Bağırsakları dışarıda doğan Poyraz bebek, sağlığına kavuştu

Doğuştan bağırsakları bedeninin dışında bulunan Poyraz bebek, şimdi 15 günlükken yapılan başarılı bir operasyonla sıhhatine kavuştu. Tıpta ‘gastroşizis’ olarak tanımlanan bu anomaliyle dünyaya gelen bebek, 6 saat sonra İSÜ Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi’ne nakledilerek acil ameliyat edildi. Bu süreçte bağırsaklar ileri derecede ödemlendiği için hastanın karın içine sığmadı ve yapay bir torbada koruma edildi. Bebeğin durumu 15 gün boyunca yenidoğan ağır bakım ünitesinde takip edildi ve sonrasında karın kapatma ameliyatı planlandı. Bağırsaklarındaki meseleler giderildikten sonra bağırsaklar karın içine yerleştirildi ve karnındaki açıklık çok geniş olduğu için de özel bir yama yardımıyla karnı kapatıldı. Ameliyat sonrası bebek 30 gün boyunca yalnızca damardan beslendi. 30 günün sonunda anne sütü ile beslenmeye başlandı ve 43’üncü günde büsbütün anne sütü ile beslenen bebek taburcu edildi.

İstanbul’da yaşayan Sümeyye Yasin Arnak çiftinin birinci çocuğu Poyraz bebeğe anne karnındayken 12’nci haftada yapılan denetimler sonrasında gastroşizis (bağırsakların dışarıda olması) teşhisi konuldu. Doğumu öbür bir hastanede yapan Sümeyye Arnak’ın bebeği Poyraz, doğumdan 6 saat sonra İSÜ Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi’ne getirildi. Bu süreçte bağırsakları ileri derecede ödemlendiği ve karın boşluğu anne karnında gereğince gelişmediği için hastanın bağırsakları yapay bir torbada koruma edildi. Bebeğin durumu 15 gün boyunca yenidoğan ünitesinde takip edildikten sonra ‘bağırsakların tekrar bebeğin karnına yerleştirilmesi’ için bir ameliyat planlandı. Ameliyat sonrası 30 gün boyunca damardan beslenen Poyraz bebek, 30 günün sonunda anne sütüyle beslenmeye başladı. 43 gün sonunda anne sütüyle beslenmeye başlayan Poyraz bebek, sağlıklı bir biçimde taburcu edildi.

Gastroşizisin anne karnında bebeğin karnı açık bir halde doğması ve tüm bağırsakların dışarıda olması durumu olduğunu aktaran İSÜ Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Esma Şehoviç Keçik, “Bahsettiğimiz hastamız bize dış merkezden sevk edildi. Doğduğu yerde yeni doğan ağır bakım ünitesinin, çocuk cerrahi takımının hazır olmaması ve yetersiz olması sebebiyle üst seviye ve ileri teşhis tedavi emelli hasta bize sevk edildi. Sonrasında biz hastayı ameliyata aldık. Ameliyatını planladık” dedi.

KEÇİK: BU BEBEKTE BİLHASSA KADEMELİ AMELİYAT PLANLADIK

Bu hadisenin epeyce kompleks olduğunu aktaran Op. Dr. Keçik, “Normalde gastroşizisli bebeklerimize daha doğum odasında müdahale edebiliyoruz. Ancak gecikmiş, transportu uzun sürmüş bebek bize geldiğinde makûs durumdaydı. Bu durum bizi bir ölçü yavaşlattı. Bebeğimizin bağırsakları dışarıdaydı. Çabucak ona uygun ısıtma tedavisi, sıvı tedavisi, antibiyoterapi yaptık. Gerisinden ameliyathaneye geçtik. Bu bebekte bilhassa kademeli ameliyat planladık. Yani bu dışarıda olan bağırsaklar ne yazık ki birinci operasyonda içeriye giremedi. Zira biraz vakit kaybetmiştik. Bağırsaklar ileri derece ödemliydi. O yüzden yapay bir torba yaparak hastamıza birinci müdahaleyi yapmış olduk. Sonra da 15 gün kadar bekledikten sonra, ikinci operasyon ile karnı kapatma operasyonuna geçtik. Hastamız 43 gün yeni doğan ağır bakım ünitemizde yattıktan sonra büsbütün ağızdan beslenerek taburcu oldu. Birinci yaptığımız denetimde bebeğimizin güzel olduğunu, ameliyat yerimizin büsbütün kapandığını ve şu an bir karın duvarı bütünlüğü sağladığımızı görmekteyiz. Şu noktada bebeğimiz pek güzel gidiyor. Annesiyle çok keyifli. Emiyor ve anne kucağı bağımlısı oldu” diye konuştu.

