Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duygulanarak dinlediği Ahmet Kaya’nın hayatını anlatan ‘İki Gözüm Ahmet: Sürgün’ filmi 5 Nisan’da vizyonda

Türkiye’nin unutulmaz müzik ikonlarından Ahmet Kaya‘nın hayatının son yıllarını anlatan ve Paris’te geçirdiği sürgün yıllarını bahis alan sinema, 5 Nisan’da tüm Türkiye ve Avrupa sinemalarında vizyona girecek. Merakla beklenen sinema, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı programda Ahmet Kaya‘nın ‘Şafak türküsü’ kesiminde duygulanmasıyla birlikte tekrar gündem oldu.

AKILLARA AHMET KAYA’NIN HAYATINI ANLATAN SİNEMA GELDİ

Sanatçı Ahmet Kaya, lokal seçimlere 1 gün kala Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen gençlik buluşmasında çalınan ‘Şafak türküsü’ kesimiyle gündeme oldu. Ünlü sanatkarın hayatının anlatıldığı ‘İki Gözüm Ahmet: Sürgün’ sineması de bu his dolu anların akabinde akıllara geldi.

5 NİSAN’DA İZLEYİCİYLE BULUŞACAK

Filmde, yaşadığı periyotta de ismi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la sıkça yan yana gelen Ahmet Kaya‘nın hayatının olaylı son periyodu anlatılıyor. Türk sinemasında, biyografi tipinde merakla beklenen üretimlerden biri olan İki Gözüm Ahmet: Sürgün 5 Nisan’da tüm Türkiye ve Avrupa sinemalarında vizyona girecek.

X Üretim’in yapımcılığını üstlendiği, Gani Rüzgar Şavata’nın direktör koltuğunda oturduğu “İki Gözüm Ahmet: Sürgün” sineması müzik dünyasının unutulmaz ismi Ahmet Kaya‘nın Paris’te geçirdiği sürgün yıllarını mevzu alıyor. Özgür Tüzer’in, sanat dünyamızda derin izler bırakan Ahmet Kaya‘yı canlandırdığı sinemada, Aleyna Solaker, Serdar Orçin, Ruhi Sarı, Metin Yıldız, Yelda Reynaud üzere başarılı oyuncular rol alıyor.

CUMHURBAŞAKNI ERDOĞAN İLE SAHNESİNE YER VERİLDİ

“İki Gözüm Ahmet: Sürgün” fragmanı, Türkiye’nin yakın tarihini gözler önüne seriyor. Fragmanda dikkat çeken sahnelerden biri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, belediye başkanı olduğu dönemde şiir okuduğu için mahpusa girişi öncesi Yedikule’deki Cumhuriyet kutlamaları merasiminde kendisini yalnız bırakmayan Ahmet Kaya ile yaşadığı an. Bu sahne, farklı bir paralelliği de gözler önüne seriyor; biri şiir okuduğu için 1999 yılında mahpusa girerken, oburu birebir tarihte müzik söylediği için sürgüne gitmek zorunda kalıyor.