Dünya bu soruya cevap arıyor! Hastalık ve darbe söylentileri büyüyor: Putin’in yerini kim alacak?

Rusya’nın yıllardır vazifede olan Devlet Lideri Vladimir Putin’in dünyayı geri dönülemez bir uçurumun eşiğine getirmesiyle birlikte hayatlarımızda her şey bir anda değişti. Savaşın yıkıcı gerçeği tüm dünyayı Rusya’ya karşı birleştirirken herkesin gayesindeki isim ise ortak…

Vladimir Putin hayatı için savaşıyor! Ukrayna’ya başlattığı işgal operasyonu kendi şahsî Haçlı Seferi’ne benzeyen Rus önder ülkesini, ordusunu ve halkını da bilinmez bir sona sürüklüyor. 22 yıldır süren iktidarında Rusya’yı birçok dönüşümden geçiren Putin için artık akıllardaki fikir ‘Ondan sonra’sı ve Rusya’yı bekleyen dertli gelecek.

Global ekonomik sisteme bu kadar entegre olabilmiş bir Rusya bir anda bu sistemden koptu ve artık ilaçlar, temel besin unsurları ve bebek mamaları üzere hayati değerdeki eserleri için nasıl fiyat ayarlaması yapacağını düşünüyor. Putin’in çarklarını döndürmek için çok uğraştığı askeri makine sistemi artık komşu ülke Ukrayna’nın topraklarına dökülen kanla birlikte çatırdıyor ve neredeyse fonksiyonsuz kalmak üzere.

Tüm dünyanın amacındaki tek isim Putin!

Savaşın 17’inci gününde Putin, işgalin başladığı 24 Şubat’taki pozisyonundan uzaklaşmış durumda. Birinci günlerde tüm Ukrayna’yı isteyen ve bu ülkeyi Nazizm’den arındırma emeli güttüğünü argüman eden Rus önder artık Kırım ve Donbas bölgesinin Ukrayna tarafından tanınmasına ve hususun burada kapanmasına ikna olmuş durumda. Lakin bunu yaparken atakların şiddetini giderek artırıyor ve müzakere masasına eli güçlenmiş, daha fazla kenti ele geçirmiş formda oturmak istiyor.

Pekala bunu başarabilecek mi? Ve her şeyden öte tüm bunlar yaşandığında koltuğuna hâlâ oturuyor olacak mı?

HASTALIK SÖYLENTİLERİ

Putin’inki üzere otoriterleşmesi adeta bir diktatörlüğe dönüşmüş sistemlerde gücün el değiştirmesi kolay değil. Hal bu türlü olunca Rusya’nın Putin’den kurtulması için umutlar ‘ölümlülük’ maddesine bağlanıyor.

Dedikodular giderek çeşitleniyor: dünya önderlerini oturttuğu uzun masalar, Brezilya önderi Bolsonaro’nun kendisiyle el sıkışabilmek için 5 defa test yaptırmak zorunda kalması üzere faktörler Rus başkanın bağışıklığını azaltan ve kendisini tehlikeye atan bir hastalığı olabileceğini düşündürüyor.

Ellerinin titrediği görüntüler “Parkinson’u olabilir mi?” sorusunu sorduruyor, yüzünün şiş imgesi kortizonlu ilaçlar kullandığının delili olarak görülüyor, davranışlarındaki anlık ve ani değişimler vefattan korkmasını sağlayan büyük bir hastalığı mı var kuşkularını doğuruyor.

Putin’in 2014 yılından bir fotoğrafı… Rus başkanın hasta olduğu konuşuluyor

Geçmişte daima maço tutumlarıyla dünyayı titreten bir başkanın artık ‘yaşlı ve huysuz’, üstelik de çok ivedisi olan bir adam üzere davranması şaşkınlıkla karşılanıyor.

ANAYASA İŞLER Mİ?

