DOLAR
34,5202
EURO
36,1376
ALTIN
2.963,23
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Esmaül Hüsna ne demektir? Diyanet Esmül hüsna tablosu, Esmaül hüsna tesbihatı!

Esmaül Hüsna anlamı nedir? Esmaül Hüsna sırları nedir? Allah’ın isimleirnin anlamları nelerdir? Allah’ın 99 ismi, okunuşu ve anlamları haberimizde yer alıyor. Esmaül Hüsna ne demek?

Esmaül Hüsna ne demektir? Diyanet Esmül hüsna tablosu, Esmaül hüsna tesbihatı!
18/09/2023 21:24
31
A+
A-

Esmaül Hüsna Allah’ın isimlerine verilen isimdir. Söz manası olarak en hoş isimler manasındadır. Müslüman âlemi için önemli bir yere sahip olan Esmaül Hüsna manası ve sırları kıymetlidir. Esmaül hüsna en hoş isimler manasına gelir ve Allah’ın isimlerini söz eder. Allah’ın isimlerini öğrenmek isteyenler için haberimizde tüm ayrıntıları derledik. Esmaül Hüsna, Allah’ın 99 ismi için kullanılan tabirdir. Allah’ın isimleri okumak ve faziletlerinden yararlanmak isteyen birçok kişi bulunmaktadır. Hadis kaynaklarında da Esmaül Hüsna okumanın faziletleri ile ilgili birçok bilgi yer almıştır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s) Aziz Allah’ın 99 isminden kelam ederek bu isimleri sayan ve ezberleyen kimselerin cennete gireceğinin muştusunu vermiştir.

ESMAÜL HÜSNA NE DEMEK?

İsmin çoğulu olan “esmâ” sözü ile “en güzel” manasındaki “hüsnâ” sözünün oluşturduğu bir sıfat tamlaması olan “esmâ-i hüsnâ”, “en hoş isimler” manasında Büyük Allah’ın bütün isimleri için kullanılan bir tabirdir. Kur’an-ı Kerim’de, “Allah, kendisinden öteki ilâh olmayandır. En hoş isimler O’na mahsustur.” (Tâhâ, 20/8); “…En hoş isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanlar O’nun şanını yüceltmektedirler. O galiptir, hikmet sahibidir.” (Haşr, 52/24) mealindeki âyetlerde tabir edildiği üzere en hoş isimler Allah’a mahsustur. Zira bütün kemal ve yetkinliklerin sahibi O’dur. O’nun isimleri en aziz ve mutlak üstünlük tabir eden kutsal nitelemelerdir.

Allah Teala’nın Kur’an’da ve sahih hadislerde geçen pek çok ismi vardır. Kul bu isimleri öğrenerek Allah’ı tanır, O’nu sever ve gerçek kul olur. Kur’an’da, “En hoş isimler Allah’ındır. O hâlde O’na o hoş isimlerle dua edin…” (A’râf, 7/180) buyrularak, esmâ-i hüsnâ ile dua ve niyazda bulunulması istenmiştir. Esmâ-i hüsnânın birden fazla olması, işaret ettiği zâtın birden çok olmasını gerektirmez, bütün isimler o tek zâta delalet ederler: “De ki: İster Allah deyin, ister Rahmân deyin, hangisini deseniz olur. Zira en hoş isimler ona aittir.” (İsrâ, 17/110)

