Avrupa’nın sığınmacılara karşı Birleşmiş Milletler tarafından çokça eleştirilen tavrından Ukrayna’dan kaçanlar muaf gibi gözüküyor. Ukrayna …
Avrupa’nın sığınmacılara karşı Birleşmiş Milletler tarafından çokça eleştirilen tavrından Ukrayna’dan kaçanlar muaf gibi gözüküyor. Ukrayna krizini ‘üçüncü dünya ülkesinden değil bir Avrupa ülkesinden kaçanlar olarak görüyoruz’ şeklinde yorumlayanların ülkeleri, istikrarsızlık yarattıkları ülkelerden sığınmacı olarak gelenleri denizde boğulmaya terk ediyor, soyarak denize atıyor, dövüyor ve diğer ülkelere ödeme yaparak kendi yükümlülüklerinden kaçıyor.
2 aydan kısa sürede 4.5 milyon kişi Ukrayna’dan Avrupa’ya kaçtı
‘Sarı saçlı mavi gözlülerin’ ülkesi Ukrayna’dan, Rusya’nın operasyonunun başlangıcından beri 5 milyonu kişi kaçtı. Bunların 500 binden fazlası Rusya’ya gitmeyi tercih ederken, diğerleri Avrupa’ya geçmiş durumda. Aynı Avrupa’da, yalnızca 1 milyon civarında Suriyeli sığınmacı bulunuyor.
Ortadoğu’dan gelen sığınmacılar için sınırlarına dikenli teller çeken, duvarlar ören Avrupa ülkeleri, Ukraynalılara giriş kolaylığının yanı sıra, çalışma izni veriyor, konaklamalarına da yardımcı oluyor. 2001’de çıkarılan ancak bugüne kadar hiç kullanılmayan AB Geçici Koruma Yönergesi, 4 Mart’ta hayata geçirildi, bu yönergeyle beraber Ukrayna’dan kaçanlara ‘koruma statüsü’ veriliyor.
Afrikalılar, Ukrayna’da da ırkçılığın hedefinde
Öte yandan, Ukrayna’da yaşayan ve ülkeyi terk etmek isteyen Afrikalıların uğradığı ırkçılık, Birleşmiş Milletler toplantısında konu oldu. Kenya’nın BM Daimi Temsilcisi Martin Kimani, Afrikalıların kaçmaya çalıştıkları sırada tren ve otobüslerde en arka sıralara itildiğini ve ırkçılığa maruz kaldığını belirtti.
Airbnb’den Ukrayna’ya ‘askıda’ ev, Musk’tan uydu internet sistemi
Ayrıca söz konusu Ortadoğu ve Afrika değil de Ukrayna olduğunda uluslararası şirketler de yardım yapma sırasına girmiş durumda. Kısa bir süre önce Rusya ve Belarus’ta faaliyetlerini askıya alan konaklama platformu Airbnb de kampanya başlatarak Ukrayna’dan kaçan 100 bin kadar kişi için kısa süreli barınma finansmanı sağladığını ve desteğe açık olduğunu belirtti. Birleşik Krallık merkezli teknoloji şirketi Vodafone, Ukrayna’ya 3 bin akıllı telefon, bin şarj aleti gönderdi, şirket aynı zamanda Ukrayna’ya ücretsiz arama desteği de sunuyor. SpaceX şirketinin kurucu Elon Musk, sahibi olduğu Starlink internet projesinin internet uydu terminallerini taşıyan bir kamyonu Ukrayna’ya gönderdi. Bir battle royal oyunu olan Fortnite, Ukrayna’ya yardım amacı ile tam 50 milyon dolar topladı.
