Akşener’den adaylık açıklaması: Türkiye’nin geleceğini kendi nefsim için zora sokmayacağım

YETERLİ Parti başkanı Meral Akşener Halk TV’de Hasret Gürses’in sunduğu 20. Saat programında açıklamalarda bulundu. 

Meral Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şu formda:

27 yıllık siyasi hayatımda bu türlü bir atmosfer yaşamadım. Ben siyasete çok genç başladım, kadınlığım üzerinden hiç hakarete uğramadım. Çoklukla siyasi duruşumuzdan ötürü bize bağırıp çağrılmıştır. Cinsiyetim üzerinden hiç hakarete uğramamıştım. Çok ayıp bir şey bu.

‘Cumhur ittifakı psikologların incelemesi gereken bir birliktelik’

• Türkiye’de uzun müddetten bu yana bedeller üzerinden siyaset yapılıyor. Farklılıklarımız üzerinden karşı olduğumuz, siyasetçilerin buna teşvikte bulunduğu bir periyottan geçiyoruz. Öğretmen gözü ile baktığım vakit siyasi cenahta Türkçeler de yetersiz. Ana lisanınızı yetersiz konuşamadığınız vakit anca söversiniz. Birbirini düşman ilan ettirme konforlu bir alan.
• Bir öbür taraftan da ikimizin siyasetçi olduğumuzu sayalım. Tavırlarımız üzerinden tenkit yapmamız gerekirken, çok özel anlar üzerinden tenkitler yapılıyor. Bu biraz da entelektüel birikimin eksikliği ile alakalı. Bir siyasetçi, başka siyasetçiye zürriyetsiz dedi ve sonra bu beşerler yan yana geldi.
• Çok bu türlü ruhsal olarak incelenmesi gereken bir birliktelik kuruldu. Tahlil paydaşlığı üzerinden yan yana geliş değil, pazara kadar değil mezara kadar üzere cümlelerin havada uçuştuğu bir yan yana geliş oldu. Vatandaşın kaygısı üzerinden politikayı şu anda yalnızca biz yapıyoruz. Sizin derdiniz nedir, bunun tahlilini kamuoyu ile biz paylaşıyoruz. Yavaş yavaş bu makul siyasete vatandaşın gözü kayıyor.

‘FETÖ’nün yerini METÖ’ler alacak’

• Vatandaş, makul siyasete döndükçe birbiri ile hengame etmeyi ön gören sistem devre dışı kalacak. FETÖ’nün yerini METÖ’ler alacak. Şayet siz şeffaflıktan kaçarsanız, partili Cumhurbaşkanlığı seçimi için elinizden ne geliyorsa yapmışsanız, Türkiye’de iktisadın uçacağını söylemişseniz ve bunu elde etmek için partili Cumhurbaşkanlığı için her yola başvurmuşsanız, günün sonunda bu türlü bir sonuç ile karşılaşırsınız. Saray, her yerde paralel cihan oluşturur.
• Afrika’nın sağ diktatörlükleri ortadan kaldırmak için Marksist beşerler hareket geçiyorlar ve daha sonra Saraylarda oturmaya başlıyorlar. Marksisizm yalnızca kelamda kalıyor. Lakin sağ dikdatörlerin hepsinin hayat stilini benimsiyorlar. Saray başka bir hayat şekli yaratır. Oligarşik bir yapı yaratır.
• Ak Parti Genel Lider Yardımcısı’na atanmış bir şahıs hakaret edebiliyor. Atanmış beşerler, milletvekillerine hakaret ettiler. Sayın Fuat Oktay’ı ben feraset sahibi bir insan diye bilirdim, inanılmaz yakışıksız konuşmalar yaptı.

‘Erdoğan gerçeklik hissini kaybetti’

