Dikkat çeken araştırma: Pandemi en çok onları yordu!

Tüm dünyada tesirli olan Covid-19 pandemisinin ülkemizdeki ikinci dalga tesirlerini pahalandırmak maksadıyla Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Kısmı tarafından ülke genelinde gerçekleştirilen çalışmanın sonuçları açıklandı.  Birinci olarak Nisan 2020’de gerçekleştirilen araştırma sonuçları ile Ocak 2021 periyodunun karşılaştırıldığı çalışmada pandemi öncesinde hayatından şad olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 57 iken, bu oran Ocak 2021’de yüzde 38’e geriledi. Memnuniyet oranındaki en büyük düşüş gençler, öğrenciler ve girişimcilerde oldu. Bir yılı geçen pandemi sürecinde gençler meskende kalmaktan, öğrenciler yüz yüze eğitim görememekten ötürü hayattan daha az zevk aldıklarını tabir ettiler. İştirakçilere “pandemi periyodunu en yeterli anlatan şarkı” sorulduğunda Mümin Sarıkaya’nın “Ben yoruldum hayat” kesiminin geldiğini söylediler.

Sosyoloji Kısmı Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk Türkiye çapında yapılan 18-65 yaş ortasında 3.500 kişinin katıldığı araştırmanın sonuçlarını şöyle kıymetlendirdi: 

EN BÜYÜK KORKU SEVDİKLERİNİ KAYBETMEK

Araştırma sonuçlarına nazaran, iştirakçilerin yüzde 60’ı pandemi ile ilgili en büyük kaygılarının sevdiklerini kaybetmek olduğunu belirtirken, yüzde 48’i sıhhat sorunları yaşamaktan tasa duyduğunu söyledi.  Ekonomik sorunlar yaşamaktan korkanların oranı yüzde 37 oldu; iştirakçilerin yüzde 7’si paklık konusundaki takıntının uzun bir müddet daha hayatlarında olacağını düşündüğünü kaydetti.

KAMUYA İNANÇ ARTTI

Pandemi devrinde en fazla güvenilen kişi ve kurumların başında yüzde 60’lık oran ile akademisyen ve uzman doktorlar yer aldı. İştirakçilerin yüzde 36’sı Sıhhat Bakanlığı ve Bilim Konseyinin da içinde yer aldığı kamu kuruluşlarını inançlı bulduğunu belirtti. Covid Pandemisi kamu kurumlarına duyulan inancı artırdı.

EN ÇOK YAŞLILAR DERT DUYUYOR

Nisan 2020’de yüzde 60 düzeyinde olan genel telaş durumu, yaz aylarındaki olağanlaşmanın tesiriyle yüzde 48’e geriledi ve lakin ikinci dalga sonrasında tekrar yüzde 59 düzeyine çıktı. Toplumun sosyoekonomik durumu yeterli olan kısmında dert seviyesinde bir farklılık görülmezken, daha düşük olan bölümünde tasa seviyesinin geçtiğimiz yıla oranla daha azaldığı görüldü. Uzmanlar bu durumun bıkkınlık ve boş vermişlikten kaynaklandığını tabir ettiler.  Nisan 2020’de 46-55 yaşları ortasında yüzde 55 olan korku seviyesi yüzde 63’e; 56 ve üzeri yaş kümesinin yüzde 64 olan telaş düzeyi yüzde 77 oldu.

PANDEMİ GERÇEKMİŞ DİYENLER

Pandemi ilgili en çok konuşulan bahisler, durumun abartıldığı, koronavirüsün aslında olmadığı halindeki toplumsal inanışlardı. Pandeminin abartılmadığını düşünenlerin oranı Nisan 2020’de yüzde 70, Mayıs 2020’de yüzde 45’ken; Ocak 2021’de bu oran yüzde 76’ya ulaştı.

AŞI KARARSIZLARI 

Araştırmada iştirakçilere pandemiyle çabanın umudu olan aşı çalışmalarına ait görüşleri de soruldu. İştirakçilerin yüzde 39’u aşı yaptırmayı düşündüklerini, yüzde 22’si kararsız kaldığını ve yeniden yüzde 39’u ise aşı yaptırmayı düşünmediğini belirtti. 

HİJYEN, TAKINTI HALİNE GELDİ

Salgın sonrasında en çok tüketilen eserlerin başında yüzde 63’lük oran ile paklık ve hijyen materyalleri yer aldı. Bir sonraki sırada yüzde 42’lik oran ile online alışveriş, e-Ticaret seçenekleri geldi. Konuttan fazla dışarı çıkılmaması sonucu şahsî bakım ve kozmetik gereçlerinin tüketiminin ise azaldığı görüldü. 
Gençlerde en fazla abur cubur tüketiminin arttığı ortaya çıktı.

PROF. DR. NEVZAT TARHAN: ÇOCUKLARDA OTİSTİK DAVRANIŞLAR YÜKSELDİ

Araştırmada yalnızlık hissi de pandemi öncesi ve sonrası olarak kıyaslandı. Buna nazaran, kendisini her vakit ve çok sık yalnız hissedenlerin oranı pandemi öncesinde yüzde 19 iken ikinci dalga sonrası bu oran yüzde 30’a yükseldi. Yalnızlık hissinin en ağır olarak yaşandığı yaş kümesi 25 yaş ve altı olarak tespit edildi ve oran gençlerde yüzde 44’e çıkarak Türkiye ortalamasının çok üzerinde kaydedildi. Çalışmayı kıymetlendiren Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yalnızlık ve bıkkınlıktaki manalı artışın tehlikeli bir boyut aldığını belirterek, dünyada intihar hadiselerinin yükselişte olduğuna dikkat çekti. Konuta kapanma ile yaşlılarda Alzheimer olaylarında artış görüldüğünü gençlerde ve çocuklarda otistik davranışların arttığını söyledi. Prof. Dr. Tarhan, “Çocukların konuta kapanması sonucu bilhassa altı yaş altı çocuklarda otizmde görülen toplumsal yetenekler, yüz yüze konuşma, fizikî temas, ince motor maharetlerin gelişememesi kelam konusu” dedi. 

Türkiye Gazetesi