kabul etmiyoruz.
Ama kelimesi burada siyasi münafıklığı ifade ediyor. ‘Ama’dan sonra söylediğinizin önemi yok. Burada net olarak şu da görülmüştür: PYD/YPG terör örgütü doğrudan PKK’dan emir almaktadır. Aynı şeyden bahsediyoruz.
Ayrıca Amerikalı dostlarımız, orada terör örgütünün hangi eylemi yaptığını avuçlarının içi gibi bilmelerine rağmen ‘eğer’li bir ifade kullanılması doğru bir yaklaşım olmamıştır.
HDP’NİN ALTUN’U TEHDİDİ
İletişim Başkanlığının görevlerinden bir tanesi de Türkiye’ye dönük kara propagandalarla mücadele etmek. Bu propagandaların büyük kısmı FETÖ, PKK ve DEAŞ terör örgütlerinin dijital yapılanmaları vasıtasıyla gündeme geliyor.
Niye hedef alındıklarını biliyoruz. Terörle olan bağlantıları deşifre edildiği zaman bunu söylüyorlar. İletişim Başkanı kendisine kanunla verilmiş görevi yapıyor.
Öyle hesap sorarız gibi ifadeler onu söyleyenlerin kendi söyleyip kendi duyacağı ifadeler. Asıl hesap millete, tarihe, vicdana hesap vermesi gerekenler, kendi yaptıkları şeyi örtbas etmek için hesap sorarız gibi ifadeler sarf ediyorlar.
ŞEHİT HABERİ NASIL VERİLDİ
İlk bilgi gece saat 2’de MSB adına verildi. Bu bilgiyi AA da geçti. Ayrıca MSB web sitesinden de bütün Türkiye ve dünya duydu. Sonrasında detayları adına Malatya Valisi bu bilgileri verdi. MSB Bakanımız gece 2’de açıklamayı yaptı. İçişleri Bakanımız ve Milli Savunma Bakanımız gittiler, siyasi parti liderlerine bilgi verdiler, yüce Meclis’te bilgi verdiler.
Odaklanılması gereken şey PKK terör örgütünün lanetlenmesi iken, mücadelenin başındaki bakanların, cumhurbaşkanımızın sorgulanmaya çalışıldığı bir duruma dönüştürülmeye çalışılıyor. Bu son derece yanlış bir şey. Diğer birtakım çalışmaların yapılmadığını nereden biliyorlar?
Yumuşak ve sert güç unsuru olarak şimdiye kadar TC’nin yasalarına uygun biçimde bu evlatlarımızın hayatını kurtarmak için yapılması gereken her şey yapılmıştır. Bunları duyurarak, gazetelere ilan vererek mi yapacaksınız?