Erden Timur, Galatasaray’dan ayrıldı: “Ne arsızlığımız, hırsızlığımız, namussuzluğumuz…”

Galatasaray Sportif A.Ş. Lider Vekili Erden Timur, sarı kırmızılı topluluktan kendisine yönelik iftiralar nedeniyle vazifesinden ayrıldığını açıkladı.

İki dönemdir sarı kırmızılı kulüpte kıymetli işlere imza atan Erden Timur, topluluk içerisinde kendisine yönelik akınlar olduğunu ve ‘artık tutunacak kolu kalmadığını’ söyledi.

Şampiyonluk yarışı nedeniyle ayrılık açıklamasını bu kadar geciktirdiğini lisana getiren Timur, “Bu siyaset Galatasaray’a 10, 20 şampiyonluk ziyan veriyor, Avrupa Kupası alamamasına sebebiyet veriyor. Berbatlığın ürediği yerde hiçbir şey olmaz.” biçiminde konuştu.

Basın toplantısında kıymetli açıklamalar yapan ve Galatasaray topluluğuna sitem dolu kelamlar sarf eden Erden Timur, şu sözleri kullandı:

“Kolay bir basın toplantısı olmayacak tabi. Öncelikle elimde olmayan nedenlerden ötürü gündemi meşgul ettiğim için sizden de özür diliyorum. Bugüne nasıl gelindi, müsaade ederseniz onu anlatayım.”

“FLORYA’YI ETKİLEMEMESİ GEREKİYORDU”

“Şampiyonluktan 1 buçuk ay evvel liderimize bu mevzuyu ilettim. İdare listesi verilmeden evvel de, idarede olmamla ilgili kendi talebini iletince, ondan evvel de söylüyordum yakın etrafıma de. Şampiyonluk yarışı olduğu için konuşabilmek mümkün değildi. Florya’yı da etkilememesi gerekiyordu.”

“KONU ŞUNA ‘NAZLANDI’ OLDU”

“Şampiyonluktan sonra da kutlama sevinci vardı. Limon sıkmak istemedim ve cuma günü yazılı halde açıklayacaktım. Perşembe günü liderimizle transfer toplantısı oldu. Orada bir şeyler konuşuldu. Sponsorluk problemi de var takip ettiğim. Cuma akşam şuurlu bir toplumsal medya kampanyası başladı, sonucunda basın toplantısı yapmaya karar verdim. Husus şuna döndü; nazlandı, şöyle oldu, bu türlü oldu. Onun o denli olmadığını da tabir edeceğim. Şampiyonluk gününe kadar kimse bu türlü bir şey söyleyemezdi.”

“MESAJLARI OKUSANIZ AĞLARSINIZ”

İnsanların, bana gönderdiği şahsi iletilerini okusanız ağlarsanız. Bilhassa göndermişler. Toplumsal medyadaki bol takipçili hesaplara bu şeyleri göndererek, ‘Biz kaç yaşında insanız. Bizi de reddediyor. Bu işin altında öbür iş var’ diyerek herkese bir servis.

“ALLAH’IN İŞİ, GECE BİLDİRİ ALDIM”

“Ben de buna nasıl vâkıf oldum biliyor musunuz? Gece, hiç tanımadığım bir beşerden ileti alarak. Allah’ın işi. Ya o insanlardan ya da onlara yakın birisi. Önceliği insan olan biri. Bana şunu diyor, ‘ben bu insanların içerisindeyim. Bir yılı aşkındır, seninle ilgili olumlu hiçbir şey duymadım. Bize şeytan üzere anlatılmaya çalışılıyorsun’ diye. Bu gayeli şeyi görünce basın toplantısı yapayım diye düşündüm.”

“AĞLADIĞIMDA KOCAMAN ADAMDIM”

“İnsanlığın en değerli mayası, duygusu, bedelleridir. Yahut doğal hisleridir. Beşerler da genelde bağı bu halde kurar. Galatasaray taraftarlığı da bu türlü. Evvel duygusal bağ, sonra bedellerle birleştirdiği noktalardır birçok insan. En son Galatasaray yenilince ağladığımda kocaman adamdım. Rasyonel bir şey değil. Rasyonalize edebildiğin tek şey, kıymetler. Taraftar olarak Galatasaray’a bağlıyım, o halde geldim, misyonumu devam ettirmeye çalıştım.”

“KASITLI ORGANİZE İFTİRALARA…”

“Nasıl izah edebilirim bilmiyorum fakat olağanda bu kadar yapılan iftiraya, samimiyetsizliğe, Galatasaray terbiyesi içerisine kendi edebim dahilinde anlatabilirim. Ben insan olarak da bu tip şeylere hassas olunması gerektiğini düşünüyorum. Tahminen olağan ben, haksızlığa çabuk reaksiyon koyan, toplumsal bir yanlış varsa orada durmayan, etrafıma diğer birisini bile almakta zorlanıyorum, çıkar alakalarından ötürü. Tahminen 1 ay, 2 ay sabredebileceğim bir yerde, son 13-14 ayı aşkındır devam eden ağır, planlı, kasıtlı, her noktasında yüzlerce kişi tarafından yapılan, binlerce beşere ulaşan haksız demeye dilim varmıyor, kasıtlı organize iftiralara 14 aydır dayanmamın tek sebebi Galatasaray.”

“KATLANILABİLİR DEĞİL”

“İki tane şeyiniz var. Ya insan onuruna, hayatına, iş hayatına yapılan her türlü iftira, bir noktadan sonra katlanılabilir değil. Bu dışarıdan değil. Dışarıdan olanı rakip yapınca onunla ilgili her şeye şeyim. Ancak içeriden olduğu vakit bunun dermanı olmuyor. İki şey yapabilirdim. Ya kendi bedellerimi önceleyip istifa edebilirdim ya da aylarca sabredip şampiyonluğun sonuna kadar dayanabilirdim. Ben birincisini tercih ettim ve bu noktaya kadar getirdim.”