Tüm bu gerçekleri bir kenara koyarsak Putin’in misyonunu ve gücünü kendi isteğiyle bırakacağını ummak sıkıntı. Devlet Başkanlığını ve ‘Ulusun Babası’ rolünü devredeceği halefini seçmekle ilgili şakacı bir tutumu olan Putin, yarattığı sistemde bunun zorlaştığının farkında. Ve kendini ellerine teslim edeceği bu yeni şahsa güvenmekte zorlanıyor. Putin’in kendisine ‘tarihi değiştiren adam’ payesi biçmeye çalıştığı ortada ve bu durumda misyondan fakat çok yüksek bir yerde ayrılması kelam konusu olabilir.

Putin, anayasanın 93’üncü hususuna nazaran vazifeden alınabilir. Teoride bu husus devlet liderleri işledikleri önemli cürümler nedeniyle yerinden edebilecek bir yasa. Lakin bunun gerçekleşmesi için parlamentodan kesinlikle çoğunluk kararı çıkması gerekiyor. Üstelik Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Mahkeme de bu kararı onamalı. Halbuki tüm bu kurumlar Putin tarafından denetim ediliyor ve fikirleri Putin’in vazifeden alınması bile olsa bunun Kremlin’in gözünden kaçmasına imkan yok.

Ülkede tüm seçkinleri ve siyasetçileri takip eden iki kurum var: Federal Güvenlik Servisi (FSB) ve daha bâtın çalışan Federal Muhafaza Servisi (FSO). Daima olarak Putin’in yamacında olan bu kurumların vazifelileri her sabah kendisine güvenlik raporlarını ve casuslar yoluyla elde edilen bilgileri veriyor ve ülkede neler olup bitiği aktarıyor.

SUİKAST TEHLİKESİ

Batı’da çok dillendirilen bir mümkünlük olarak karşımıza suikast tehlikesi geliyor. Ancak paranoyaklığıyla tanınan ve çok karmaşık güvenlik protokolleriyle korunan Putin için bu ihtimal epey düşük. Kaldığı her yerleşim karadan ve havadan gözleniyor, araçla bir yere gidiyorsa özel bomba imha takımları onunla birlikte yol alıyor ve tıpkı bir imparator üzere yemeklerini ondan evvel tadan birileri bile var.

Rusya’nın son Çar’ı II. Nicholas, Bolşevikler tarafından lakin ailesi de kendisiyle birlikte ele geçirilince öldürülebilmişti. Putin’in etrafındaki güvenlik kuvvetleri ise 140 yıl evvel yaşananlar tekrar edilemesin diye var.

Müdafaa ordusu Putin’in etrafında etten bir duvar örüyor

Bu ihtimal rafa kalkınca akla gelen başka seçenek darbe. Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun bir darbe planlıyor olabileceği dedikodusu şimdiden kulislerde seslendirilmeye başladı. Putin’e düzenlenebilecek bir darbenin en yakından ve en güvendiği kurumdan gelebileceği ihtimalini pahalandıran uzmanlar bunu darbe ihtimalini mantık dışı bulmuyor.

DARBE OLUR MU?

Öte yandan ordunun en üst seviye isimleri bile FSB tarafından gözleniyor. Üstelik Putin’in ‘ordu içinde ordu’ diye tanımlanabilecek, kendi mühimmatı ve donanımı olan özel bir muhafız birliği var. Bu birliğin başındaki Viktor Zolotov da Putin’e en sadık isimlerden biri olarak tanımlanıyor.

FSO’nun 5 bin 500 vazifelisi ise bağlılıkları ve özel yetenekleri tespit edilerek seçilmişler. Kendini tüm bu muhafaza altında inançta hissetse de tam da bu hassasiyet her şeyin sonu olabilir: Putin’in itinayla yaptığı seçimler ve bu muhafaza ordusunun yetenekleri rüzgâr aksine döndüğünde onun aleyhine işleyip tehlikeli bir durum yaratabilir.