Deniz Zeyrek ‘Üzerime Yürüdü’ Demişti: Sözcü’den Kılıçdaroğlu’nun Danışmanına Tepki

Deniz Zeyrek’in ismini vermediği kişinin CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Basın Danışmanı Ömer Topsakal olduğu ortaya çıkmıştı. 

Sözcü gazetesi ise bugünkü sürmanşetinde hususa yer ayırdı. Sözcü  “Böyle danışman CHP’ye yakışmıyor’ başlıklı haberinde şunları aktardı:

Müellifimiz Deniz Zeyrek, mutabakat kitapçığını haberde görsel gereç olarak kullanmak üzere başkanlara imzalatmak istedi. Bu gayeyle, elindeki kitapçığı GÜZEL Parti Basın Danışmanı Murat İde’ye verdi. Kitapçık, bir müddet sonra “olmaz” karşılığıyla birlikte CHP’nin Basın Danışmanı Ömer Topsakal’dan döndü.

Topsakal’ı CHP toplantılarında kendisine akreditasyon yasağı uyguladığı için uzun müddettir muhatap dahi almayan Deniz Zeyrek, kitapçığın Topsakal’dan geldiğini görünce, “Ben senden bir şey istemedim” diye kitapçığı geri aldı.

Ve İde’ye de “Bu beyefendiden istesem kendisine verirdim. Neden beni muhatap ediyorsun” diye reaksiyon gösterdi. Bu sırada CHP’li danışman, “Bu nasıl üslup, sen kimsin, gerizekalı” diye sesini yükseltmeye başladı. Kısa bir tartışmanın akabinde müellifimiz, salondan ayrılmak üzere kapıya yöneldi.

Merdivenlerden çıkarken, üzerinde siyah polar, tişört ve asker pantolonundan oluşan muhafaza kıyafeti bulunan biri omzundan tutarak Zeyrek’i geriye çekti. İki basamak aşağısında da Ömer Topsakal vardı.

Deniz Zeyrek, “Bana dokunamazsın” diye reaksiyon gösterince müdafaa geri adım attı. Murat İde, gazeteciler Murat Ehil ve Ali Haydar Fırat devreye girince Ömer Topsakal geldiği yere dönmek zorunda kaldı.

Deniz Zeyrek, yaşadığı sorunu tıpkı gün CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na iletti.

Kılıçdaroğlu, kederini lisana getirmekle birlikte, yapılan bu berbat davranışla ilgili hiçbir adım atmadı.

Ömer Topsakal, Medya Koridoru isimli siteye isimsiz yaptığı açıklamada, müellifimiz Deniz Zeyrek’in kendisini eliyle dışarı çağırdığını, bu yüzden peşinden gittiğini sav etti.

Müellifimiz bu türlü bir şey yapmadığına dikkat çekerken, Murat Uzman, Ali Haydar Fırat ve Murat İde’yi de şahit gösterdi.

Ali Haydar Fırat, “Ben Deniz Zeyrek’in yanındaydım. Büyütmemesini söyledim. Birlikte sohbet ederek kapıya yürümeye başladık. Ne bir işaret ne kelam oldu. Fakat o muhafaza kıyafetli şahıs ve Topsakal koşarak arttan saldırmaya çalıştı” dedi.

Danışman Topsakal, “Beni dışarı çağırdı” palavrasıyla yetinmediği üzere muharririmizin “ayrıcalık” istediğini ileri sürdü.

“Ayrıcalık” tabiriyle muharririmizin bir menfaat elde etmeye çalıştığını ima etmesi tek sözle aşağılık ve nahoş bir argümandır. Kitapçığı başkanlara imzalatıp haberde görsel materyal olarak kullanmak bir ayrıcalık talebi değildir.

Bu ortada, muharririmizin mevzuyu yazısına taşımasından sonra Ankara’da CHP’yi takip eden çok sayıda muhabir ve müelliften, CHP’lilerden, Topsakal’ın vazifeye geldikten sonra havaya girdiğini, kendisiyle düzgün geçinmeye çalışanlar dışında bütün gazetecilere, siyasetçilere berbat davrandığını anlattılar.

Müellifimiz Deniz Zeyrek, “Böyle bir olayın muhatabı olduğum için üzgünüm. Oturduğu koltuğu kaldıramayan, kompleksli genç bir arkadaş. Atatürk’ün partisi koskoca CHP’ye, bu türlü tecrübesiz, liyakatsiz bir danışman yakışmıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, kendisine danışman olarak yakıştırıyorsa benim için sorun yok. Herkes hak ettiği danışmanlarla çalışır” yorumunu yaptı.

Bu ortada muhafaza, yazarımızdan özür diledi ve “Ömer Topsakal’ın arttan size hakikat koştuğunu görünce ben de geldim ve refleks olarak sizi tutup ortaya girdim” dedi.