ESMAÜL HÜSNA OKU ALLAH’IN 99 İSMİ

Allah(C.C.), Er-Rahmân, Er-Rahîm, El-Melik, El-Kuddûs, Es-Selâm, El-Mü’min, El-Müheymin, El-Azîz, El-Cebbâr, El-Mütekebbir, El-Hâlık, El-Bâri, El-Musavvir, El-Gaffâr, El-Kahhâr, El-Vehhâb, Er-Rezzâk, El-Fettâh, El-Alîm, El-Kâbıd, El-Bâsıt, El-Hâfıd, Er-Râfi, El-Mu’ız, El-Müzil, Es-Semi, El-Basîr, El-Hakem, El-Adl, El-Latîf, El-Habîr, El-Halîm, El-Azîm, El-Gafûr, Eş-Şekûr, El-Aliyy, El-Kebîr, El-Hafîz, El-Mukît, El-Hasîb, El-Celîl, El-Kerîm, Er-Rakîb, El-Mucîb, El-Vâsi, El-Hakîm, El-Vedûd, El-Mecîd, El-Bâis, Eş-Şehîd, El-Hakk, El-Vekîl, El-Kaviyy, El-Metîn, El-Veliyy, El-Hamîd, El-Muhsî, El-Mübdi, El-Muîd, El-Muhyî, El-Mümît, El-Hayy, El-Kayyûm, El-Vâcid, El-Macîd, El-Vâhid, Es-Samed, El-Kâdir, El-Muktedir, El-Mukaddim, El-Muahhir, El-Evvel, El-Âhir, El-Zâhir, El-Bâtın, El-Vâlî, El-Müteâlî, El-Berr, Et-Tevvâb, El-Müntekim, El-Afüvv, Er-Raûf, Mâlik-ül Mülk, Zül-Celâli vel ikrâm, El-Muksit, El-Câmi, El-Ganiyy, El-Mugnî, El-Mâni, Ed-Dârr, En-Nâfi, En-Nûr, El-Hâdî, El-Bedî, El-Bâkî, El-Vâris, Er-Reşîd, Es-Sabûr.

esmaul husna ne demektir diyanet esmul husna 16344001 1198 m

ESMAÜL HÜSNA MANALARI VE SIRLARI

Kur’ân ayetlerinde Aziz Allah’ın isimleri isim yahut isim tamlamaları halinde geçmektedir.

1. el-A’lâ (en ulu, en şerefli),

2. el-A’lem (her şeyi en uygun bilen),

3. el-Alî (şanı, erdemi, izzeti ve kudreti ulu olan),

4. el-Âlim (bilen, anlayan, tanıyan),

5. el-Alîm (her şeyi çok güzel bilen),

6. el-Âhir (varlığının sonu olmayan, ölümsüz, ebedî ve bâkî),

7. el-Akrab (bilmesi, görmesi, duyması, haberdâr olması ve yardım etmesi açısından insanlara en yakın olan),

8. el-Azîm (zatı, isim, sıfat ve fiilleri itibariyle pek ulu, büyük, yüce),

9. el-Azîz (üstün, güçlü, kuvvetli, galip, onurlu, pahalı, melik),

10. el-Bâri’ (yaratan, örneği olmadan varlıkları îcat eden),

11. el-Basîr (aydınlık ve karanlıkta küçük ve büyük her şeyi gören),

12. el-Bâtın (mâhiyeti akıl ile idrâk olunamayan, hayal ile tahayyül edilemeyen, her şeyin iç yüzünü, sırlarını bilen), hayyül edilemeyen, her şeyin iç yüzünü, sırlarını bilen),

13. el-Berr (iyilik eden, çok lütufkâr, çok merhametli, çok şefkatli),

14. Câ’ılûn (yaratan, vâr eden, bir varlıktan öbür bir varlık yapan),

16. el-Ebkâ (verdiği nimetler daima ve daima kalıcı olan),

17. el-Ehad (eşi, gibisi ve ikincisi bulunmayan bir tek, yegâne),

18. el-Ekrem (en çok ikram eden),

19. el-Evvel (öncesi olmayan, yaratılmamış, ezelî ve kadîm tek varlık),

20. Fâil(ûn) (yapan, yaratan, vâr eden),

21. el-Fettâh (iyilik kapılarını açan, en âdil karar veren)

22. el-Ğaffâr (çok affeden, çok bağışlayan, günah ne kadar çok olursa olsun tekrar bağışlayan),

23. el-Ğafûr (çok affeden, çok bağışlayan),

24. el-Ğanî (zengin, hiçbir şeye muhtaç olmayan),

25. el-Habîr (her şeyden haberdar olan, saklı aşikâr her şeyi bilen, haber veren),

26. el-Hâdi’ (hile yapanları cezalandıran)

27. el-Hâdî (hidayet eden, gerçek yolu gösteren),

28. el-Hafî (çok ikram eden, son derece yeterlilik ve lütuf sahibi, her şeyi bilen, duaları kabul eden)

29. Hâfiz(ûn) (koruyup gözeten),

30. el-Hafîz (varlıkları yok olmaktan koruyan),

31. el-Hakîm (hikmet sahibi, her işi, buyruğu ve yasağı yerli yerinde olan),

32. el-Hâkim (hükmeden, karar veren, haklıyı haksızı ayıran),

33. el-Hakem (hüküm veren, son kararı veren),

34. el-Hakk (varlığı, ilâh ve rab oluşu hak olan, eşyayı var eden, hakkı ızhar eden, mülk sahibi, yok olmayan, varlığında kuşku bulunmayan, âdil),