• Her çıkan bakan, milletvekillerine ağzı alınmayacak şeyler söyledi. Partili Cumhurbaşkanlığı seçimi ile atanmışların, seçilmişlere hakaretlerini gördük. Bugün Pelikandır yarın melikanlar çıkar. Zira Saray yöneticiyi körleştirir.
• Sayın Erdoğan benim gözümde bütün gerçeklik hissini kaybetmiştir. Konfeksiyon mağazasındaki kız çocukları ile konuştuk. Onların ortasında bir hengame yoktu lakin dördünün de temel sorunu akşam konutlarına ekmek götürebilmektir. Sağ salim çocuklarına kavuşmayı hedeflerler.
• Şayet öbür bir ilçede oturuyorlarsa meskenlerine ulaşmaları 21.30’u bulur. Bayanlar korkuyor. Bayanlara şiddet uygulayanlar yakalanmıyor, yakını ise korunuyor. Bayanlar konutuna gidip çocuğu ile huzur içerisinde bir gece geçirmek istiyorlar. Bu çocukların ne hisseliğini Erdoğan’ın bilmesi mümkün değildir.
• 22 milyon insanın yardım almasına biz katiyetle itiraz etmiyoruz lakin bir tarafı ile bu insanların çocuklarının da iş bulması gerekiyor. Meskenlerde hiç değilse en az bir kişinin meskene maaş getiriyor olmasını sağlaması gerekiyor devletin. Bu arkadaşlar geldiği vakit 6 dolar milyarderimiz vardı, şu anda 33 dolar milyarderimiz var. 22 milyon da yardım ile yaşayan insanımız var. Her 3 üniversite mezunu gencimizden biri işsiz.
• Enflasyon yüzde 14 açıklandı. Besin enflasyonu yüzde 24-25’lerde. Biz her hafta bir araştırma yapıyoruz. Her hafta birebir marketten alışveriş yapılıyor ve her hafta artırımları görüyoruz. Ayda bir denetim yaptığımız vakit yüzde 24-25 besin enflasyonu oluştuğunu gördük.
• Biz enflasyonu hesaplarken, artırım vermek için minimum fiyatlı için hesap yaparken bir endeks var. O dar gelirlinin satın almadığı ne varsa o var. Biz diyoruz ki fakir insanların satın aldıklarına dair eserleri koyun. Onlar bunu yapmadığı için biz de kendimi yapıyoruz. Sayın Erdoğan’ın Saray’a harcanacak bütçe ile ilgili 30 milyar TL fark konuldu. Günahtır.

‘Bakanlar vekillerinin telefonlarına çıkmıyor’

• Ak Parti Denizli Milletvekili, kuru ekmek yiyen aç değildir dediğini gördük. O arkadaşı, ekmek yoksa pasta yesinler diyenlere benzettik. Ak Partili arkadaşların da vatandaş ile bağını kopardı. Bu partili Cumhurbaşkanı sistemi milletvekili ile vatandaş ortasındaki bilgi bağını da kopardı.
• Bakanlar, bakan yardımcıları milletvekillerinin telefonlarına çıkmıyor. Sahiden vatandaşın kalbine dokunuyor. Çok acıtıyor. Ben 1 yıldan bu yana esnaf geziyorum. Milletin kürsüsü diye bir uygulama yaptık. 2002’de bu arkadaşlar iş başına geldiler.
• Kemal Derviş’in ortaya koyduğu bir programı ellerinde buldular. IMF’nin kuralları vardı. Ve bu iktidar, Merkez Bankası üzere kurumların bağımsız olmasını sağlayan kuralların olduğu bir programdı. İş başına geldiklerinde uzaklık alınmış ve Bahçeli seçim istediği diye seçime gidildi. 2002’de DYP, ANAP baraj altı kaldı. 2008’e kadar bu program devam etti. Arkadaşlar da buna uydu.
• 2008’den sonra programın sonuçları yaşanmaya başladığında iktidarın zihniyeti farklı olduğunda sürdürülebilir kalkınma programına evriltemedi. Beton iktisadında para çok süratli akıyor. Doğal bir para bolluğunun getirdiği refah oluyor ve bu paranın harcanacağı eseri de ithal ediyorsunuz. Bir mühlet sonra bu döngü dondu kaldı.

‘Erdoğan’ın başından beri amacı tek adamlıktı’

• Bir sorun kelam konusu olduğunda demokrasiyi genişletmek, arızaları gidermek yerine yargıyı siyasallaştırma üzere yeni bir yol tuttular. 2010 referandumu ile ilgili Sayın Erdoğan ve yanındaki Mehmet Ali Şahin’e yapmayın diye uyardım. 2010’daki yargı değişiklikleri olmasaydı, 15 Temmuz da olmazdı.
• Sayın Erdoğan’ın en başından beri amacı tek adamlıktır. Herkes ile el sıkışabiliyor, o vakit da FETÖ ile el sıkıştı. Bütün kesin amacın tek adamlık olduğuna inanıyorum.
• Sonuç itibariyle bu tek adam sistemi içerisinde iktisada bakın. Güvenilmez bir ülke haline dönüştükçe, adalet sisteminiz, liyakat sisteminiz ziyan gördükçe siz görünmez bir ülke oluyorsunuz ve size para gelmemeye başlıyor.
• Meşhur 2017’deki referandumda ise Eyy Hollanda, portakal bıçaklanmasını kullandılar. Ondan sonraki fasılda kabul edildi ve duvara dayandık. Şu andan itibaren mazeret uyduracak hiçbir şey yok.

