21 yaşında Kanadalı bir öğrenci olan Elisa Lam, 2013 yılında ABD’yi gezerken Los Angeles’daki Cecil Hotel’de kaldığı sırada kayıplara karışmıştı …
21 yaşında Kanadalı bir öğrenci olan Elisa Lam, 2013 yılında ABD’yi gezerken Los Angeles’daki Cecil Hotel’de kaldığı sırada kayıplara karışmıştı.
Netflix’te yayımlanan “The Vanishing at the Cecil Hotel” (Suç Mahalli: Cecil Hotel) adlı belgeselde; soruşturmayı yürütenler, izleyenler ve tanıkların çoğu ilk kez konuşuyor.
Elisa’nın kayboluşundan hemen önce otelin asansöründeki kamera tarafından çekilen görüntüleri soruşturma sırasında Los Angeles polisi tarafından yayımlanmış ve viral olmuştu.
Görüntüde asansörün kapısı açık kalıyor ve Elisa birisiyle konuşuyor gibi görünüyor. Hareketlerinin doğal olmadığı dikkat çekiyor. Daha sonra asansörden çıkıyor ve kayıplara karışıyor.
Elisa’nın cansız bedeni kaybolduğunun bildirilmesinden 19 gün sonra otelin çatısındaki bir su deposunun içine bulundu.
Ama Elisa’nın son görüntülerinin yer aldığı asansör videosu zihinlerden silinmedi. Kimileri bu görüntülerin doğaüstü bir takım olaylara işaret ettiğini söyledi, kimileri ise hala Elisa’nın kayboluşuyla ilgili komplo teorilerine inanıyor.
‘Olay sorumsuzca anlatıldı’
İşte yapımcı Joe Berlinger’i bu belgeseli çekmeye yönelten de, olayı çevreleyen esrar perdesi oldu.
Berlinger BBC’ye, “Bu aslında daha önce anlatılmış bir hikaye ama bana göre sorumsuzca anlatılan bir hikaye” dedi ve ekledi:
“Ortalama bir izleyici için bu, izleyip bir sonrakine geçeceği etkileyici bir hikayeden ibaret. Ama olayı yaşayanlar için hayatlarının en kötü anı. O kişi ve ailesi açısından gerçek bir trajedi” dedi.
Elisa Lam olayında viral olan asansör görüntülerinin Dark Water (Karanlık Sular) adlı korku filminden sahneleri hatırlatması, hatta Lam-Elisa diye adlandırılan bir tüberküloz testinin varlığı bile bugün hala internette epeyce izlenen komplo teorileri ve doğaüstü açıklamaların yolunu açmıştı.
‘Hayalet hikayelerinden bahsetmeliydik’
Belgeselin yapımcısı Joe Berlinger, “Hayalet hikayelerine kesinlikle yer vermemiz ama onları yerine oturtmamız gerekiyordu. Bunları görmezden gelmek mümkün değil çünkü hikayenin büyük bir kısmını bunlar oluşturuyor” diyor.
Bu “hayalet hikayeleri” kısmen Los Angeles polisinin soruşturması sürdüğü sırada Elisa’nın son anlarıyla ilgili esrarı çözmeye çalışan internet dedektiflerinin bulgularıyla beslendi.
Berlinger bazen internet dedektiflerinin harika işler çıkarabildiğini ama Elisa olayındaki faaliyetlerinin “biraz yanlış” bir yöne gittiğini söylüyor.
Aile neden katılmadı?
Belgeselde Elisa’nın ailesi arşiv görüntüleri dışında görülmüyor ama Berlinger’in, Elisa’nın hikayesini yeniden anlattığından haberleri vardı.
Berlinger “Sanırım artık bu olayı geride bırakmak istiyorlardı” diyor ve ekliyor:
“Hikayenin diğer versiyonlarına baktığınızda Elisa’nın, kendisini kontrol altına alan dehşet verici kötü bir varlığın kurbanı olduğu gibi bir resim ortaya çıkıyor. Bu tür anlatılar bence son derece büyük saygısızlık ve muhtemelen aile de bu trajediyi çevreleyen olayların bir kez daha abartıldığı yeni bir şova konu olmak istemedi.”
Los Angeles polisi, adli tıp ve olay sırasında Cecil Hotel’in müdürü olan kişi bu belgeselde, olaydan bu yana ilk kez konuşuyor.
‘Diğer belgeselleri izlemedim’
Belgeselde olayla ilgili olarak ilk kez konuşan otelin o sıradaki müdürü Amy Price, aslında daha önce de belgesellere çıkması için teklifler aldığını anlatıyor.
Amy Price, “Genellikle gözlerimi devirip, ‘Al işte bir tane daha’ diyordum” diyor. Ama bu belgeselin anlamlı olacağını hissederek ikna olmuş.
Elisa’nın kaybolması sırasında Cecil Hotel tipik bir otel değildi.
Dev bir evsizlik sorunu yaşanan Los Angeles’in göbeğindeki bu büyük otelin bazı katlarında Elisa gibi normal otel müşterileri kalıyor, diğer kısımları ise bazı evsizlerin kısa ya da uzun dönem yatacak yer ihtiyacını karşılıyordu.
Amy Price, Elisa’nın kayboluşundan hemen sonra otelde kalanlar ve personele yönelik suçlamaların “çok büyük sıkıntı ve üzüntü” yarattığını söylüyor. “Elisa ortadan kaybolduğu andan itibaren bu işin sonunun kötü olacağını hissetmiştim” diyor. “Yalnız seyahat ediyordu ve açıkçası ben yanlış bir çevreyle haşır neşir olduğunu düşünmüştüm. Los Angeles kent merkezinde bu çok kolay olabilecek bir şeydi” diye de ekliyor.
Elisa’nın ölümünden önce de aslında otelin kötü bir ünü var.
Çok fazla intihar, uyuşturucu ölümü yaşanan ve tanınmış bazı seri katillerin de kaldığı ortaya çıkan bir oteldi.
Hatta Lady Gaga’nin bir çatı katında yaşayan bir vampir rolünü oynadığı “American Horror Story: Hotel” adlı televizyon dizisine ilham kaynağı olmuştu.
Fakat Amy Price için Elisa kaybolana kadar otel hiç de kötü bir yer değildi.
Price, “Otelle ilgili bir çok karanlık hikaye var ama çalışması kötü bir yer değildi. Harika bir ekibimiz vardı. İşi birlikte yapıyor ve zevk alıyorduk” diyor.
‘Hikayelerin arkasındaki gerçek insanlar’
Belgeselin yapımcısı Joe Berlinger bu işi yaparken, Elisa kadar Amy gibi insanların da hikayesini anlatmayı amaçladığını söylüyor. “Sorumlu bir yapımcı olarak biliniyor olmam muhtemelen Amy’yi konuşmaya ikna etti. Onun bakış açısının gerçekten hayati önem taşıdığını düşünüyorum” diyor. “Böylesi halka mal olmuş hikayelerin arkasında gerçek insanlar var” diye de ekliyor:
“Bu insanlar kısıtlı kaynaklarla ellerinden gelenin en iyisini yapmaya, kalabalık bir mahallede oteli en iyi şekilde yönetmeye çalışan kişilerdi.”
Amy Price artık otelcilik sektöründe çalışmıyor. Takı tasarımcılığı yapıyor ve Cecil Hotel’de yaşadıkları hakkında bir kitap yazmakla meşgul.
Price, “Yaşadıklarımı paylaşmak istiyorum. Ama bu bir korku hikayesi falan olmayacak. Bu bir mücadelenin hikayesi olacak” diyor.