35. el-Halîm (çok sakin, çabucak öfkelenmeyen, ivedi etmeyen, teenni ile hareket eden),

36. el-Hallâk (mükemmel yaratan, devamlı yaratan),

38. Hâsib(în) (insanları sorgulayan, hesaba çeken),

39. el-Hayr (hayırlı olan, yararlı olan, uygunluk eden),

40. el-İlâh (ma’bûd, Tanrı),

41. el-Kadîr (çok güçlü, çok kuvvetli, istediğini istediği üzere eksiksiz, kusursuz ve tam yapabilen),

42. el-Kâdir (güçlü, kuvvetli, her şeye gücü yeten),

44. el-Kahhâr (yenilmeyen, hep galip gelen),

46. el-Kâim (varlıkları görüp gözeten, koruyan, yöneten),

47. el-Karîb (af, mağfireti, rahmeti, bilmesi, görmesi ve duyması itibariyle kullarına yakın olan),

48. el-Kâşif (azap, sıkıntı, bela ve dertleri gideren),

50. el-Kavî (kuvvetli, kudretli, her şeye gücü yeten),

51. el-Kayyûm (zatı ile kaim olana, ezelî ve ebedî, her şeyin varlığı kendisine bağlı, uykusu ve uyuklaması olmayan, varlıkları yöneten, koruyan, ihtiyaçlarını üstlenen),

52. el-Kebîr (zatı, isim ve sıfatları, şanı ve şerefi, kadri ve kıymeti, değer ve izzeti pek yüce, ulu ve büyük),

53. el-Kerîm (değerli, şerefli, çok nimet veren, nimet ve ihsanı bol olan ),

54. el-Kuddûs (her türlü çirkinlik, noksanlık ve ayıplardan uzak, tertemiz, bütün kemal sıfatları kendisinde toplayan, güzellik, iyilik ve ihsanlarıyla övülen),

57. el-Mâlik (bütün varlıkların sahibi),

58. el-Mecîd (çok şerefli, çok itibarlı),

59. el-Melik (bütün varlıkları yöneten, dilediğini yapan, dilediği gibi hükmeden),

60. el-Melîk (çok mülkü olan, her şeyin sahibi ve maliki, onları terbiye edip yetiştiren, mülk ve güç veren),

61. el-Metîn (çok kuvvetli, çok dayanıklı, acizliği, za’fiyeti ve gevşekliği olmayan),

62. el-Mevlâ (dost, yardımcı, görüp gözeten),

63. Mu’azzib(în) (suç işleyenleri, zalimleri, günahkârları cezalandıran),

64. el-Mu’ızz (izzet ve şeref, güç ve kuvvet, itibar ve şerefli kılan, aziz yapan),

65. el-Muhric (bir şeyi açığa çıkaran, bir varlıktan başka bir varlık var eden, gizli şeyleri ortaya çıkaran),

66. el-Muhît (ilim ve kudretiyle her şeyi kuşatan, her şeye muttali olan),

67. el-Mukît (her şeye gücü yeten, rızık veren, yapılanları bilen, koruyan, mükâfat veren),

68. el-Muktedir (güçlü, kuvvetli, istediğini istediği gibi yapan),

70. Mûsi(‘ûn) (gökleri genişleten),

71. el-Mübîn (varlığı aşikâr olan, hakkı ızhar eden, gerçeği beyan eden),

72. Mübrim(ûn) (hile ile kötülük yapmaya karar verenleri bilen, onların bu kötülüklerini boşa çıkran, onları kesin olarak cezalandıran),

73. Mübtelî(n) (deneyen, imtihan eden, gizli olanları açığa çıkaran),

74. el-Mücîb (duaları, istekleri, dilekleri kabul eden, ihtiyaçları karşılayan, sıkıntıları gideren),

76. el-Mühlik (isyan eden, azan, günaha dalan ve zulmeden fert ve toplumları helâk eden),

