DOLAR
35,3337
EURO
36,5839
ALTIN
3.011,22
BIST
9.972,03
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
16°C
Perşembe Çok Bulutlu
15°C
Cuma Hafif Yağmurlu
11°C
Cumartesi Yağmurlu
8°C

Erkek Egemenliğinin Üzerine Kurulmuş Toplumlarda Psikanalistlerin Üzerine Konuştuğu Konu: Rahim Kıskançlığı

Yıllar boyunca ‘ataerki’ kavramı sürekli olarak gündemde olan bir konu olmuştur. Erkek egemenliği olarak tanımlayabileceğimiz ‘ataerki’, kadınların vücudu üzerine yorum yapabilme cüretinin doğmasına sebep olmuştur. Bu kavramdan yola çıkarak …

Erkek Egemenliğinin Üzerine Kurulmuş Toplumlarda Psikanalistlerin Üzerine Konuştuğu Konu: Rahim Kıskançlığı
30/06/2023 20:36
9
A+
A-

Yıllar boyunca ‘ataerki’ kavramı sürekli olarak gündemde olan bir konu olmuştur. Erkek egemenliği olarak tanımlayabileceğimiz ‘ataerki’, kadınların vücudu üzerine yorum yapabilme cüretinin doğmasına sebep olmuştur. Bu kavramdan yola çıkarak psikanalistlerin ortaya attığı ‘rahim kıskançlığı’  kavramını duymuş muydunuz? Gelin psikanalistlerin görüşlerine beraber bakalım…

Takdir edersiniz ki toplumsal cinsiyet tarihin ve yaşamın birçok yerinde çokça tartışılan konulardan bir tanesi.

s 4e3a26894dfbc4181aadb66b43a65ed74cea285c

Kadın, erkek, LGBTQ+ ve kendini başka herhangi bir kimlikle tanımlayan insanların toplum içerisindeki rolü birçok profesyonel tarafından tartışılmış, hatta ve hatta birçok araştırmaya da konu edilmiştir.

s a0002bb6944304df7cb1a06b29786025e807dbf4

Bu araştırmalara eşlik eden isimlerden bir tanesi tabii ki Freud!

s 355165d7fa87783d9791704c7169aacfeabddbbd

Psikolojinin öncüsü olarak kabul gören Sigmund Freud cinsiyet kavramına bambaşka bir bakış açısı getirmiş!

Freud’un getirmiş olduğu “penis kıskançlığı” kavramından sonra psikanalist Karen Horney’in “rahim kıskançlığı” kavramı nasıl değerlendiriliyor dersiniz?

s ff83af37a3cd84bfe25a35376d809fa8c40e05c9

Karen Horney, Freud’un gerçek anlamda kadın ve erkeğin toplumdaki yerini tam anlamıyla kavrayamadığını düşünüyor. Kendisi; kadınların ‘penis’ organını kıskanmadığını, sadece erkeklerin toplumdaki yerini ‘kıskandığını’ dile getiriyor. Söylemlerine göre kadın ve erkek arasındaki farklılıklar çocuk yaştan itibaren bireylere aşılanıyor. Günümüzde kendine daha sağlam bir yer bulan ‘rahim kıskançlığı’ ise erkeklerin bu ataerki ile kamçılanan gücü artık kendilerinde bulamadığının altını çiziyor.

“Penis kıskançlığı” ne anlama geliyor?

s bd27920567a93ec719dd773527d105343a682be9

Penis kıskançlığı, kız çocuklarının penisleri olmadığını fark ettiklerinde derin bir sıkıntıya gireceklerini iddia eden bir teoridir. Teoriyi icat eden Sigmund Freud, penis kıskançlığının akıl hastalığına dolaylı yoldan etki edebileceğine inanıyordu.

Fakat penis kıskançlığı kavramını destekleyen hiçbir bilimsel kanıt yok! Bu nedenle de Freud, birçok psikanalistten eleştiri almıştır.

s 1f9818730c7f2b2680782daddfb168e218690c85

Buna rağmen penis kıskançlığı kavramı 20. yüzyılın büyük bir kısmında yaygın bir teoriydi. Günümüzde ise ruh sağlığı uzmanları bu teoriyi uygulamıyorlar.

