Evvelden sınıflarda tahta sıralar, karatahta, tebeşir kokusu ve bir de pano vardı. Panoya çizilen en hoş fotoğraflar, beğenilen şiirler asılır …
Evvelden sınıflarda tahta sıralar, karatahta, tebeşir kokusu ve bir de pano vardı. Panoya çizilen en hoş fotoğraflar, beğenilen şiirler asılır, sınıfın en renkli alanı da tekrar burası olurdu. Fakat yıllar ilerledikçe kara tahtanın yerini akıllısı aldı, sıraların hali değişti hatta eğitim sistemi bile baştan aşağı yenilendi. Bu değişime ayak uyduranlardan biri de eğitim öğretime apayrı bir sınıf ortamı kazandıran Esin Sarıkaya. İlkokul birinci sınıf öğretmenliği yapan genç eğitimci, geliştirdiği ‘sınırsız sınıf’ kavramıyla öğrencilerin sevgilisi haline gelmiş. Esin öğretmen “Öğrenmenin sonlarının olmadığı bir sınıf yaratmaya çalıştım” diyerek herkesin takdirini kazanan projesini şöyle anlatıyor:
SONUMUZ GÖKYÜZÜ
“İki yıl evvel ‘sınırsız sınıf’ diye bir sınıf metodu geliştirdim. Sınıf ortamını tekrar düzenledim. Esnek bir öğrenme ortamı yarattım. Bunu da yalnızca velilerimizin ve hayırseverlerin katkısıyla yaptık. Sınıfımızda ‘Okuma Ormanı, Zekâ Oyunları Bahçesi, Müzik Köşesi, Konuşan Kürsü’ üzere farklı alanlarımız var. Bizim hudutlarımız yok. Çocuklar istediği biçimde istediği yerde oturarak öğreniyor. Yeri geliyor armut koltuklara yeri geliyor sıralara oturuyorlar. Teknolojiyi de çok faal kullanıyorum. ‘Sınırımız gökyüzü’ dedik. Öğrenmenin hudutlarının olmadığı bir sınıf burası.”
FENOMEN ÖĞRETMEN
Bu süreçte çektiği sayısız görüntüyle da bir Instagram fenomeni olmayı başaran Esin Sarıkaya’nın binlerce takipçisi var. Esin Öğretmen, “Ben bu sınıfı oluşturduktan sonra fotoğrafları ve çektiğim görüntüleri birkaç sefer toplumsal medya hesabımda paylaştım. Arkadaşlarım ve tanıdıklarım sorular sormaya başladı. Gibisi paylaşımlar yapmaya devam ettikçe takipçilerim arttı. Şu anda takipçi sayım 75 binin üstünde” diyor.
ZEKÂ OYUNLARI BAHÇESİ
“Emet küçük yer. Toplumsallaşmak için alanlar da çok az. O yüzden burayı bir kafe havasında yaptım. Yerde yapay çim halımız, etrafında çitlerimiz var. Öğrenciler okul sonrasında sınıfta kalıyorlar. Arkadaşlarıyla zekâ oyunları oynuyorlar.”
MÜZİK KÖŞESİ
“Burası aslında geri dönüşüm müzik köşesi. Öğrenciler bir müzik köşesi oluşturmayı istedi. ‘Tamam lakin müzik aletlerini siz yapacaksınız. Kabul ederseniz yapalım’ dedim. Hepsi geri dönüşüm gereçleri kullanarak müzik aletleri yaptı. O müzik aletleriyle de müzik köşemizi yaptık.”
OKUMA ORMANI
“Kitaplardan bir ağaç yaptık. Tekrar yerde çimler, papatyadan minderler, armut koltuklar, güneşimiz, gök jenerasyonumuz var. Öğrenciler burada oturup kitap okuyorlar. Hedef esasen buydu. Çocukların dünyasına girerek onların kitap okumasını sağlamaya çalışıyorum.”
ÖĞRENCİLER ZİL ÇALINCA SINIFTAN KAÇMASIN DİYE
1986 yılında Emet’te doğan ve öğretmenlik çocukluk hayali olan Esin Sarıkaya, sınıfı böylesine renkli bir hale getirmesinin nedenini ise şu sözlerle özetliyor: “Benim çıkış noktam zil çaldığında öğrencilerin koşarak sınıftan çıkmasıydı. Saat 15.00 olduğunda okulda kimse kalmıyordu. Benim maksadım öğrencileri biraz daha sınıfta tutmaktı. Okulu, sınıfı yuva üzere görmelerini sağlamaktı. Velilerin yansısı de çok olumlu oldu. Öğrencilerimin anne babaları ‘Çocuklar sabahları çabucak okula gitmek için süratli hızlı kahvaltı yapıyorlar’ diyorlar. Bizim okul tam gün. Çocuklar öğlen ortasında meskene gidip yemek yerler. Lakin bu sınıfı yaptıktan sonra birden fazla öğrenci, öğlen ortalarını bile sınıfta geçirmeye başladı.”