‘Asgari fiyatı 3 bin TL yapın diyoruz’

• Kayınpeder sebep, damat sonuçtur. O kadar aptalca işler yapıldı ki, Türkiye altın ile borçlandı. Yabancı para cinsinden borçlandı ve yanlış hatırlamıyorsam 144 milyar TL fark geldi.
• Taban fiyatı 3 bin lira yapın diyoruz. 675 TL artırım yapıldığında sigorta primini, + gelir vergisini devlet üstlendiği vakit 675 lirayı vatandaş cebine koyacak. Devlete maliyeti 71 milyar TL olacak. Sigortasız çalışanlar sigortalı hale dönüyorlar. Patronun cebinden bir şey çıkmıyor. Aşağı üst 1,5 milyona yakın istihdamın içerisine alınmış oluyor.
• Ulusal iktisada 400 milyar Türk Lirası da katkı yapılıyor bu sayede. Sayın Erdoğan’ın ıslahata yapabilmesi için yapısal ıslahat yapması gerekiyor. Bu tıp kurumların sahiden işlerini yapacak vesayet dışı olması gerekiyor. Merkez Bankası lideri Erdoğan’ın dediğini yapmadığı için gitti, Ağbal’ın getirildiği sistemde de her dediğini yaptığı için gitti. Erdoğan’ın iktisatta ıslahat yapabilmesi için tek adam rejiminden, güçlendirilmiş parlamenter sistem için masaya oturması gerekiyor. Bunu da yapar mı? Zannetmiyorum, yapmaz.

‘Erdoğan kendi yetkilerini azaltacak bir adım atmaz’

• 2009’da Ergün Ozbudun’a bir anayasa taslağı hazırlatıldı. Başkanlık sistemine dair, ben bunu hazırlamam dediği için parlamenter sistemi uygunlaştırmak için bir taslak hazırladı, o da kabul görmedi. Cemil Çiçek, parlamenter sistemin güçlendirilmesi için bir çalışma yaptı, Meclis’te 47 hususta uzlaşıldı.
• Sayın Erdoğan, kendi başındaki başkanlık seçimine dönmek için adım attı. Evvel sayın Necdet Sezer suçlandı, Abdullah Gül geldi, daha sonra şikayetlerin gerisi kesilmedi. Kendi yetkilerini azaltacak hiçbir adım atmaz.
• Kandırılma devam ediyor. Bu bahaneyi dün söyleyebilirdiniz lakin bu faturayı koyacağınız kişi sizin damadınız. Damattan akraba olmaz diye söylemiş. Fakat damat bir sonuçtur, kayınpeder bir sebeptir.
• Sayın Albayrak üzerinden ekonomiyi bilmemesi, kararlarının gerçek olmaması üzerine tenkitte bulunduk lakin tüm faturanın kendisine çıkarılması da yanlışsız değil. Sayın Oktay da dahil olmak üzere bir kararnamelik canınız var. Milletvekillerine hakaret edemezsiniz.
• Çakıcı, sayın Kılıçdaroğlu’nu tehdit etti. Demokrasinin kör topal işlemeye başladığı periyottan beri politikler tehdit edilir lakin birinci kez bir diğer siyasetçi, tehdit eden kişiyi dava arkadaşım olarak nitelendirdi. Bana sormuşlardı, sayın Kılıçdaroğlu’na yapılan şey çok yakışıksız. Tehdit eden şahsa, MHP Genel Lideri dava arkadaşım dedi. Bu Türkiye’de birinci sefer oldu.
• Sayın Kılıçdaroğlu ile ilgili göremem, kızım sana söylüyorum gelinim sen de işit var bu işin içinde. Sonra enteresan bir şey oldu, yargı ıslahatını destekliyorum dedikten sonra sayın Bülent Arınç bir konuşma yaptı, ondan sonra o programa telefonla Cemil Çiçek katıldı ve Çiçek de dengelerden bir adedidir. Rastgele konuşan bir adam değil.

