10 Kasım 1938…Atatürk’ün sadece bedenen aramızdan ayrılışı. Mustafa Kemal Atatürk, öyle bir liderdi ki vefatıyla yalnızca ülkemizi değil, bütün dünyayı yasa boğdu. Atatürk’ün vefatıyla birçok ülkede bayraklar yarıya inerken farklı milliyetlerden, farklı görüşlerden birçok kişiden de taziye mektupları gelmişti.
Kaynak: https://twitter.com/lordsinov/status/…
Atatürk’ü büyük bir saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz… Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal’in aramızdan ayrılışının tam 85. yıldönümü. 10 Kasım 1938’de sadece bedenen aramızdan ayrılan Atatürk, geriye minnetle koruyacağımız bir Cumhuriyet ve saymakla bitiremeyeceğimiz emanetler bıraktı. Atatürk’ün aramızdan ayrılışı yalnızca ülkemizi değil, bütün dünyayı etkiledi.
10 Kasım 1938’de birçok ülkede bayraklar yarıya indirilmiş, hatta okullar tatil edilmişti.
Birçok ülke, Atatürk’ün vefat haberini gazete manşetlerine taşımış, Ulu Önder’imizden övgüyle bahsetmişti. Almanya, Avusturya, Danimarka, ABD…Birçok ülke, 10 Kasım gününe Atatürk’ten ‘en dikkat çekici tarihi figürlerden birisi’ olarak bahseden manşetlerle uyanmıştı.
Atatürk’ün vefat haberi yalnızca manşetlerde kalmamış, yurt dışından sayısız hüzün dolu mektuplar da gelmişti.
Atatürk ile ilgili kaleme aldığı kitaplarla bilinen Con Sinov, 10 Kasım’da Atatürk’e yazılmış bu mektupları paylaştı. Birçok farklı isimden, birçok farklı görüşten gelen bu mektuplar, Atatürk’ün nasıl bir lider olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
“O’nun kendi ülkesinde kadınlar için yaptıkları…” Kadın hakları savunucusu Bayard Simmons’an Atatürk’e mektup;
‘Kadınlara oy hakkı kampanyasını savunmuş olduğum için kendi memleketimde hapse girmiş ilk İngiliz olarak, Türkiye Cumhurbaşkanının ölümü üzerine derin üzüntülerimi sunabilir miyim? O’nun kendi ülkesinde kadınlar için yaptıkları bütün dünyanın feministlerince ebediyyen minnetle anılacaktır. Yaşasın Kemal Atatürk ülkülerine dayanan Türkiye Cumhuriyeti!’
“Babamız Atatürk’ün ölüm faciası üzerine…” Cezayir’den Rautsi Karaca’dan gelen mektup;
‘Babamız Atatürk’ün ölüm faciası üzerine, şu anda yüreğim daralarak, en üzgün taziyetlerimi Zatı Devletlerine yazmama müsaadenizi dilerim. Bu pek büyük kayıp üzerine Şefimiz Atatürk’e veda ederken, duyduğumuz derin üzüntüyü bütün halkımıza iletmenizi de istirham ederim.’
“En çok hayran olduğum adam Büyük Atatürk idi.” Paris’ten Arnavut Chekrezi’den gelen mektup;
Güneydoğu Avrupa’nın güç bir durumda bulunduğu şu sırada Büyük Gazi Atatürk’ün zamansız ölümü beni kedere boğdu. O’nun ölümüyle bizim Doğu en büyük adamlarından birini kaybetti. Arnavutluk ise güçlü bir dosttan mahrum kaldı. Gerçekten en yüksek insani değerdeki eserlerinden dolayı, çağdaş devlet adamları içinde benim en çok hayran olduğum adam Büyük Atatürk idi. En içten taziyelerimi sunarken, yeniden yaratılmış Türkiye’de dahi Mustafa Kemal’in başlattığı mutluluk, yücelik ve şeref çağının O’nun haleflerince tamamlanmasını ve bölgemizde barışın korunmasını dilerim.
“Türk milletinin acısını paylaşmak arzusuyla yazıyorum.” Anzak askeri Yüzbaşı Stuart Maclean’den gelen mektup;
Ekselans, bu mektubu, Avustralya ordusunun birçok eski subayı adına, bizce daha çok Kemal Paşa olarak bilinen Ünlü Önderiniz Ekselans Kemal Atatürk’ün ölümünü nasıl derin bir üzüntü ile öğrendiğimizi bildirmek ve Büyük Şefinin onarılmaz kaybı dolayısıyla kahraman Türk milletinin acısını paylaşmak arzusuyla yazıyorum.
Avustralya Ordusundan olan bizler liderinizin pek iyi temsil ettiği Türk askerinin yiğitliğini, cesaretini ve güler yüzlülüğünü ateş altında tanıyıp öğrendik. Bu nedenle, Ekselans Atatürk’ün zamansız ölümü üzerine Türk milletinin uğradığı büyük kayıp dolayısıyla, bazı Avustralyalı eski askerlerin derin sempatilerini Cumhurbaşkanınıza ve onun aracılığıyla Türk halkına iletmesini Ekselanslarından rica ederiz.
“Tamamen yabancı bir kimsenin yürekten üzüntüsünü lütfen kabul buyurunuz.” İngiliz Miss M.D. Burnett’ten gelen mektup;
Büyük Cumhurbaşkanınızın ölümü üzerine, tamamen yabancı bir kimsenin yürekten üzüntüsünü lütfen kabul buyurunuz. Türkiye’yi ziyaret etme şansım olmadı ama çok seyahat ettim ve milletlerarası politikayı derinlemesine inceledim. Gerçekten şunu söyleyebilirim ki modern tarihte milletlerarası sorunlarda Kemal Atatürk kadar akıldan ve zekadan yana olan başka sima tanımadım.
Diktatörlerin kabadayılık ve sertlikle başardıkları veya başaramadıkları işleri O, parlak zekasını kullanarak başardı. Onun ileriyi görme gücü vardı.Onun alaycı mizah duygusu da pek hoşuma gidiyordu. Hemen hemen hiç üniformasız görünmeyen o onbaşılar, çavuşlar (Hitler, Mussolini) ile acı acı alay etmek istercesine Onun alaycı mizah duygusu da pek hoşuma gidiyordu. Hemen hemen hiç üniformasız görünmeyen o onbaşılar, çavuşlar (Hitler, Mussolini) ile acı acı alay etmek istercesine Atatürk, parlak bir general olduğu halde, törenlerde sivil giyiniyordu. Bir gün Avrupa “kanlarıyla düşünen” o kimseler tarafından yutulursa, o zaman, düşünecek organın beyin olduğunu bilen o güçlü yöneticiyi arayarak hatırlayacağız.
Daha fazla detay için ilgili paylaşımı inceleyebilirsiniz;