BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut’u parti genel merkezinde kabul …
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut’u parti genel merkezinde kabul etti.
Görüşmede gündeme dair konular ele alınarak, karşılıklı fikir alışverişi yapıldı. “Ortak sorunlarımız var” diyen Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, “Sorunlar pandemiden ibaret değil. Bunun yanı sıra güvenlik, iklim değişikliği gibi sorunlar var. Avrupa Birliği, Türkiye ilişkilerinin potansiyeli yüksek bir ilişki. Ayrıca AB-Türkiye ilişkileri arasında önemli boyut var. AB’de yaşayan çok sayıda Türkiye vatandaşı var, aynı zamanda AB’den Türkiye’ye gelen de çok sayıda insan var. Bu dikkate alınması gereken bir nokta. Aslında toplumların diğer toplumlar üzerinde yeterli bilgileri olmadığını görüyoruz. Bu da yanlış anlaşılmalara neden oluyor. Diyalog, bu yanlış anlaşılmanın önüne geçebilir. Bu nedenle doğrudan temaslar yürütmenin ben çok önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Nikolaus Meyer-Landrut’un ziyaretten memnun olduğunu dile getiren Destici, “Her zaman AB ile iyi ilişkilerden yana olduk. Hem siyasi hem ekonomik hem kültürel ilişkilerin artarak devam etmesini istiyoruz. Başkanımızı burada misafir etmişken burada Türk milletinin düşüncelerini dile getirmek isteriz. Bir türlü tam üyelik gerçekleşmiyor. Bizden sonra başvuru yapanlar tam üye oldular. Bu da hem bizde hem halkımızda Türkiye’nin AB’ye tam üye olamayacağı konusunda bir düşünceye sebep oldu. Bir hayal tüneli gibi oldu. Buna rağmen ilişkilerin geliştirilmesini olumlu buluyoruz. BBP olarak AB ile aynı şeyi düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi.
“AB sözünde durmadı”
Türkiye’nin neredeyse öne sürülen tüm koşulları yerine getirdiğini söyleyen Destici, “Türkiye, AB’ye verdiği bütün taahhütleri yerine getirdi. Ama AB sözünde durmadı. Mesela bir tanesi Türkiye tam üye olmadan Güney Kıbrıs Rum Kesimi tam üye olmayacaktı. Ama böyle olmadı. Kıbrıs tek başına bir ülke değil. Daha doğrusu bir ülke değil” dedi.
Türk askerinin Suriye’de bulunmasının AB’deki yansımalarına değinen Destici, “Suriye’ye giden Türkiye askerleri işgalci gibi görünüyor. Türk askerinin çıkması isteniyor ama ABD askerinin çıkmasına yönelik bir şey söylenmiyor. Türkiye’nin Suriye topraklarında gözü yok. Oradaki teröristler temizlendikten sonra orada demokratik bir düzen kurulduktan sonra Türkiye zaten kendisi çıkacaktır oradan. AB Parlamentosu bize diyor ki Suriye demokratik bölgesinden çıkın. Suriye bölündü de bizim mi haberimiz yok. Bu şekilde nitelendirilen bölgede terör örgütleri var. PKK var, PYD var. Biz 40 senedir terörle mücadele ediyoruz. Binlerce şehit verdik. Milyonlarca euro, dolar para harcadık. Biz asker ya da silah desteği değil, terörle mücadelemize meşru destek istiyoruz. Yine AB üyesi ülkelerde bu terör örgütüne verilen destek bizi üzüyor. Örneğin Azerbaycan-Ermenistan savaşında Türkiye haklı olarak Azerbaycan’ın yanında oldu. PYD ve Suriye demokratik güçleri de Ermenistan’a desteğe gitti. Bunlar konuşulmadı” diye konuştu.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut, Destici’nin sözlerine karşılık şunları söyledi:
“Türkiye AB üye adayı bir ülke. Hala devam ediyor. Hükumet yakın zamanda insan hakları yasaları ve ekonomik reform paketleri olarak da paketler açıkladı ama önemli olan uygulamada yapılması. Kıbrıs konusunda ortak noktada olduğumuzu söyleyebiliriz. Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan iki AB üyesi ülke, o yüzden AB bu konuda arabulucu olması doğru olmaz. Birleşmiş Milletler’in bu konuda aracı olmasını bekliyoruz. Yunanistan ile ilgili yorum yapmak istemem, bunlar münferit olarak da içişleri bakımından alınmış kararlar. İçişlerine katılmak istemem. Terör saldırıları herkes için hassas bir mesele, bu alanda da iş birliği yapılmalı. PKK da AB’nin terör örgütleri listesinde olan bir örgüt.
Yakın zamanda Kuzey Irak’ta olan meseleyi de, buna benzer saldırıları da kınıyoruz. Son olarak 10 yıldır devam eden savaştan kaçan mültecilerin Türkiye’ye geldiğini görüyoruz. Türkiye’nin bu konuda nasıl çalıştıklarını görüyoruz. Bu çalışmalar gerçekten muazzam. Bu konuda AB olarak biz de programlar düzenleyip destek olmaya çalışıyoruz.”