‘Buradan Bahçeli’ye ihtarda bulunmak isterim’

• Sayın Bahçeli’nin etrafında ne kadar adam varsa, Arınç’a hakaret düzeyine ulaştı. Erdoğan, Arınç’ın kelamlarından alındığı söyledi. Yalnız buradan sayın Bahçeli’ye de ihtarda bulunmak isterim. Sayın Erdoğan bugün oradan rencide olmuştur ancak Bahçeli’nin Numan Kurtulmuş’u azarladığı bir sistem var. Sayın Erdoğan artık bu azarlamanın akabinde kime rencide olacak.
• Sayın Erdoğan, şöyle anlatayım. Açılım süreçleri olduğu devirde, herkes inanılmaz memnunluktan ağladığı periyotta o vakit bir televizyon kanalında açılımı destekleyen bir hanımefendi ile program yapıyoruz. Çok derecede memnunluktan ağlamayın, Erdoğan bu dönüştürecek. Yeteri kadar oy gelmiyorsa, açılım saçılım olabilir demiştim. Artık de bu rencide oluşlar artabilir.
• Sayın Arınç YİK üyesi. Direk Erdoğan tarafından seçilmiş. Münasebetiyle sayın Erdoğan’ın bilgisi olmadan programa çıkması mümkün değil.

‘MHP tabanında bir rahatsızlık var’

• Bir fikrin etrafında yürümüşsünüz. Dikkat ederseniz Ak Parti’de siyasetçiler yanlışsız dürüst konuşmuyor. Takımlı gazeteciler var, onlar eli ile çeşitli konuşmalar var. Ancak bir Ak Partili siyasetçiyi görmüyorsunuz. Ölçme biçme problemidir bu.
• Yalnızca Ak Parti içinde değil, MHP’nin tabanında da bu irtibat biçimine karşı bir rahatsızlık olduğunu görüyoruz. Yalnızca Milliyetçi Hareket Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı var. Fakat Ak Parti’den biz bu türlü bir eşy duymadık.
• Seçimlere fısıldayan kişi olduğu için. Zira iktisat maalesef felaket durumda. Pandemi ile birlikte kırılganlığı daha da arttı. Esnaf kan ağlıyor, işsizlik had safhada. Türkiye bu işi taşımıyor. Bu sistemi taşıyamıyor, bu sistem de Türkiye’yi taşıyamıyor.
• Alaattin Çakıcı benim dava arkadaşım falan değildir. Ben haksızlıkları anlatsam, hakikaten makûs şeyler yaşadım ancak anlatamıyorum. Sonuç bu yolda yürüyorsanız bunları göze almak zorundasınız. Yanlış olan bir siyasetçinin bunları göze alıyor olması.
• Çok samimi bir şey söyleyeyim, birtakım insanların bu ülkeden aldıklarını ödemesi gerekiyor. Okuma talihine eriştim, o imtihanlarla yol yürüdüm. Okumamıza, üniversite kazanmamıza yol açan imtihanlardan geçtik ve artık karşınızda oturuyorum. Ben bu ülkeden aldım.
• GÜZEL Parti Genel Lideri Meral Akşener’in torununu, babaannesinin talihlerine sahip olması mümkün değildir. Ben daima parasız yatılı okudum. Islahatı evvel yöneten arkadaşların zihinlerinde yapması gerekiyor.

‘Sokakta gördüğümü söylüyorum Erdoğan’ın seçilmesi mümkün değil’

