Babacan, gazeteci ve siyasetçilerin şiddete maruz kalmalarının utanç verici olduğunu belirterek, “Ekonomik sorunların sebebini teşhis ederken …
Babacan, gazeteci ve siyasetçilerin şiddete maruz kalmalarının utanç verici olduğunu belirterek, “Ekonomik sorunların sebebini teşhis ederken özgürlüklerle ilgili sorunların öncelikle ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’nin hukuk devleti niteliğiyle ilgili de çok ciddi sıkıntılar var. Anayasa rahatlıkla çiğnenebiliyor. AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmuyor. Bu tablo felaket” değerlendirmesini yaptı.
Babacan’ın konu başlıklarına ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
‘TÜRKİYE YALNIZLAŞTI’
“Türkiye dış ilişkilerde yalnızlaşmanın bedelini çok ağır ödüyor. Ulusal çıkarlarımız zarar görüyor. Yalnızlaştığımız için terörle mücadelede yeterince etkili olamıyoruz. Dışişleri Bakanlığım döneminde yakın coğrafyamızda terör örgütlerinin yalnızlaştırılmasından bahsederdik. Şimdi Türkiye ülke olarak yalnızlaştı, terör örgütleri daha çok ülkeden yüz buldu. Bunun ekonomik sonuçlarını başta sınırdaki illerimiz olmak üzere Türkiye’nin tümünde yaşıyoruz.”
‘YARGIYA BASKI VAR’
“Yürütme erkinin baskısıyla alınan yargı kararlarının olduğu bir ülkede insan hakları uygulamasının normal seyretmesini beklemek çok zor. AİHM’de sözleşmeye taraf 40 ülkenin dosya sayısını topluyorsunuz, sadece Türkiye’nin dosyası onların toplamı kadar. Anayasa Mahkemesi esastan incelediği dosyalarda yüzde 95 oranında hak ihlali tespiti yaptı. Sayın Erdoğan’ın açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı’nın aslında AB destekli bir proje olduğunu da görüyoruz. İnsan haklarını Avrupa Birliği için değil, kendi vatandaşlarımız için düzeltmeliyiz.”
‘1 SAATLİK KONUŞMA ÇÖZER’
“Hükümet, ekonomiyle ilgili sorunların çözümünün hukuktan başladığını anlamakta güçlük çekiyor. Bakanı ve Merkez Bankası’nın başkanını değiştirip ekonomiyle ilgili üç beş karar alınca ekonominin düzeleceğini zannediyor. Olmaz, hiç boşuna uğraşmasınlar. Uzun vadeli yatırımdan bahsediyorsak, yatırımcıların hukuki güvenliğe verdikleri değer çok yüksek. Merkez Bankası’nın faizini yükselt, gecelik ve haftalık sıcak para gelsin, o parayla da kuru kontrol altında tutmaya çalışmakla çözülmez. O kadar uzun uzun reformlara, planlara falan gerek yok. 1 saatlik bir basın toplantısında ‘Anayasa Mahkemesi kararlarına saygılı olacağız, uymayan mahkemelere karşı HSK’yi göreve davet ediyoruz’ desinler; ‘Bizden yargıya pusula gitmez’ desinler; ‘Basın hürdür, şiddeti teşvik etmedikçe karışmayacağız’ desinler. Samimi bir açıklamayla sorunların en az yarısı çözülür.”
‘HESAPSIZ DAVRANILDI’
“S-400 konusu, Türkiye’nin egemenlik alanında bir konudur. Hiçbir ülke Türkiye’ye şunu yap diyemez. Ama hükümet aldığı kararın sonuçlarını hesap etmeli. Burada bir hesapsızlık var. 2 buçuk milyar dolar para ödendikten sonra bu sistemlerin kullanılamaması, kapağını hafif araladığınızda ciddi yaptırımlarla karşılaşılması tam bir hesapsızlık. Madem böyle bir adım atıyorsunuz diplomasisini yürütün. Bu işin kökü ABD’nin Rusya’yla ilgili yaptırımları. Türkiye’nin F-35 projesinden çıkarılması büyük bir kayıp. Bu mesele tam bir kaybet-kaybet oldu. 2,5 milyar dolar parayı kaybettik, F-35 için harcadığımız kaynakları kaybettik, para verdiğimiz S-400’lerin de kapağını açıp kullanamıyoruz. Bu nasıl bilgisiz, bilinçsiz bir dış politikadır, anlamak güç.”
‘ERKEN SEÇİM OLUR’
2023’ten önce bir erken seçim olacağını düşündüğünü söyleyen, Erdoğan istemese de Türkiye’nin olası erken seçime “öngörülemez ortak” olarak nitelediği MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından götürülebileceğini belirten Babacan, “Ortak daha önce beklenmeyen seçim açıkladı. Yine desteği çekerse erken seçim olabilir” dedi. Babacan, partilerinin
74 maddeden oluşan bir anayasa değişikliği önerisi olduğunu, “anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bir sorunlarının olmadığını” dile getirdi.
‘130 MİLYAR DOLARI ÇARÇUR ETTİ’
“Taraflı cumhurbaşkanı ve akraba bakan el ele verip Merkez Bankası’nın 130 milyar dolar rezervini çarçur etti. Sayın Erdoğan, Merkez Bankası’nın 95 milyar dolar brüt rezerv rakamını söylüyor fakat 139 milyar dolarlık borcundan bahsetmiyor.
Bu şuna benziyor: Cüzdanındaki paradan bahsediyor ama kredi kartı borcundan bahsetmiyor. Merkez Bankası’nın, bankalara borcu var. Bir de swaplar yoluyla piyasadan aldığı 58 milyar dolarlık borç var. Sadece rezerv değil, yedek akçe hesabı da vardı.
Merkez Bankası’nın kârının her yıl belli bir yüzdesi yedek akçe hesabına konur, kötü günler için biriktirilir. 2019’un ocak ayında bir günde harcadılar. 2019 yılında biriken yedek akçeleri de 2020’nin ocak ayında alıp bir günde harcadılar. İçimiz cız ediyor. Bunun bir siyasi hesabının verilmesi lazım.”