“GÖRÜLME SIKLIĞININ ARTMAYA BAŞLADIĞINI GÖRÜYORUZ”

Gastroşizis olaylarının ortalama 5 binde bir görüldüğünü söyleyen Op. Dr. Keçik, “Fakat güncel yayınlarda bu görülme sıklığını artmaya başladığını görüyoruz. Sebepleri tartışılır. Fakat ön planda genç anne yaşı, düşük sosyoekonomik seviye, muhakkak hususlar kullanımı, alkol, sigara kullanımının da etkisi

olduğunu bilmekteyiz. Kesin bir sebebi yok. Bunu yaparsak, bebeğimiz gatroşizis olacak diye bir şey yok. Lakin multifaktöriyel olduğu düşünülüyor” tabirlerini kullandı.

Gastroşizisli bebeklerin anne karnından itibaren daha düşük kiloyla dünyaya geldiğini aktaran Op. Dr. Keçik, “Intrauterin büyüme geriliği dediğimiz durum kelam konusu. Zira bebek 9 ay boyunca anne karnındayken bağırsakları aslında dışarıda duruyor. Bağırsaklar, olağanda temas etmemesi gerektiği amiyon sıvısıyla temas ediyor. Hasebiyle, bu bebeklerde kilo alımı olağan bir bebeğe göre daha yavaştır, daha düşüktür. Lakin uzun vadede olağan bebeğinkini yakalayabiliyoruz. O yüzden bu hastalarda olmazsa olmaz olan ameliyattan sonra, tüm tedavileri bitince takiplerin nizamlı ve ihtimamla yapılması gerekir. Burada multidisipliner bir takip kelam konusu. Yenidoğandan başlıyor, Çocuk Cerrahisi’ne kadar baktırılmalı. Tüm bu doktorların yanı sıra bir bayan doğum uzmanı da bakmalı. Zira bayan doğum tabiplerimiz hastaya anne karnında teşhis koyuyor. Ultrason yaparken gastroşizisli bebek olacağını söylüyorlar. Bu yüzden takibine bir sürü branş dahil oluyor” sözlerini kullandı.

“DOĞRU YÖNETİLEN SÜREÇLERDE HASTANIN SONUÇLARI EPEYCE İYİDİR”

Gastroşizisli bebekler yanlışsız zamanlamayla yanlışsız yerde doğduklarında hayat beklentisinin yüksek olduğunu hatırlatan Op. Dr. Keçik, “Gastroşizis hastaları idaresinde kesinlikle evvel biz hekimler olarak bağlantıda olmalıyız. Bizim çocuk cerrahı olarak ameliyat öncesinde yeni doğan ağır bakım doktorumuzu arayıp bu türlü bir olayımız var diye bilgilendirmemiz gerekiyor. Doğumunu planlarken bizim hazırda olmamız gerektiği bir noktadayız. Hasebiyle, aramızdaki bağlantı ne kadar güçlüyse bu bebeklerin idaresi o kadar sağlıklı ve o kadar yeterli olabiliyor. Tek kişinin yapabileceği şeyler değil. Bir sürü branşın dahil olduğu ve yönettiği bir hastalıktır. Hakikat yönettiğimiz hastanın da sonuçları epey uygundur ve yüz güldürücüdür diyebiliriz” dedi.

“BU BEBEKLER DAHA AZ VE DAHA YAVAŞ KİLO ALABİLİR”

Hastanın gelecekte bağırsaklardaki emilim yüzeyleri azalması ve bağırsaklarının uzun müddet boyunca travmatik tesir altında olması nedeniyle bu çocuklarda bağırsakların daha yavaş çalışabildiğini aktaran Op. Dr. Keçik, “Bu bebekler daha az ve daha yavaş kilo alabilirler. Münasebetiyle, özel beslenme planlamalarımız, programlarımız olabilir. Vakit zaman birtakım tıkanıklık atakları yaşayabiliriz. Yani bu bağırsaklarda çalışma durabilir. Lakin bunun da tertipli takiplerle önüne geçebiliriz. Kimi vakit ek ameliyatlar gerekebilir. Lakin prensipte uzun vadede hastalarımızın yaşadığını biliyoruz” dedi.