Üçüncü ülkeleri mültecilerin ‘bekleme odası’ yapan Avrupa’da yükselen aşırı sağ
Ülkelerinde barınmasınlar diye üçüncü ülkeleri sığınmacıların ‘bekleme odası’ yapan Avrupa, aldıkları oldukça sınırlı sığınmacıları iç politika meselesi haline de getiriyor. ‘Modern Avrupa’da seçimler sığınmacılar ve yabancılar üzerinden şekilleniyor ve vaatler veriliyor. Mevcut durumda başta Avusturya ve Polonya olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinde aşırı sağcı partiler ya iktidarda ya da koalisyon ortağı ve pek çok ırkçı, İslam karşıtı saldırı gerçekleştiriliyor. Son olarak, İsveç’te Stram Kurs (Sıkı Yön Partisi) lideri aşırı sağcı Danimarka-İsveç vatandaşı Rasmus Paludan’ın birçok kentte Kur’an-ı Kerim’i yakma eylemi düzenlemesi sonrası ülkede şiddet olayları patlak verdi. Göçmen karşıtı Paludan’ın etkinliği sonrası Müslümanlar tepki gösterdi. Bunun üzerine Adalet Bakanı Morgan Johansson, ‘polisin sert müdahalede bulunması gerektiğini’ söyledi. Sputnik, Avrupa’nın sığınmacılar konusunda uyguladığı bu çifte standardı, örnekleriyle derledi.
Polonya’da göçmen krizi: ‘240’tan fazla mülteci öldürdük’ itirafı
“Bir tane Müslüman mülteci almadık. Bir tanesi bile Polonya’ya giremeyecek. 2 milyondan fazla çalışan Ukraynalı aldık ülkemize. Ama tek bir Müslümanı bile almayacağız, çünkü almayacağımıza söz verdik. Gurur duyuyorum.”
Polonya’nın Avrupa Parlamentosu üyesi Dominik Tarczyński, bu sözleri 2 yıl önce bir İngiliz televizyon programında söyledi. Ancak Polonya’nın sığınmacı politikası sadece bu sözlerden ibaret değil. Geçen yıl ortaya çıkan Belarus ile Polonya arasındaki göçmen krizininin ardından Belarus’a kaçan Polonyalı asker Emil Çeçko, eski silah arkadaşlarının sınır bölgesinde 240’tan fazla göçmeni öldürdüklerini itiraf etti. Irak’ın işgalinde rol oynayan Polonya’nın, Belarus sınırında çoğunluğu Iraklı Kürtlerden oluşan 2 bin mülteciye gösterdiği şiddet, Birleşmiş Milletler tarafından da ‘insani müdahalede’ bulunmadığı gerekçesiyle, ki bunların içerisinde sınırı dikenli tel çekmek, mültecileri dövüp sınır dışına atmak gibi eylemler bulunuyor, sert tepki almıştı. Zira Belarus, bu krizde Polonya’nın sınırda göçmenlere karşı zehirli kimyasallar içeren özel maddeler kullandığını da belirtti. Belarus aynı zamanda, sınırda bulunan göçmenlerin Litvanya, Polonya ve Letonya tarafından Belarus topraklarına zorla sınır dışı edildiğini defaatle açıkladı.
Sığınmacıları dövüp, soyup nehre atan Yunanistan
Aynı durum, Türkiye’nin ülke içerisinde bulunan sığınmacıları artık ‘karadan ve denizden Avrupa’ya ulaşmasını durdurmamaya karar verildiğini’ duyurması üzerine Yunanistan sınırında yaşandı. Haberin ardından Türkiye-Yunanistan sınır kapısı Pazarkule’ye akın eden mülteciler, tampon bölgede beklediği sınırlı süre içerisinde her gün Yunanistan tarafından atılan gaz bombası ve biber gazına maruz kaldı. Türk basınına yansıyan haberlere göre ise Yunanistan’ın sınır köylerinden geçmeye çalışan sığınmacıları dövüp, soyup ardından Meriç Nehri’nden Türkiye’ye gönderdiği haberleri geldi.
Ukraynalıları ‘gerçek mülteci’ ilan eden Yunanistan, ‘yer açmak’ için Afganları naklediyor
Ancak, Yunanistan’ın sığınmacıları dövme, soyma ve nehre atma eylemleri sadece bu kriz anında yaşanmadı. 2015’ten beri mültecilere karşı yürüttüğü insanlık dışı eylemleri tepki konusu olan Yunanistan, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün hazırladığı bir rapora göre Türkiye sınırına mültecileri itmek için üçüncü ülke vatandaşlarını çalıştırıyor. Ukraynalıları ‘gerçek mülteci’ ilan eden Yunanistan, Ukraynalılara ‘yer açmak’ için Afganları naklediyor. Suriyeli ve Afgan mültecileri dışarıdan erişime kapalı, kalabalık kamplarda tutan Atina yönetimi, Ukraynalılar için ise bir yıla kadar çalışma ve oturum izni çıkardı.
