Aşılama yüz yüze eğitimin kilit noktası oldu

TEDMEM, 2021 yılı Eğitim Kıymetlendirme raporunu yayımladı. Yönetişim ve Finansman, Temel Eğitim ve Ortaöğretim, Mesleksel ve Teknik Eğitim, Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri, Ölçme Kıymetlendirme ve Kademeler Ortası Geçiş ile Öğretmenlik ve Mesleksel Süreç olmak üzere 6 kısımdan oluşan rapor, TEDMEM Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Koordinatörü Dr. Sabiha Sunar editörlüğünde eğitim uzmanları Dr. Beyza Himmetoğlu, Gülbahar Yılmaz, Dr. Nilgün Demirci Celep, Seçil Cengizoğlu, Dr. Senem Oğuz Balıktay ve Dr. Sinem Demircinin çalışmalarıyla hazırlandı. Eğitimin tüm bileşenlerinin tahlil edildiği raporda, sistemin gelecekteki mümkün krizlere karşı daha sağlam hale gelmesi için bir aksiyon planı hazırlanmasının kıymetine değinildi. Eylül ayı prestijiyle aşılama oranlarındaki artış ve sınıf bazlı kapanma uygulaması, eğitimin yüz yüze sürdürülmesinde kilit rol oynadığına dikkat çekilen raporda, zarurî eğitim çağında olmasına karşın yaklaşık 676 bin çocuğun eğitim sistemi dışında kaldığının altı çizildi. 2021 yılında mesleksel ve teknik eğitimde toplam 221 patent, yararlı model, tasarım ve marka tescili alındığı belirtilen raporda, salgının LGS ve YKS üzere büyük ölçekli imtihanların neden olduğu eşitsizliklerin derinleştirdiği belirtildi.

EĞİTİMDE YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLARA GEREKSİNİM VAR
Raporda, 2021 yılının birinci yarısında, okulların açılıp kapatılmasına yönelik bir karar modelinin oluşturulmadığı belirtilerek, “Eylül prestijiyle tam vakitli yüz yüze eğitime geçiş için ortak bir siyasi iradenin ortaya konması değerli bir adım olmuştur. Lakin bu süreçte herkese rehberlik edecek, kapsamlı bir okula geri dönüş planı geliştirilemedi. 2021 yılında toplam eğitim bütçesi geçen yıla nazaran artmış, fakat merkezi idare bütçesinden eğitime ayrılan hisse düştü. Salgınla birlikte gelen yeni olağan süreçte, eğitim sisteminin halihazırdaki eksikliklerini gidermenin ötesinde eğitimde yenilikçi yaklaşımlara muhtaçlık vardır. Salgının eğitim sisteminde yol açtığı hasarı gidermek için ek bir bütçe planlaması yapılmalıdır. Eğitim sisteminin gelecekteki muhtemel krizlere karşı daha güçlü hale gelmesi için bir aksiyon planı geliştirilmelidir. 20’nci Ulusal Eğitim Şurası’nda alınan kararların takip edilmesinde eğitimde fırsat eşitliğini sağlamayı hedefleyen kararlara odaklanılmalıdır” denildi.

YAŞANAN EKSİKLİKLER TELAFİ EDİLMELİ
COVID-19 salgını sürecinde okul öncesi periyotta okullaşma oranlarında önemli bir düşüşün yaşandığı tabir edilen raporda, şöyle denildi:
“Eylül ayı prestijiyle aşılama oranlarındaki artış ve sınıf bazlı kapanma uygulaması, eğitimin yüz yüze sürdürülmesinde kilit rol oynadı. Salgının başlangıcından bu yana birinci defa Eylül’de tüm kademelerde, tam vakitli ve yüz yüze eğitim başladı. Bu devir okullar kapanmadan eğitimin kesintisiz sürdürüldüğü birinci periyot oldu. Çocukların eğitim ömrünün sekteye uğradığı uzaktan eğitimle geçen 1,5 yılda oluşan öğrenme kayıplarını gidermek maksadıyla tesirli bir telafi eğitimi siyaseti geliştirilemedi. Türkiye’de salgın şartlarında hala yaklaşık 4 milyon öğrenci 36-50 kişilik sınıflarda eğitim görüyor. Neredeyse yarım milyon öğrenci ise, 50 ve üzerinde mevcuda sahip sınıflarda eğitimine devam ediyor. COVID-19 salgınıyla birlikte kapanan ve devredilen özel okullar olmuş, özel okullardaki öğretmen ve öğrenci sayılarında birinci kere düşüş yaşandı. Öğrenci sayısı bir evvelki yıla nazaran 157 bin 593, öğretmen sayısı ise 12 bin 535 azaldı. Uzaktan eğitim sürecinde uygulama gerektiren mesleksel hünerlerin kazandırılmasında yaşanan eksiklikler telafi edilmeli, oluşabilecek okul terklerine karşı tedbirler alınmalı.”