• Bizim kanunlarla ilgili meselemiz yok, uygulamalarla ilgili problemlerimiz var. Ben Sayın Bahçeli’nin parmağının dışında gördüğüm şey, bugüne kadarki olan her adım partili Cumhurbaşkanlığı seçimi için atıldığı için bundan vazgeçilmek istenmeyecektir.
• İster 2020 Haziran’da ister 2023’te yapılsın, sokakta gördüğümü söylüyorum Erdoğan’ın seçilmesi mümkün değil. Ak Parti’nin yüksek oy aldığı ilçeleri geziyorum, MHP ile birlikte 85’i bulan yerler var. Oralarda insanların hallerini görmeniz lazım.
• Olmaz, nitekim olmaz. Esnaf siftah yapmadan kapatıyor. 750 lira ile 1000 lira kira, biz en başında dedik ki bütün esnafa ve KOBİ’de çalıştırılan insan sayısı bir yıl ödemesiz 10 bin lira verin.
• Sigorta hisselerini üstlenin, stopajlardan şikâyet ediyordu esnaf, onu sıfırlayın dedik. Tüketim de olsun diye esnafın dışında geliri olmayan ailelere 500’er lira para verin. Münasebetiyle üretimin de devamı için satın alınması gerekiyor. Tüm bunları söyledik ancak yarım yamalak hayata geçirdiler.
• Bahçeli, HDP’nin kapatılmasını söyledi. Yargıdaki kararların hemen verilmesi gerektiğini söyledi. Ben de bunun yanlışsız olduğunu söyledim. Numan Kurtulmuş karşılık verdi. Sonra sayın Bahçeli, beni ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu da içine katan twitler attı.
• Sayın Bahçeli’ye teklifim, twitterde gündem yaratmak yerine ben Cumhur İttifakı’nı bir radyo olarak görüyorum. Bir düğmesi Bahçeli, başkası Doğu Perinçek. İç siyasette Bahçeli, dış siyasette ise Perinçek.
• Sayın Erdoğan da vakit zaman deneme yanılma metotlarını konuşuyor. Sayın Bahçeli, bana ve partime saydırmasın. Derhal ortağından randevu alsın ortağından. Bu fikirlerini söylesin.

‘Benim esnaf gezmemden Bahçeli’ye ne’

Siyasi parti reysen, Adalet Bakanı’nın talebi ile kapatılması için dava açılır. Bahçeli, Sayın Erdoğan’dan bunu talep etmeli. Bir siyasi partinin kapatılması için başka siyasi parti Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurabilmesi için birtakım koşullar var. Ve bu koşullar MHP’ye uygun. Partinin genel lideri Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılabilir. Derhal bunu yapsın.

İP’in genel lideri esnaf geziyor diyor, size ne sayın Bahçeli benim esnaf gezmemden. Türk milliyetçiliği bu ülkenin her bitkisini, toprağını ve insanını severek, refah içinde yaşatmak ile olur. Keşke sayın Bahçeli de gereksinim sahiplerini gezerek, taleplerini iletse. Bunlar twitterden tabela yapılacak işler değil. Türkiye’de maalesef bir ciddiyet sorunu var ve ben herkesi ciddiyete davet ediyorum.

Biz, 2017 referandumunda hayır diyenler olarak, parlamenter sistemin eksiklikleri ortadan kaldırıldıktan sonra devam edilmesi gerektiğini söyledik. Ben hayırcı kanattaydım ve çok sert bir çaba verdik. İktisat tam aykırısı olacak dedik, oldu. Hukukun üstünlüğü kalkacak dedik, bu da gerçekleşti. Artık bu tutarlılık değerlidir. Seçmen buna çok kıymet veriyor.

Bir siyasi partinin genel lideri, başkasına zürriyetsiz, başkası de alçak dedi. Bu bireylerin şahsının özne olduğunu konuşma biçimi. Sonra hiçbir şey olmamış üzere el ele tutuştular. Mezara kadar bir duygusal birleşme oldu. Münasebetiyle 27 yıllık siyasi hayatım boyunca şahısların karakterini, cinsiyetini özne yaparak söylenmiş bir kelamım yoktur. Lakin hareketleri ve tavırları üzerinden çok sert tenkitlerim olmuştur.

Artık bu türlü bir birlikteliğin karşılığı, siyaset kurumuna olan inançsızlığı ve kuşkuyu getirdi. Ben ve arkadaşlarım, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek için elbette o masada oluruz lakin yalnızca bizimle olmaz. O yapının yasal bir halde olması için ana muhalefet partisine de gereksinim var.

Sayın Erdoğan’a memleket masası kurmasını söyledim. Sayın Erdoğan, ulusal bir mutabakat gerekiyorsa bu masayı kur ve hepimiz fikirlerimizi söyleyelim dedik. Artık o denli bir makûs durum ki bu, Türkiye’nin ulusal sıkıntıları diye konuşulan bahislerde sıfır bilgiye sahibiz. Ben kimi şeylerde zorluyorum ve bilgi veriyorlar ancak çok sonlu bilgi veriyorlar. Bilgi veriyorlar lakin çok derinlikli bir doküman vermiyorlar.