78. el-Müneccî (sıkıntı, bela ve azaptan kurtaran),

79. el-Münezzil (nimet veren, su, sekînet, melek, kitap ve peygamber indiren),

80. el-Münîr (ışık veren, aydınlatan),

81. Münşi'(ûn) (îcat eden, inşa eden, yapan, örneksiz olarak yaratan),

82. Müntekım(ûn) (suçluları cezalandıran),

83. Münzil(în) (melek, kitap, su ve sekînet indiren, nimet veren),

84. Münzir(în) (kullarına fayda ve zarar veren şeyleri bildiren; inkâr ve isyan edenlerin âkibetinin kötü olduğunu haber vererek onları bu davranışlardan sakındıran ve azabı ile korkutan),

85. Mürsil(în) (vahiy, peygamber, bol yağmur, aşılayıcı rüzgâr, koruyucu melek, âsiler için yıldırımlar ve âfetler gönderen),

86. el-Müste’ân (kendisinden yardım istenen, kendisine sığınılan),

87. Müstemi(ûn) (sesleri işiten, duyan),

88. el-Müte’âl (aşkın, pek yüce, ulu, eksik ve noksanlıklardan berî olan),

89. el-Mütekebbir (ihtiyaç ve noksanlığı gerektiren her şeyden münezzeh, pek yüce ve ulu),

91. en-Nâsır (yardım eden),

92. en-Nesîr (çok yardım eden, sürekli yardım eden),

93. er-Râfi’ (peygamber ve mü’minlerin itibar, şan ve şereflerini artıran, göğü yükselten),

94. er-Rahîm (çok merhametli),

95. er-Rahmân (çok merhametli),

97. ve davranışlarını bilen, haberdar olan, murakabe edip koruyan),

98. er-Raûf (çok merhametli, çok şefkatli, çok acıyan),

99. er-Rezzâk (bol nimet, maddî ve manevî rızık veren),

100. Sâdık(ûn) (söz, iş, va’d ve va’îdinde doğru olan, her sözünü ve va’dini yerine getiren),

101. es-Samed (her şeyin kendisine muhtaç olduğu, yöneldiği,

102. her dilek ve isteğin mercii; hiç eksiği, kusuru ve ihtiyacı olmayan ulu, şanlı, dosdoğru, âdil ve güvenilir olan),

103. es-Selâm (eksiklik, acizlik, hastalık, ölüm ve benzeri şeylerden salim olan kullarına güven ve selamet veren),

104. es-Semî’ (her sözü, bütün konuşulanları en iyi işiten, duyan)

105. Şâhid(în) (bilen, muttali olan, her şeye tanık olan),

106. eş-Şâkir (verdiği nimetlere şükreden ve çalışan kimseyi ödüllendiren),

107. eş-Şefî’ (mü’minlerin yâr ve yardımcısı, azap ve sıkıntılardan koruyucusu olan),

108. eş-Şehîd (her şeye muttali olan, gören, bilen, haberdâr olan, her yerde hazır nazır olan, hiçbir şey kendisinden gizlenemeyen, bütün sırlara vakıf olan, her şeyi murakabe eden),

109. eş-Şekûr (ibadet eden kullarının mükâfatlarını bolca veren, az çok her itaati ödüllendiren),

110. eş-Şey (var olan, mevcut),

111. et-Tevvâb (sürekli tövbeleri kabul eden),

112. el-Vâhid (zatında, isim ve sıfatlarında eşi ve benzeri bulunmayan, tek olan),

113. el-Vâlî (koruyup gözeten, yardım eden, işleri deruhte eden),

114. el-Vâris (bütün varlıkların sahibi, bâkî ve ebedî olan, her şey kendisine dönen),

116. el-Vedûd (mü’minleri çok seven, kulları tarafından çok sevilen),

117. el-Vehhâb (karşılıksız çok nimet veren, ikram ve ihsanda devamlı olan, lütfu, ihsanı ve rahmeti bütün kulları kuşatan),

118. el-Vekîl (güvenilen, koruyan, yardım eden, görüp gözeten, her şeyin maliki ve yöneticisi olan),

119. el-Velî (dost, seven, görüp gözeten, yardım eden),

120. ez-Zâhir (varlığı her şeyden aşikâr olan, her şeye galip gelen, her şeyden yüce olan),

121. Zâri'(ûn) (ekinleri, bitkileri yetiştiren, büyüten),

122. Hüvallâhüllezî lâ ilâhe illâ hû (Kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah)

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.