BAYSAL: BEBEK BİZE GELDİĞİNDE NASIL BİR YOL İZLEYEBİLİRİZ DİYE ÇABUCAK CERRAHİ TAKIMIMIZLA KONUŞTUK

Yenidoğan Ağır Bakım Uzmanı Doç. Dr. Bora Baysal ise “Ameliyat öncesinde bebek bize geldi. Yeni doğan ağır bakıma kabul ettik. Bu hastalık halk ortasında ‘yarık karın’ olarak bilinen bir hastalık. 5-10 binde bir görülüyor. Gastroşizisli bebekler, nitekim hoş ameliyat yapılıp multidisipliner bir biçimde takip edildikleri takdirde hayat beklentileri yükselebilen bebeklerdir. Lakin alışılmış ki de aksi durumda, maalesef çok sıklıkla vefat durumları da kelam konusu olabiliyor. Hasta bizim ağır bakımımıza dış merkezden sevk edilerek gelmişti. Geldiğinde nasıl bir yol izleyebiliriz diye çabucak cerrahi grubumuzla konuştuk. Onlar da süratli bir formda bebeğin ameliyatını yaptılar” dedi.

“BEBEĞİMİZ SAĞLIKLI HALDE TABURCU OLDU”

Ameliyattan sonra bu bebeklerin bağırsaklarda çok önemli bir sıvı kaybı, protein kaçağı ve sodyum, potasyum, kalsiyum, klor üzere iyon bozuklukları olduğunu aktaran Doç. Dr. Baysal, “Sonuçta dışarıda duran bağırsaklar, her vakit enfeksiyona çok açıktır. Enfeksiyon açısından da denetim altında tutulması gerekiyor. Biz de bu hastamızda ağır bakım takımı takiplerinde vazife aldık. Cerrahi gruba her vakit danışarak, hatta çocuk gastroenteroloji kısmından de takviye alarak devam ettik. Çok şükür bebeğimiz sağlıklı halde taburcu oldu” diye konuştu.

“YOĞUN BAKIM TAKİBİNDEN SONRA HİÇBİR SIKINTIYLA KARŞILAŞMADIK”

Hastalarının ameliyattan sonraki ağır bakım izlemi sırasında erken anne sütüyle beslenmeye başlaması ve beslenmenin anne sütüyle devam etmesinin kıymetli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Bora Baysal, “Bebeğin gelişimi açısından prognostik faktörlerden biri anne sütüyle beslenmektir. Zira anne sütü, büyüme faktörleri ve bebeğin bağırsakların gelişimi açısından çok kıymetli. Taburcu edildikten sonra da bu bebeklerin hoş beslenmesi, kaka çıkışlarının olduğunun gözlenmesi bir aksilik olması durumunda ise kesinlikle doktora haber verilmesi gerekir. Bu hastamızın ağır bakım takibinden sonra hiçbir sıkıntıyla karşılaşmadık. Şu anda da poliklinik takiplerimizde devam ediyor. Şu ana kadar bir sorun yaşamadık” dedi.

ARNAK: HER ANNE BABA ÜZERE DENETİME GÜLE OYNAYA GİTTİK

Zorlu bir süreç olduğunu söyleyen Poyraz bebeğin annesi Sümeyye Arnak ise “Böyle bir durumla karşılaşacağımızı bilmiyorduk. Her anne baba üzere denetime güle oynaya gittik. Hastalığı öğrendik. Sonra süreci öğrendik. Sabırsızlıkla doğumu bekledik. Zorlukları oldu. ‘Sağlığına kavuşacak mı? Ameliyatı nasıl olacak?’ diye düşündük. Sonra Esma Hocamızla karşılaştık. Ameliyatımız çok hoş geçti. Bebeğimiz sıhhatine kavuştu. Memnunuz. Bebeğimde bu hastalığın olduğunu birinci öğrendiğimde çabucak elime telefonu alıp internetten araştırmalar yaptım. Bu durumu yaşayan aileler var mı diye. Güzelleşen bebekleri gördükçe umutlarım yeşerdi. Bizim de bebeğimiz şu an kollarımızda. Tüm anne babalara umut olsun. Bunun bir tedavisinin olduğunu bilsinler” tabirlerini kullandı.

“40 GÜN SONRA BEBEĞİMİZİ KUCAĞIMIZA ALDIK”

Babası Yasin Arnak ise “İlk öğrendiğimizde nitekim çok güç bir süreç geçirdik. Hiçbir biçimde moralimizi bozmadık. Umudumuzu kaybetmedik. Sonra Esma hocamızla karşılaştık. Şu an memnunuz. Bebeğimiz artık yanımızda. Ameliyat sonrasında daima tabipler tarafından durumu takip edildi. 40 gün boyunca ağır bakım süreci oldu. Birinci başta süt alamadı. Sonra pek uygun oldu, sıhhatine kavuştu” dedi.