Pandemi döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) ihtiyaç sahiplerine dağıtmak için topladığı 6 milyon 200 bin liraya önce el konuldu …
Pandemi döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) ihtiyaç sahiplerine dağıtmak için topladığı 6 milyon 200 bin liraya önce el konuldu sonra İstanbul Defterdarlığı’na aktarıldı.
Konu, İBB tarafından yargıya taşındı. Ancak Fatih Kaymakamlığı, yargı sürecinin sonlanmasını beklemeden banka hesaplarında bloke edilmiş olarak bulunan paraların İstanbul Defterdarlığı’na ait banka hesaplarına aktarılmasına karar verdi. Kaymakamlık yaptığı açıklamada paraların bağışçılara iade edilmesinin istendiğini ancak İBB’nin bunu yerine getirmediğini ifade etti.
Peki zor durumdaki vatandaşlar için bağışlanan paraların akıbeti ne olacak?
Hukukçulara göre her vatandaş bağışladığı parayı Hazine’den geri isteyebilir. Eğer hazine parayı bağışçıya vermezse vatandaş ayrıca dava da açabilir.
Metin Günday: “Vatandaşın iradesi yok sayılıyor”
En başından itibaren yürütülen süreçte vatandaşın iradesinin yok sayıldığını belirten İdare hukukçusu Prof. Dr. Metin Günday, “Bu yardım vatandaş tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için yapılmış. Bunu ne İBB ne de Hazine başka bir amaç için kullanamaz. Siz paraya el koyarak vatandaşın iradesini de yok sayıyorsunuz. Hukuki süreç nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, vatandaş gidip İBB’ye bağışladığı parayı Hazine’den isteyebilir. Hazine, bu parayı vatandaşa vermek zorunda. Vermek istemezse vatandaş haklı olarak dava açabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Cesim Parlak: “Bağıştan geri dönülebilir”
Avukat Cesim Parlak da vatandaşın bağışını burada İBB’nin yardıma muhtaç insanlar tarafından kullanılması şartıyla yaptığının altını çiziyor. Borçlar Kanunu’nun ilgili maddesini anlatan Parlak, vatandaşın bağıştan dönme hakkının olduğunu söylüyor. Buna göre, vatandaş eğer yaptığı bağışın amacına uygun kullanılmadığını düşünürse karşı taraftan bunu talep edebilir.
O para İstanbul için bağışlandı
Prof. Dr. Metin Günday’ın altını çizdiği diğer bir nokta ise el konulan bağışa katkıda bulunan vatandaşların bu bağışın İstanbul sınırlarında harcanması ve bu bölgedeki insanların ihtiyaçlarında kullanılmasını istemesi. Aynı dönemde Hükümet eliyle de bir bağış kampanyasının başlatıldığını hatırlatan Günday, “Vatandaş eğer parasının merkezi yönetim tarafından ihtiyaç sahipleri için harcanmasını isteseydi Cumhurbaşkanlığı eliyle yürütülen kampanyaya bağış yapardı. Ancak onlar, İBB’nin kampanyasına İstanbul sınırları içerisindeki ihtiyaç sahipleri için bağış yaptılar. Siz bu parayı Hazine’ye aktarıyorsunuz. Ne yapacağınızı bile söylemediniz. Bu yanlış ve haksız bir uygulama” şeklinde konuştu.
Geri vermek zorunda
Üstelik hukukçulara göre para ne amaçla kullanılırsa kullanılsın bağışçı parasını geri isteyebilir. “Burada İBB de bu parayı amacına uygun kullanmak zorundaydı. Yani ihtiyaç sahipleri için toplanan para ile bir altyapı yatırımı yapılamaz ya da bir otobüs alınamazdı. Aynı şekilde Defterdarlık da bu parayı amacı dışında kullanamaz. Ne amaçla kullanırsa kullansın bağışçılara geri vermek zorunda. Vatandaş dava açtığında biz bu parayı kullandık diyemez” diyen Cesim Parlak, burada asıl problemin yasaların ve ilgili mevzuatların açıkça belli olmasına rağmen bazı çıkarlar doğrultusunda farklı uygulamalara gidilmesinde olduğunu söylüyor.
Prof. Dr. Metin Günday, ayrıca İBB’nin bağış toplama tartışmasında yasalara göre haklı olduğunu devam eden süreç sonrasında el konulan paranın faizi ile birlikte İBB’ye aktarılması yönünde bir karar çıkması gerektiğini belirtiyor.
Emre Eser
© Deutsche Welle Türkçe