Erken menopoz gebe kalmaya engel değil

Bahçeci Bursa Tüp Bebek Merkezi hekimlerinden Bayan Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Sabri Çolak, “40 yaş altındaki bayanlarda adetlerin sonlanması durumu erken menopoz olarak isimlendirilmektedir. Birtakım hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar, genetik yapı, yumurtalıklarla ilgili yapılan cerrahi teşebbüsler ve gerilim erken menopoza neden olan sebepler ortasında gösterilmektedir” diye konuştu.

“Menopozda yumurtalıklar yumurta üretmeyi ve östrojen, progesteron denilen kadınlık hormonlarını üretmeyi durdurur” diyen Op. Dr. Sabri Çolak, “Genel olarak bakıldığında menopoz yaşı 45 ile 55 yaşları ortasında değişmektedir. Ülkemizde menopoz yaşı ortalama 49 yaş olarak bilinmektedir. Bilhassa son yıllarda sıkça karşılaştığımız bir sorun olarak ise birtakım bayanların daha erken yaşlarda adetlerinin sonlandığını görmekteyiz” açıklamasında bulundu.

Op. Dr. Sabri Çolak, “Üreme sıhhati konusunda uzman olan tabipler olarak bilhassa 40 yaş altında adetlerin sonlanması durumu ile karşılaştığımızda bu durumu erken menopoz yahut yumurtalıkların erken yaşlanması olarak isimlendirmekteyiz. Birçok farklı nedenden ötürü bu durumla karşılaşmak mümkün olabilir. Örneğin kimi kanser tiplerinin tedavisinde kullanılan ilaçlar yumurtalıkların erken periyotta işlevlerinin sonlanmasına sebep olabilir. Yeniden bu durumda olan bayanlarda genetik yapının ve yüzde 10 oranında ailede emsal hikayenin olması dikkatle incelenmesi gerekir. Yumurtalıklarla ilgili daha evvel yapılan cerrahi teşebbüsler de öteki bir sebep olarak gösterilebilir.  Bağışıklık sisteminde meydana gelen kimi bozukluklardan ötürü bağışıklık hücreleri bayanın kendi yumurtasının vazifesini yapmasına mahzur olabilmektedir.  Bu duruma sebep olabilecek otoimmun hastalıklar da kesinlikle araştırılmalıdır. Günümüzde bu durumu tetikleyen en değerli faktörlerden birinin de gerilim olduğu düşünülmektedir” diye konuştu.

ADET DÜZENSİZLİKLERİ VE ÇOK TERLEME DİKKATE ALINMALI

“Adet devirlerinde yaşanılan düzensizlikler erken menopozun en değerli belirtisi olarak karşımıza çıkmaktadır ve bu durum kesinlikle dikkate alınmalıdır” diyen Op. Dr. Sabri Çolak şu bilgileri verdi:

 “Adet düzensizliğine eşlik eden belirtiler ise bilhassa uzunluğunda ve yüzde daha baskın olan sıcak basmaları, geceleri çok terleme, uyku tertibinde bozukluklar, çok gerginlik halleri ve ağlama nöbetleri üzere duygusal durumda değişiklikler, vajinal bölgede kuruluk, cinsel münasebette isteksizlik, ağrı ve saç dökülmesi olarak sıralanabilir .Özellikle 40 yaş altında olan kadınların  son 3 aydır adet devirlerinde düzensizlikleri varsa ve daha öncesinde çocuk sahibi olmamışlarsa en kısa müddette bu mevzuda uzman tabiplerden yardım almaları gerekmektedir. Şayet bu süreç gerçek halde yönetilmezse ve sebep olabilecek nedenler araştırılmazsa geç müdahale edilmiş olur ve geri dönüşümü olmayan hasarlar meydana gelebilir.”

40 yaş altında erken menopoz tanısı alan bayanlarda en çok merak edilen bahsin gebelik olduğunu aktaran Çolak, teşhis konulduktan sonra vakit kaybetmeden bu bahiste deneyimli merkezlerden ve uzman doktorlardan yardım alınması gerektiğini belirterek, “Günümüzde yardımcı üreme teknikleri konusundaki ilerleyen teknolojik gelişmelerle bir arada erken menopoz durumu yaşayan bayanların gebelik elde etme mümkünlüğü mümkün olabilir. Erken menopoz tanısı sadece çocuk sahibi olma konusunda sorun olarak görülmemelidir; bu durumun bayanın hem fizikî hem de duygusal sıhhatini olumsuz tarafta etkileyebileceği unutulmamalıdır. Hastaları tedavi ederken her iki istikametten de uygunluk hali oluşturmak amaçlanmalıdır. Östrojen hormon tedavileri, bilhassa oluşan şikayetleri azaltmada tesirli tedavi tekniğidir. Bilhassa östrojen hormon tedavilerinin menopozun oluşturacağı kemik erimesine karşı da değerli derecede esirgeyici tesirleri bulunmaktadır. Bilhassa 45 yaş altında menopoza bağlı olarak östrojen hormonunda eksiklikler yaşayan bayanlarda ilerleyen periyotlarda kalp damar hastalığı daha sık görülmektedir. Unutulmamalıdır ki; erken menopoz yalnızca bayanın üreme kapasitesini etkileyen bir durum olarak değil, birçok hayati organ sisteminde değişikliklere sebep olan ve artık günümüzde daha sık karşılaştığımız bir durumdur” dedi.