Fransa’dan gelen ve estetik yaptırmak istediği hastanede yanlış tedavi sonrası hayata veda eden 24 yaşındaki Manolya Oktay’ın annesi konuştu …
“Doktorlar daima palavra yanlış bilgiler vererek bizi oyaladı” Sabah’tan Dilek Yaman Demir’in ulaştığı 47 yaşındaki anne Adalet Oktay ve 51 yaşındaki baba Ali Oktay, kızının hayatını kaybetmesine neden olan o süreci ve son dakika ayrıntılarını anlattı: “Ameliyat sırasında kızımla ben de İstanbul’a geldim. Kızım, tıpkı gün ameliyat olup, taburcu olacaktı. Ancak, ameliyattan çıkmasını beklerken kızım kötüleşmiş, ağır bakıma kaldırılmış. Ne olduğunu anlamaya çalışırken tabipler daima palavra yanlış bilgiler vererek bizi oyaladı. Soru sorduğum herkes beni azarladı. Günlerce ağır bakımda hiçbir haber alamadım.” Günler sonra ağır bakımdaki Manolya’mı gördüğümde karnı şişmişti. Bir aksilik olduğunu anladım. Kızımın ateşi var diyorum, tabipler beni azarlıyordu. Beyin cerrahı, ‘Manolya âlâ olacak. Bugün çıkar yarın çıkar’ kelamlarıyla umut verdi. ‘Çocuğun durumu güzele gidiyor, odaya çıkartacağız’ üzere sözlerle bizi oyaladılar. Sonra ise ‘Durumu kritik’ demekten öbür bir şey söylemediler. 33 gün boyunca kızımın yeterli olacağını söylendi.
“Para kederine düşüp bize bir sürü evrak imzalattılar” “Bir gün Hastane yetkilisi, kızımın babasını ve kardeşini çağırdı. Tedavinin uzun süreceğini söyleyen yetkili, bize hastane yakınlarında bir otelde süit tahsis ettiler. Babası ve kardeşi geldikten üç gün sonra yeniden bizi bir gün hastaneye çağırdılar. Para tahsil etmek istediler. Para kederine düşüp bize bir sürü evrak imzalattılar. Sonra, Manolya’yı hastaneden alın ve gidin diyerek bizi gönderdiler. Kızım ölmüştü. Beni resmen kandırdılar. Taş kalpli vazifeliler, kızımın cansız vücudunu gösterdiler. Yaşadıklarım gerçek olmazdı. Kızım kolay bir estetik ameliyat için yattığı hastaneden meyyit olarak çıkıyordu. Şanlıurfa’ya götürüp kızımızı gömdük. Pandemi nedeniyle kimse cenazeye katılamadı. Keşke bu türlü bir şey yaşamasaydık. Manolya’ma neden bu türlü oldu? Kimin kusuru var kimin yanlışı var. Artık kızım geri gelmez. Kızım avukat olacaktı. Mezun olacaktı. Mezuniyetini görmedim. Gencecik kızımızın cansız vücudunu kedi üzere cansız vücudunu kapının önüne koydular. Siz ne bilirsiniz diye dalga geçtiler. Kendi memleketimizde yabancı kaldık.”
“Hayali avukat olmaktı” “Başka Manolyalar ölmesin istiyorum. 24 yaşındaki kızımı toprağa verdim Fransa’ya gittim. Elim ayağım tutmuyor. Manolya’mı arıyorum her yerde. Evimden taşınıyorum. Babamın konutunda kalıyorum Diğer bir konuta taşınacağım.. Daha meskenime giremedim. Kitapları ve eşyaları vardı. Bizi umutlandırdılar. Bitkisel hayattan çıkıp uygun olacak dediler. Âlâ ki bu hastanede komaya girdi. Diğer bir hastanede olsa ölürdü çoktan diye hava attılar. Kızınız mutlaka kurtulmazdı dediler. Benim canımı aldılar. İki kardeşini geride yalnız bırakıp, ailemizi onsuz bıraktılar. Kızım hayatın başında daha uzun yolları olan hayat dolu bir gençti. Yaşama sevinciyle dolu gözleri umutla bakan biriydi. Hayali avukat olmaktı. Bir adım kalmıştı okulunu bitirmesine.. Manolya’mın öleceğini bilseydim ta Fransa’dan İstanbul’a gelir miydim?'”