Yeşilçam efsanesi Cüneyt Arkın, ‘Benim Kahramanım Türk Halkıdır’ isimli kitabında, Emel Sayın ile birlikte rol adığı ‘Rüzgar’ sinemasına dair …
“GALİBA BENİ HİÇ SEVMEDİ”
Cüneyt Arkın, 152 sayfalık kitabındaki “Emel Sayın’dan nasıl dayak yedim?” kısmında şu sözleri kullanmıştı: Çekim bittikten sonra kartondan yapılma sopayı her yerde aradım, ancak bulamadım. Pekala, Emel Sayın beni neyle dövmüştü? Hala bilemiyorum. ‘Rüzgâr’ sinemasından sonra Emel Sayın bir daha sinema çekmemeye yemin etti. Galiba beni de hiç sevmedi. Sevseydi, verdiği kelamı tutardı.
“ÖYLE BİR GÜÇLE VURMUŞUM Kİ BAŞINDAN KAN AKTI”
35 yılı aşkın müddettir çalışma arkadaşı ve yakın dostu Selçuk Tekay’ı anma gecesinde, Cemal Reşit Rey Konser salonunda sahne alan Emel Sayın, meslektaşının çok konuşulan itirafıyla ilgili konuştu. İki yılı aşkın müddettir sahne almadığını belirten usta isim vaktinin büyük kısmını biyografi kitabına harcadığını ve bilinmeyenlerini bu kitapta okuyucularıyla paylaşacağını söyledi.
Türk Sanat Müziği’nin usta isimlerinden Emel Sayın, muhabirlerin “Emel Hanım, Cüneyt Arkın’ın hem yönetip hem oynadığı Rüzgar sinemasında rol almıştınız. Rol gereği Cüneyt Arkın’ın başına sopayla vurmanız gerekmiş. Bir de sizden dinlesek o anları” sorusuna şu karşılığı verdi:
Evet, o günler artık gözümün önünde canlandı. Bir şey olacağı endişesiyle sopayla Arkın’ın başına vuramadım. Tekrarlanan sahneler sonrasında o denli bir güçle vurmuşum ki Cüneyt Arkın’ın başından kanlar akmaya başladı, çok korktum.
“DOĞRUYU ANLATMAMIŞ”
Cüneyt Arkın’ın ‘Emel Sayın beni dövdü, sanırım beni sevmiyor’ kelamları hatırlatılan 76 yaşındaki sanatçı, gülerek “Bunları duyunca ‘İyi ki vurmuşum’ diyorum. Hak etmiş o, doğruyu anlatmamış” dedi.
SAHNEDE GÖZYAŞLARI
Sahneye çıkan Emel Sayın, Selçuk Tekay’ın müziklerini yorumlarken hisli anlar yaşayarak gözyaşlarına hakim olamadı.
SİNEMAYI BIRAKTIRAN SAHNE!
Emel Sayın, Posta gazetesinden Alev Gürsoy Cimin’e verdiği röportajda sinemayı bırakma nedenini şöyle açıklamıştı: Bir yatak sahnemiz vardı. Cüneyt bana ‘İçinde geceliğin olsun ancak çarşafla örtelim. Omuzların görünsün, güya çıplakmış hissini versin’ dedi. Benim bu türlü sahnelerde çok hassas olduğumu herkes biliyor. Lakin o denli tatlı rica etti ki kıramadım. Sete gazeteci gelmesin, o sahneler servis edilmesin diye ricada bulundum. Bir hafta sonra bir baktım, ‘Emel Sayın çıplak, Cüneyt Arkın ile yatakta’ diye haber çıktı. O kadar üzüldüm ki! Yıl 1980 ve bana türlü türlü mektuplar gelmeye başladı, ‘Senden beklemezdik’ usulünde. Kimseye kederimi anlatamadım ve o gün küstüm. ‘Bir daha sinema yapmıyorum ben’ dedim. Bu fotoğraf kimden çıktı hâlâ bilmiyorum.”