Freud kadınların gücünü anlayamadı mı?

s bbe19f23d689b4a8548ee82cdc7f47a0cf67a512

Birçok toplumsal cinsiyet teorisine göre erkekler tarih boyunca vücut kavramı ve objeleştirme kavramı üzerine birçok konuda ‘öncü’ oldular. Fakat sadece bu da değil! Kadınların da iş dünyasında kendilerine yer bulabilmesiyle eski çağlarda ön planda olan ataerkinin eski etkisinin olmaması, bu nedenle de erkekler kadınların ‘doğurma özgürlüğü’ üzerinde yorum yapmasını getiriyor. Baktığımız zaman ‘rahim kıskançlığı’ kavramı, ataerki ile beslenen toplumun kadın vücudu ve ‘doğurma özelliği’nin üzerinde yorum yapılmasının altını çiziyor.

“Rahim kıskançlığı” içselleştirilmiş aşağılık kompleksinden mi geliyor?

s 84c54f4d722e19afe53046a2cf6ce9760e401798

Erkeklerin kadınları kontrol etmesi takdir edersiniz ki  yeni bir şey değil! Tarihte erkek egemenliğinin örnekleri birçok yerde görülebiliyor. Mantıken düşünürsek, kadınlar olmasaydı krallar halefiyetini devredebileceği bir oğula sahip olamazdı. Bu nedenle de soylarını aktaramazlardı.

Tarihteki “rahim kıskançlığı” örneklerinden bir tanesi de 8. Henry’nin karısı Anne Boleyn’i “erkek çocuk veremediği için” idam etmesi!

s e8fb043470b5eef9a3fef58711b353b73ac79ae7

Daha da derine inersek bu süreçte Kral Henry’nin erkek evlat için Anne Boleyn’in eline baktığını söyleyebiliriz. Teorisyenlere göre Kral Henry, elinden gelse kendisi erkek çocuk doğurmak istiyor ve bu süreçte kadınların ‘üretebilme’ ve ‘çoğalabilme’ özelliğini kıskanıyor.

Peki günümüz psikanalistlerinden olan Julia Kristeva “rahim kıskançlığı” hakkında ne diyor?

s 093290b9dcde4f8af30ea68355b50fa5618cd8f0

‘Rahim’ kavramının ataerkilliğin üzerine kurulmuş toplumlarda ‘korkutucu’ ve aynı zamanda ‘arzulanan’ bir olgu olduğunu düşünüyor Kristeva. Ayrıca annelik içgüdüsünün toplumsal düzende genelde sadece anneleri ilgilendirdiğini ve ‘aşk’ kavramının sadece annelik kavramı üzerinden ilerlediğinin vurgusunu yapıyor.

Kristeva bu konuyu hem “göstergebilimsel” hem de “sembolik” olarak ele alıyor.

s e7600b1f38a83c1f277955c4a9ad6830ef819991

‘Göstergebilim’ (semiyotik veya semiyoloji) göstergelerin yorumlanmasını veya işaretleri anlama süreçlerini içeren bütün faktörlerin incelenmesine dayanan bir bilim dalıdır. ‘Sembolik’ ise dilin kurallara dayanan şekli olarak tanımlanır. Genellikle ‘sembolik’ olan dil kendini, dil bilgisi ve cümle yapılarında gösterir. Her iki kavram birbirine zıt olsa da teorilerde ortak paydada buluşurlar.

Rahim kıskançlığının “göstergebilimsel” ya da “sembolik” bir tarafı var mı?

s 85f7b8ac19367d503f3069d1acd8d01d196d461f

Kristeva, göstergebilimsel ve sembolik arasında ayrım yaparken dilin anlamlandırma sürecini analiz eder ve ‘bu iki yöntemin birbirinden ayrılamaz’ olduğunu belirtir. Kristeva, ayrıca göstergebilimi, biyolojik (cinsellik dahil) farklılıkların ve somut, tarihsel aile yapılarının nesnel kısıtlamalarıyla kurulan bir söylem olarak tanımladığı sembolik kavramıyla karşılaştırır. Öte yandan, göstergebilim, onu oluşturan enerjiler değiştikçe ve bireyle birlikte evrimleşmektedir.

Siz neler düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.