Mülteci botlarını Türkiye’ye iten Yunanistan’ın suçlarını Frontex örttü
Yunanistan, Avrupa’ya geçmeye çalışan mültecileri ‘engellemek’ için AB Sınır Güvenliği Birimi (Frontex) ile beraber ‘çalışıyor’. Yunanistan’ın pek çok kez ortaya çıkarıldığı gibi denizden Avrupa ulaşmak isteyen mültecilerin botunu patlattığı, Türkiye sınırına iteklemesi Frontex tarafından örtbas edildi.Der Spielgel’in haberine göre, Yunanistan’ın tutumunu gören Frontex uçağı, merkeze raporlaması gerekirken pas geçti. Bunun öncesinde Türkiye’nin yayınladığı görüntülerde, Frontex deniz unsurunun, Yunan karasularına ulaşan bottaki sığınmacıları kurtarmak yerine AB hukukuna ve düzenlemelerine aykırı şekilde Yunan Sahil Güvenlik unsurlarıyla birlikte lastik bottaki sığınmacıları geri ittiği görülüyor.
Mültecilere kötü muamelede komşusunun izinden giden Bulgaristan’dan Suriyelilere ‘terörist’ iması
Bulgaristan da komşusu Yunanistan’ın izinden giderek mültecileri dövme, karadan Türkiye’ye itme ve kötü muamele konusunda kirli ve uzun bir geçmişe sahip. Bulgaristan Başbakanı Kiril Petkov Ukrayna’dan gelenlerin ‘alıştıkları mülteciler’ olmadığını ve Avrupalı olduklarını söyleyerek, alıştıkları mültecilerin “kimliğinden emin olamadığımız insanlar, geçmişi belirsiz, terörist bile olabilecek insanlar” olduğuna hükmetti. Petkov’a göre, mevcut mülteci dalgasından korkan tek bir Avrupa ülkesi yok. Bulgaristan 60 bini aşkın Ukraynalı mülteciye ev sahipliği yapıyor.
Ukraynalıları alkışlarla karşılayan İtalya, 60 Suriyeli çocuğun boğulup ölmesinden sorumlu
Ülkelerine yeni gelen Ukraynalı çocukları alkışlarla karşılayan İtalya ise 2013 yılında batan bir tekneye müdahale etmeyerek 60’ı çocuk 268 göçmenin ölümüne sebep oldu. Suriyeli doktor Mohanad Jammo’nun çağrılarına ‘Malta’yı arayın’ diye cevap veren İtalya’yı 2021 yılında Birleşmiş Milletler 268 göçmenin ölümünden sorumlu olduğuna hükmetti. İtalya aynı zamanda, Libya’daki istikrarsızlıktan kaçan yaklaşık 200 Afrikalı mülteciyi geri göndermiş ve 2009 yılında Avrupa İnsan hakları Mahkemesi tarafından tazminat ödemeye mahkum edilmişti. Davayı mahkemeye götüren 2 mülteci ise hayatını kaybetmişti.
En çok Ukraynalı alan ülkelerden biri olan Macaristan’da 2 bin Suriyeli mülteci bulunuyor
Macaristan doğudaki komşusu Ukrayna’dan, 470 bini aşkın sığınmacı ile en çok mülteci kabul eden ülkeler arasında yer alıyor. Ancak Macaristan, Suriyeli mültecileri Ukraynalılar kadar çabuk ‘kabul edememişti’. 2015 yılında yaşanan bir olay kamuoyundan büyük bir tepki toplamıştı. Sırbistan sınırındaki Röszke kasabasından Macaristan’a geçmek isteyen Suriyeli baba-kıza, Nazi Partisi benzeri görüntüler vererek tek tip üniforma ve kol bandı takan bir seçmen kitlesine sahip olan aşırı sağcı Jobbik partisine yakın bir televizyon kuruluşunda çalışan kameramanlık yapan Petra Lasko çelme takıp düşürdü. Ukraynalı mültecileri pasaportları olmasa bile alacaklarını açıklayan ülkede yaklaşık 2 bin Suriyeli mülteci bulunuyor.
