“Aşırı Tatlı Yersem Ne Olur?” Diyenler Buraya: Çok Fazla Şeker Tükettiğinizi Gösteren 9 İşaret

Acı çektiğiniz için sistemli yürüyüşleri, bahçeciliği yahut halı saha maçlarını es geçiyor üzere hissediyor musunuz? Bu, bedenimizin içinde meydana gelen iltihaplı süreçler hakkında bizi uyarmak için kullandığı birçok sinyalden biri olabilir. Beslenmemizdeki yüksek ölçüde şeker, bağışıklık hücrelerinin kanımıza ileri glikasyonu tamamlamış eserlerini yahut bir glikoz molekülüne bağlı proteini parçalamaya çalışan iltihap salınımına neden olur.

Ne kadar çok şeker yersek, daha gelişmiş, glikasyonu tamamlamış eserler ortaya çıkar ve bu da döngüyü kırmak için daha fazla iltihaplı habercinin gönderilmesine neden olur. Bu türlü bir biyokimyasal tepki dizisi sonunda artrit, katarakt, kalp hastalığı, zayıf hafıza yahut buruşuk cilt ile sonuçlanabilir.

Şeker çok süratli işlenir ve yalnızca bir saat evvel büyük bir kek yemenize karşın aç hissetmenize neden olur. Aslında, şeker, bağımlılık yapan ilaçlar kullanırken hissedeceğinize benzeri halde dopamin salgıladığı ile bilinir. Nörotransmitter dopamin, ödüllendirici bir olaya cevap olarak bu sistemdeki nöronlar tarafından salınır. Bu özel kimyasal bizi âlâ bir ruh halinde tutmak için uğraşır.

Beyin, şekeri bir ödül ya da yenilenmek için gerekli bir besin olarak görür. Daha fazla şeker yediğinizde bedeniniz daha da fazlasını ister. Ve bu bir kısır döngüye dönüşür. Ayrıyeten, yüksek şekerli yiyecekler bedenimizi tatmin etmez zira rastgele bir faydalı besin içermez.

Glikoz bedenimize güç sağlamaktan sorumludur, bu nedenle kanımızdaki şeker düzeyini uygun düzeyde tutmak çok kıymetlidir. Bu yüzden rastgele bir değişiklik, gün boyunca güç kaybına neden olabilir. Şeker yediğimizde, pankreas hücrelere glikoz getirmeye yardımcı olmak için insülin salgılar ve çok fazla güç harcar. Bu da daha güçsüz hissetmemize neden olur. 

Güç düzeyimizi korumak için sıhhatsiz atıştırmalıklar yerine, yağsız proteinleri ve sağlıklı yağları tercih etmeliyiz. Bu sayede, bedenimiz için olan sağlıklı besinlerden “gerçek’ güç elde edebiliriz.

Ek şeker içeren yiyecekler insülin düzeyimizin yükselmesine ve şekerin protein moleküllerine bağlanma sürecine başlamasına neden olur. Glikoz kanımıza girer girmez, iltihaplanma ve cilt problemlerine neden olabilecek bir dizi karmaşık fizyolojik süreç başlatır. Bu insülin artışı sonunda cildimizdeki yağ bezlerinin aktivitesini artırabilir ve sivilce oluşumuna sebebiyet verebilir.

Pantolonumuzun düğmesinin kapanmaması üzere bir durumla karşılaşmak çoklukla beğenilen bir sürpriz olmaz. Bir hafta evvel yediğimiz bir çikolatalı pastanın bu kadar çabuk bir biçimde geri tepebileceğini hiç ummayız. Bununla birlikte, şekerle çoka kaçmanın en bariz belirtilerinden biri biraz kilo almaktır.

Atıştırmalıklar ve tatlılar ekseriyetle bel bölgemizde kilo depolar. Yüksek bir şeker düzeyi, diğer bir yerden çok göbeğimizde çok yağ depolayan insülin üretimini arttırır.

Tatlı yiyecekler diş çürümelerinin oluşumunu artırır. Lakin, diş çürümelerini yapan şeker değil, daha fazla, yedikten sonra dişimizde kalan artıklardır. Düzgün sindirilmezse yahut fırçalanmazsa, yiyecek artıkları dişlerimizde plak görünümüne neden olur. Dişin sert yüzeyini aşındırarak küçük deliklere neden olur.

Şeker ve şekerli yiyecekler, ulaşılması sıkıntı yerlerde dişlerimizin ortasına sıkışabilir ve çürüme sürecini hızlandırabilir. Uygun ağız hijyenini uygulamak dişlerde çürüme oluşumunu pürüzler.

Her gün çok fazla tatlı yediğimizde, damak tadımız birebir tatlılık düzeyine alışır ve eskisi üzere tatlı gelmeyebilir. Fazla şeker damağımızı köreltir ve tatlı yiyecekler ve meyveler olması gerektiği kadar tatlı gelmemeye başlar.

Çok fazla şeker tüketmek, hastalandığımızda bağışıklık sistemi hücrelerinin bakterilere saldırmasını mahzurlar. Bedenimizin griple savaşmak için gereksinim duyduğu C vitamini, kimyasal yapısı ile glikoza çok emsal. C vitamini aramak ve onunla çalışmak yerine, bağışıklık sistemimiz grip bakterilerine karşı sıfır güce sahip glikozu alır. Bu nedenle, bir hastalıkla savaşmak yerine bağışıklık sistemimiz bundan muzdarip olur.

Şişkinlik ve ağrılı gazın yanı sıra başka sindirim rahatsızlıkları da farklı besinlerden kaynaklanabilir. Ve çok fazla şeker tüketmek de onlardan biridir. Şişkinlik, yediğimiz ve sindirmeye çalıştığımız şeyle direkt irtibatlı olduğundan, şeker bunun içinde büyük rol oynar. Şekerler ince bağırsakta makus bir biçimde emilirse, şekerin ekseriyetle gaz üreten bir bakteri üzere davrandığı kalın bağırsağa girerler.

Çok fazla şeker karnımızda hasara yol açabilir, bu nedenle tatlandırıcılar, diyet kola ve atıştırmalık çubukları yemekten kaçınmaya çalışmalıyız.