“SÖYLENEN ŞEYLER ÇOK AĞIR”

“Başka tutunacak kolum kalsa hiçbir halde bu kararı almazdım. Aylarca sürdü bu iş. Son 7 ay bilhassa çok ağırlaşarak. Herkesi tek tek çağırarak. Ne yaptığımı ben de bilmiyorum. Söylenen şeyler çok ağır. Ne arsızlığımız, hırsızlığımız, namussuzluğumuz, komisyonculuğumuz… söylenebilecek hiçbir şey kalmadı. Taraftar bırakmamamı istiyor, ben de bırakmayı istemiyorum. Lakin hiçbir kısım yok.”

“O İĞRENÇ İNSANSAM…”

“Eğer o dedikleri bireysem bırakmamam lazım. Bu işten nemalanan o iğrenç insansam, ne hoş herkes beni istiyor, ortam da hazır. Suyun başındayım niçin gideyim? İnsanın ömrü bir kez. Ben her şeyimi vermeye hazırdım. Her vakit da hazır olacağım. Bunu iki senede gösterdim. Galatasaray’ın asıl büyük sorunu, Galatasaray’ın içindeki makus siyaset. Bu Galatasaray’a bir, iki şampiyonluk ziyan vermiyor. Sürdürülebilirliğin olmamasını sebebi ve daima bir şeyler uygun giderken bu türlü olmasının sebebi, bu siyaset.”

“KÖTÜLÜĞÜN ÜREDİĞİ YERDE…”

“Bu siyaset Galatasaray’a 10, 20 şampiyonluk ziyan veriyor, Avrupa Kupası alamamasına sebebiyet veriyor. Berbatlığın ürediği yerde hiçbir şey olmaz. Buna muhakkak sonuna kadar inanıyorum. Verdiğiniz güçle, uygunlukla bir şeyler olur. Bununla gayret etmek benim hayat görevim.”

“BU BİREYLER KISKANÇ, BENCİL”

“İçeride durup bu şeye hizmet etmiş oluyorsunuz. İçeride durup gayret edemezsiniz. Bir sene boyunca tek yapabildiğim susmak. Konuştuğunda hengame etmiş olursun. Hengame edersen de ne şampiyon olursun, hiçbir şey olmaz. Bu bireyler Galatasaray’ı düşünen beşerler olmuyor. Buradaki temel hisler kıskançlık. ‘Ya ileride başkanlık için potansiyel olabilir, ayağını kaydıralım’ şöyle bu türlü. Bencil hislerle yapılıyor.”

“TARAFTAR OLMASA LİME LİME EDİLMİŞTİM”

“Camiaya söylüyorum, bu türlü mevzularda romantik olmayalım. Bu kadar şeye emek vermişiz. Bir ayağımızın tökezlemesine bakıyorlar. Gerimde bu kadar taraftar olmasa, zira bir gündür yapılmıyor, aylardır yapılıyor. Kimse yazamıyor. Yazarsa karşısına kamuoyu baskısı çıkar diye. Onların baskısı olmasa, lime lime edilmiştim. Sizlere de bin tane iftira gelmiştir. Gelmemiş insan yoktur. Bu nasıl bir nizam arkadaş ya!”

“ÖTEKİ HUSUSLAR ANLATILMAZ BİLE”

“Ne yaptım diye düşündüğümde, şunu gördüm; sponsorlukla ilgili eleştiriliyorum. Şöyle bir strateji vardı, ‘Erden futbolla ilgilenir, herkes başka konularla’. Öteki mevzular anlatılmaz bile. Büsbütün ferdi etrafımla Galatasaray’a 40 milyon Euro sponsorluk imzalatmışım. Benim sponsorluklarımın dışında. Son 1 senede. Burada katkısı olan Niyazi ağabeye, İbrahim Hatipoğlu’na ve Eray Bey’e teşekkürlerimi iletiyorum.”

“GÖRÜŞMELERİ TEK BAŞIMA YAPTIM”

“Galatasaray’ın maç günü gelirlerinin 8-9 katına çıkarılmasına, gayret ederek katkı sağladım. Bunu söylemek zorunda bırakılmak da gerçek değil. Puma-Nike muahedesini, görüşmelerde tek başıma yaptım. Bu sene 1 milyon forma satmış olsak, yıllık 50 milyon dolara yakın fark var yeni muahedede. Buna vesile oldum.”

“İFTİRALAR DURSUN DİYE SUSTUK”

“Övündüğümüz birçok proje var, Florya, Mecidiyeköy. Burak lider vaktinde bu projeleri geliştirdim. İnsanları tek tek ikna etmeye çalıştım. Ancak sustuk. Bu iftiralar dursun diye, olmadı. Florya’ya taşındı işler. Oradaki beşerler da haftada 5 gün oradayım, iki yıldır yeterli alaka oluşturduk. Bu türlü şeyler olunca, oradaki beşerler da sahipleniyor.”

“MAALESEF AYRILIYORUM”

“Bundan sonra ne yaşanır onu da bilmiyorum. Bu mevzular nereye masraf bilmiyorum. Daima Erden Timur konuşuluyor, bundan da rahatsız oluyorum. Galatasaray devasa bir topluluk. Bizler deryada bir damlayız. Bu kadar büyük toplulukta bir insanın hiçbir kıymeti yok. Tahminen de bırakmam için de yapılmış olabilir. Tüm bu yaşananlardan sonra yapabileceğim hiçbir deva kalmıyor. Tutmayı düşündüğüm tüm kollar kırıldıktan sonra, maalesef ayrılıyorum.”