Slovakya Suriyeli mülteciler için ‘Hristiyan olma’ şartını koştu, 16 mülteci ile ihlal prosedüründen kurtuldu
Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya ve Slovakya’dan oluşan Vişegrad Grubu ülkeleri, Avrupa Birliği’nin mülteci kotasına uymayacaklarını açıklamışlardı. Slovakya ise 16 mülteci kabul ettiği için AB’nin ‘ihlal prosedürü’ kararından kurtulmayı başardı. Slovakya, 200 mülteci alacağını açıklamış ancak bu mültecilerin Hristiyan olması şartını koşmuştu. Slovakya’da mevcut durumda neredeyse 350 bin Ukraynalı mülteci var. Yardım kuruluşları ise sınırdaki insan kaçakçıları karşısında uyarı yapıyor. Slovakya’da Katolik Kilisesi’ne bağlı bir yardım örgütü olan Caritas Slovakia temsilcisi Monika Molnárová “İnsan tacirlerinin yalnız seyahat eden kadınları ve çocukları hedef aldığını” belirtti.
‘Çekici hale’ gelmemek için mültecileri sokaklarda yatıran Belçika’dan, Ukraynalılara ‘özel çözüm’
Uzun süredir Belçika’daki mültecilere barınak ‘bulamayan’ Belçika, bu sorunu çözmek için Avrupa Birliği’ne başvurup bütçe almasına rağmen sorun çözüme kavuşmuyor. Sığınmacıların kabulünden sorumlu federal ajans Fedasil’e eleştirilerde bulunan Mülteciler ve Yabancılar için Koordinasyon Girişimlerinin (CIRE) Direktörü Sotieta Ngo, “Her gün 15 ila 40 kişi sokaklara terk ediliyor. İnsanlar dondurucu soğukta geceyi sokakta geçiriyor. Belçika hukukunda alternatif bir çözüm var. Belediyelerin yerel yardım sistemleri devreye sokulabilir ama siyasi istek yok. Belçika, mülteciler için ‘çekici’ hale gelmek istemiyor” ifadelerini de kullanmıştı.
Belçika Ukraynalılar için ise tam tersi bir politika uyguluyor. Ukraynalılar diğer mültecilerin başvurduğu Petit Chateau yerine kendilerine özel olarak ayrılan başvuru merkezine yönlendiriliyor. AB’nin verdiği ‘Geçici Koruma Statüsü’ sayesinde Ukraynalılar, diğer göçmenlerin başvurduğu Petit Chateau yerine kendilerine özel olarak ayrılan başvuru merkezine yönlendiriliyor. Kayıtlarını yaptıran kişiler; oturum izni alıyor, eğitim ve sağlık hizmetlerinden faydalanıyor, çalışma izni sayesinde iş bulup çalışabiliyor. Ukraynalılara ayrıca sosyal refah, barınma ve geçim yardımları gibi imkanlar sağlanıyor. Diğer AB ülkeleri gibi göçmenlerin başvurularını bireysel olarak değerlendiren Belçika, Ukraynalılara özel çözümler sunuyor.
Moria kampının yanmasının ardından sadece 100 mülteci çocuk alabileceğini söyleyen Almanya’dan Ukraynalılara sınır yok
Yunanistan’nın Midilli Adası’nda Moria kampının yanması sonrasında barınacak yeri kalmayan 400 çocuğun yalnızca 100 tanesini alabileceğini söyleyen Almanya, Ukrayna’dan kabul edilecek mülteci sayısına kısıtlama getirilmeyeceğini söyledi. 2016 yılında Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında ‘düzensiz göçü’ engellemek ve ülkesinde tutmak adına imzalanan ‘18 Mart Mutabakatı’nın en büyük destekçilerinden biri olan Almanya aslında Avrupa’nın mülteci yükünü en çok çeken ülkelerden biri; ülkede 1 milyonu aşkın mülteci bulunuyor. Ancak aşırı sağın yükselişte olduğu ülkeden zaman zaman Müslüman mültecilere yönelik kötü muameleler ortaya çıkıyor.