Sayın Erdoğan’a memleket masası kurmasını söyledim. Sayın Erdoğan, ulusal bir mutabakat gerekiyorsa bu masayı kur ve hepimiz fikirlerimizi söyleyelim dedik. Artık o denli bir makus durum ki bu, Türkiye’nin ulusal sorunları diye konuşulan hususlarda sıfır bilgiye sahibiz. Ben kimi şeylerde zorluyorum ve bilgi veriyorlar lakin çok sonlu bilgi veriyorlar. Bilgi veriyorlar lakin çok derinlikli bir evrak vermiyorlar.

Bugün de sayın Erdoğan memleket masası kurabilir. Türkiye’de eğitim de rezalet pozisyonda. Neden biz bir ortaya gelip, fikirlerimizi söylemeyelim. Seçmen biz dönüyor, isteği bu. Lakin Meral Akşener, Tayyip Erdoğan’a göz mü kırpıyor diyorlar. Hayır, bu türlü bir şey yok. Bu mevzuda en net siyasi parti biziz.

Benim söylediğim yalnızca parlamenter sisteme geçildi. Temel algı sayın Erdoğan’ın tekrar seçileceği. İster sayın Erdoğan ister bir diğeri aday gösterilsin seçilmesi mümkün gözükmüyor.

Diyor ki beşerler benim bunu kabul etmem mümkün değil. Sayın Erdoğan’ın siyasi ömrü uzuyor diye bir şey yok. Seçilmesi mümkün değil dediğim bir insanın parlamenter sistemde başbakanlığı alması mümkün mü?

“Kılıçdaroğlu ile adaylık konusunda hiçbir şey konuşmadık”
Aidiyetler üzerinden konuşmak çok yakışıksız bir şey. Bu ülkede kriterleri yerine getirmiş herkesin Cumhurbaşkanı adayı olma ve seçilme hakkı vardır. Sayın Kılıçdaroğlu ile adaylık konusunda hiçbir şey konuşmadık. 4 partili bir Millet İttifakı var. 31 Mart’ta ise yalnızca ÂLÂ Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi’nin oluşturduğu bir ittifak var. Ve seçtirdiğimiz belediye liderlerimizden da mutluyuz. Antalya olsun, Adana olsun, Aydın olsun…

Bütün seçilen belediye liderlerinden muvaffakiyetleri ile ilgili mutluyuz. İktidar çok büyük sorunlar yaratıyor lakin arkadaşlarımız hizmet etmeye uğraş gösteriyor. El ele tutuşulursa, inanılırsa sonuç alınıyor demektir.

Ancak ben kendi adıma şunu söyleyeyim, bana daima sen aday mısın diye soruluyor. Her Türk vatandaşı üzere ben de hayal ederim, isterim. Tez sahibi herkes ister. Bir defa daha söylüyorum, ben Türkiye’nin geleceğini kendi nefsim için zora sokmayacağım. Seçime yanlışsız gidildiğinde nasıl yol tutulacağını göreceğiz.

Seçimde birinci cinste herkes aday oldu, kim ikinci çeşide giderse destekleyeceğimizi söyledik. Yalnızca CHP ve YETERLİ Parti değil, DEVA Partisi var, Saadet Partisi var. Siyasi yapılar ne yapacaklar, nasıl bir sistem kurulacak bunlar konuşmadan olmaz.

“Biz CHP ile de rakibiz”
Ben nezaketin çok değerli olduğuna inanıyorum. Yeni kurulan siyasi partilerle ilgili daima olumlu konuştum fakat natürel ki biz rakibiz ancak iş birliği içinde rekabet edilmesi gerekiyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi ile de rekabet ediyoruz. Esasen kurumsal yapılarımız her meseleye tıpkı tahlili bulsa, parti kurmamıza gerek kalmaz.

Sayın Davutoğlu parlamenter sisteme dair bir çalışma yaptılar ve bize, Kılıçdaroğlu’na götürdüler. Biz de bir sistem tasarımı yapıyoruz. Kalemin rengi ne olacak, formu ne olacak bunu çalışıyoruz. Ocağın ortaları üzere bitecek, kamuoyu ile paylaşacak ve ben de öteki arkadaşlara takdim edeceğim. Bizde hukuk kısmından fazla sistem ile ilgili belirlemeler var.