Bilim insanları, uyduları, uçakları ve Dünya’nın elektronik alt yapısını tehdit eden güneş enerjili parçacıkların kaynağını ilk kez tespit etti …
Bilim insanları, uyduları, uçakları ve Dünya’nın elektronik alt yapısını tehdit eden güneş enerjili parçacıkların kaynağını ilk kez tespit etti. Güneş enerjili parçacıklar (SEP) Güneş’ten gelen yüksek enerjili parçacıklara deniliyor ve İlk olarak 1940’ların başında gözlemlendi.
Işık hızına ulaşabilen parçacıklar, uzay istasyonlarını ve uydu sistemlerine zarar verebileceği için büyük bir dikkatle takip ediliyor. Bu parçacıklar yeterince yüksek sayılarda Dünya’ya ulaşmayı başarırsa, uyduları ve elektronik altyapıyı bozabilir, ayrıca astronotlar ve vurduklarında uçakla seyahat eden insanlar için olası bir radyasyon riski oluşturabilirler.
ABD’de yer alan California Üniversitesi, Los Angeles ve George Mason Üniversitesi araştırmacılarından oluşan bir ekip, Dünya’ya doğru uçan parçacıkların bileşimini analiz etti. Bilim insanları aynı maddelerinin Güneş’in taç tabakasının altındaki en dış tabakasında üretildiğini buldu. Böylelikle bu parçacıkların kaynağı ilk kez tespit edilmiş oldu.
KEŞİF SAYESİNDE PATLAMALAR ERKENDEN TESPİT EDİLEBİLECEK
Bilim insanları, bu yeni bilginin, büyük bir Güneş fırtınasının ne zaman dünyayı tehdit edebileceğini hesaplamak ve potansiyel riskleri önlemek için kullanabileceğini söyledi.
DÜNYA’NIN ATMOSFERİNE ULAŞMASI İÇİN 10 DAKİKA YETERLİ
Science Advances dergisinde yayımlanan çalışmanın ortak yazarlarından Dr. Stephanie Yardley, “Güneş’ten salınan parçacıklar Dünya’nın atmosferine 10 dakika içinde ulaşabilir. Astronotlara, uzay araçlarına, hatta havayollarına zarar verebileceklerini söyledi. Esasen bu parçacıklar, yüksek irtifa uçaklarını etkiler, bu nedenle radyasyondan korunmak veya elektronik cihazlarını korumak için daha düşük irtifada uçmaları gerekebilir. Çalışmanın amacı, patlamaların ne zaman, nerede ve ne kadar güçlü olacağını gösterecek tahminler oluşturabilmektedir” ifadelerini kullandı.
Araştırmacılar sık sık yaşanan Güneş patlamaları ve eşlik eden manyetik problemlerin yaygınlığı nedeniyle araştırma için 2014 yılının verilerini değerlendirdi.
Bilim insanları, Ocak 2014’te her biri en az bir gün süren bir dizi güneş enerjili parçacık akışını analiz etmek için NASA’nın Güneş ile Dünya arasında bulunan Rüzgar uydusundan alınan ölçümleri kullandı. Ardından, bu sonuçlar Güneş atmosferine neyin güç verdiğini ve güneş patlamalarını tetikleyen ortaya çıkarmak için güneşin manyetik alanlarını araştıran JAXA liderliğindeki Hinode uzay aracından alınan spektroskopi verileriyle karşılaştırıldı.
Sonuçlarda 11944 olarak adlandırılan bölgenin, Güneş’in dış atmosferine uzanan ve geri dönen manyetik alan ve plazma döngülerinin dibinde olduğu görüldü. Ekip, yeni bir teknik kullanarak bu alanın koronal manyetik alan kuvvetini ölçtü ve 245 ila 550 Gauss civarında çok yüksek bir seviye buldu. Ardından, parçacıkların uzaya salınmadan önce Güneş atmosferinde güçlü manyetik alanlar tarafından tutulduğu teorisi doğrulandı.
Kaynak: NTV