Yardım kuruluşlarından Fransa’ya ‘mülteci ayrımı’ suçlaması
Fransa’da Auberge des Migrants, Utopia 56 ve İnsan Hakları Ligi (LDH) gibi birçok yardım kuruluşu basın açıklaması yaparak yetkilileri göçmenlere geldikleri ülkeye göre farklı şekilde davranmakla itham etti. Afganistan, Eritre, Etiyopya ve Irak gibi ülkelerden gelen 1500 düzensiz göçmenin Birleşik Krallık’a geçmek umuduyla uzun zamandır Calais kentinde beklediği hatırlatılan açıklamada, kente gelen Ukraynalıların en iyi şekilde ağırlandığı, diğer ülkelerden gelen göçmenlerin ise sokakta kaderlerine terk edildikleri vurgulandı.
Önceki senelerde Fransa’da çoğunluğu Afrikalı ve Afganistanlılardan oluşan refakatsiz çocuklar ile göçmenler içinde bulundukları kötü yaşam koşullarını duyurmak ve kalıcı barınma imkanına kavuşmak için ‘acil barınma’ talebiyle başkent Paris’te kamp kurdu. 24 Kasım 2020’de çadırla yapılan bir protestoya da polis müdahale etti.
‘Bazı’ mültecileri Ruanda’ya gönderme kararı alan İngiltere, Ukraynalılara evlerini açanlara ayda 350 sterlin verecek
İngiltere, yasadışı yollarla girmiş ‘bazı’ mültecileri ülkeye 6 bin 500 kilometre uzaktaki Ruanda’ya gönderme planı yapıyor. Ukrayna’dan mültecilerin gelmesi sonrası alınan bu karar ise ‘Ukraynalılara yer açmak yapılıyor’ eleştirisi alsa da yürürlüğüne konulacak gibi görünüyor. İngiltere aynı zamanda Ukraynalılara evlerini açacak kişilere en az altı süreyle ayda 350 sterlin (yaklaşık 450 dolar) ‘teşekkür’ ödemesi yapacak. Mevcut vize kuralları uyarınca İngiltere’de sadece akrabası ya da işveren olanlara vize verilse de bu kural esnetilmeye çalışılıyor. Danimarka’nın da İngiltere’nin yolundan gitmesi öngörülüyor.
Afrikalıları döven İspanya’da Ukraynalılar ve Müslüman mülteciler arasında ayrım yapılması gerektiği söyleyen neo-Nazi partisi güçleniyor
Müslüman kökenli mültecileri ‘işgalciler’ olarak tanımlayan İspanya’daki neo-Nazi Vox partisinin lideri Santiago Abascal, Ukraynalıların Avrupa’da ‘hoş karşılanması’ görüşünde. 2013 yılında ilk kez parlamentoya giren radikal sağcı parti Vox, İspanya’nın üçüncü büyük siyasi gücü ve parti kadrolarında bazı eski neo-Nazilere yer verildi. Ukraynalılar ile Müslümanlar arasında ayrım yapılması gerektiğini düşünen ve giderek daha fazla güç sahibi olan parti aynı zamanda Müslümanların sınır dışı edilmesi ve camilerin kapatılması gerektiğini de savunuyor. Bunun ötesinde, Fas’ın kuzeyinde İspanyol topraklarındaki Melila kentine girmeye çalışan binlerce Afrikalı mülteci, İspanyol güvenlik güçleri tarafından saldırıya uğradı.
Edirne’ye gelen aşırı sağcı parti lideri mültecilere ‘İsveç’e gelmeyin, size bakamayız’ broşürü dağıttı
Göçmen krizi nedeniyle Avrupa’nın bir ucundan kalkıp diğer ucuna gelen İsveç Demokratları’nın lideri Jimmie Akesson ile Genel Sekreteri Mikael Eriksson, binlerce göçmenin yığıldığı Edirne’nin Pazarkule Sınır Kapısı’nda el ilanı dağıttı. Akesson ile kurmayının dağıttığı el ilanlarında “Bize gelmeyin. İsveç dolu. Size daha fazla para veremeyiz, konut sağlayamayız. Bu mesaj için üzgünüm. İsveç halkı, İsveç Demokratları” yazıyor.