Sözcü yazarı Emin Çölaşan, 17-25 Aralık 2013 rüşvet ve yolsuzluk operasyonları öncesinde Halkbank’ın İstanbul-Kapalıçarşı şubesinde yaşanan …
‘Bir kere daha soruyorum’ “Şimdi, o sırada İçişleri Bakanı olan Muammer Güler’e bir kere daha soruyorum. Olay nasıl olsa unutuldu demesin. Arşiv unutmaz. Yani aşağıdaki sorulara hiç kıvırtmadan açık ve net cevaplar vermesini istirham ediyorum:
Beyefendi, Halkbank’ta o günkü parayla tam 908 bin lirası buharlaşan ve iddianamede M.G. olarak geçen şahıs, zat-ı aliniz midir? Evet mi, hayır mı? Cevabınız hayır ise niye bu bahiste açıklama yapmadınız? -Evet ise paranızı dolandıranlardan niye şikayetçi olmadınız?
Bu para büyük para! Yani Rahmi Koç olsa, Sabancı ailesinin bireyleri bile olsa, vallahi bu parayı dolandırıcılara yedirmez, her vatandaş üzere onlar da hesap sorardı. Periyodun İçişleri Bakanı olan, 17– 25 Aralık operasyonlarında oğlunun meskeninde çelik para kasaları, milyonlarca lira ve dolarla birlikte para sayma makineleri ele geçirilen şahıs bu sorulara cevap vermekle yükümlü idi lakin daima sustu. Artık ortadan yıllar geçti lakin suskunluğunu günümüzde de koruyor.”
İki mümkünlük vardı, şunları söyleyebilirdi: “Hayır, Halkbank’ın o şubesinde benim param yoktu, hasebiyle dolandırılmış değilim. Ben İçişleri Bakanı Muammer Güler, iddianamede kelamı edilen M.G. değilim.” Ya da: “Evet, o M.G. benim. 908 bin liram buharlaştı fakat şikayetçi olmadım çünkü….” Fakat eski Bakan Beyefendi bu “Çünkü” sözcüğünün gerisini doldurmak zorunda idi. Aksi takdirde insanların aklına tekrar “Acaba rüşvet parası mıydı” üzere çok makus şeyler gelecekti!
Aman Muammer Beyefendi, hiç değilse artık konuşunuz lütfen, bu M.G. neyin nesidir? Geçmişte sorduk, konuşamadınız!.. Ortadan yıllar geçti… O mübarek ağzınızı hiç değilse artık açınız, bize bilgi veriniz!”