Birinci günler ne olduğunu pek anlamadan kapandık meskenlere. Evvel bir uygun geldi, kabul edelim. Hayatın koşturmasından bir nefes aldık …
Birinci günler ne olduğunu pek anlamadan kapandık meskenlere. Evvel bir uygun geldi, kabul edelim. Hayatın koşturmasından bir nefes aldık. ‘Pandemi’ sözü girdi hayatımıza… Bir kısmımız daha çok kaygılansak da bir kısmımız konut aktivitelerine yöneldik. Bağlantı çağının tüm nimetlerinden yararlanmak bir yandan âlâ geldi bir yandan daha çok bilgi daha fazla sorumluluk getirdi. Hayatımız evrildi ve bir biçimde kendimizi daha fazla koruduğumuz; fiilen daha izole olduğumuz lakin bilgi akışına farketmeden daha açıldığımız bir dünyaya uyandık. ‘Belirsizlik’ herkes için geçerli olduğunda daha bir katlanılabilir oluyormuş, ya da farketmeden hepimiz birmişiz bir şekilde…
Meskende kaldıkça tabiatın nefes aldığını gördüğümüzde içimiz cız etti. Tabiat için memnun olurken, daha fazla hasret duyar olduk. Bir kısmımızın tanıdıklarını, yakınlarını etkiledi; tahminen de aldı götürdü… Durumun ciddiyetini daha da güzel anladık, kahrolduk. Bir kısmımız işinden oldu, tüm rutini değişti, kahrolduk. Bir küçük; canlı ile cansız ortasında sınıflandırılan; nasıl değiştirdi tüm koca dünyayı… Güya biz birbirimize karşı oynarken bir anda birlikte oynamaya başladık oyunu. Ve anladık ki oyunumuzun en kıymetli kuralı birbirimizi düşünerek yaşamakmış…
Bu hisler içinde vaktin ilerlediği ve meskende kalmanın bir tık zorlaştığı şu vakitlerde öncelikli sorumluluğumuzun kendimize düzgün bakmak ve korumak, korunmak olduğunu unutmadan biraz rahatlayalım. Kendimiz için âlâ olduğunu bildiğimiz şeyleri yapmanın dayanılmaz hafifliğini hissettirecek yüz, el ve saç maskesi tanımıyla bir nefes alalım ve cildimize nefes aldıralım:)
NEMLENDİRİCİ EL MASKESİ
Ellerimiz, bizim en çok -tabiri caizse- kahrımızı çeken organımız… Bu periyot bol bol yıkandığı için daha da hırpalandı. Fazla su ve sabuna, dezenfektana maruz kalan ellerimizi kuru tutmamaya ve her fırsatta nemlendirmeye ihtimam gösteriyor ve konutta kolay kolay uygulayacağımız şu maskeyi ellerimize uyguluyoruz:
1 olgun avokado yahut muzu ezerek 1 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı yahut zeytinyağı ekliyoruz. 1 tatlı kaşığı bal ek edip 15 dakika bekleterek ılık suyla duruluyoruz. Haftada 1 kere uyguladığımız bu el maskesi ellerimizi dinlendirerek cildimizin doğal florasına kavuşmasına yardımcı oluyor.
CİLDİ BESLEYEN DOĞAL YÜZ MASKESİ
Cilt bakımını kendimizin yapmak zorunda olduğumuz şu günlerde tüm cilt tiplerinin uygulayabileceği, cildi arındıran ve besleyen doğal yüz maskesi ise şöyle:
1 çay kaşığı hindistan cevizi yağı, 1 çay kaşığı yoğurt, 1 yemek kaşığı yulaf unu , 1 adet rendelenmiş portakal kabuğu, 1 çay kaşığı toz şeker ve 1 tatlı kaşığı portakal suyunu blenderdan geçirip cilde sürüyoruz. 15 dakika beklettikten sonra ovarak çıkarıyoruz. Evvel ılık sonra soğuk suyla yüzümüzü yıkıyoruz. Haftada 1 uygulayabileceğimiz bu maske cildimizin nefes almasını ve arınmasını sağlayacak.
DÖKÜLMEYİ ÖNLEYEN SAÇ MASKESİ
2 yemek kaşığı yoğurt, 2 çay kaşığı bal, 1 adet yumurta sarısı ve 2 tatlı kaşığı hindistan cevizi yağı yada zeytinyağını güzelce karıştırıyoruz. Saç tabanlarından uçlarına kadar uyguladığımız bu maskeyi 2-3 saat bekletebilirsiniz. Haftada 2 kere uygulanabilen bu maske dökülmeyi önleyerek saç köklerini güçlendirir.
YAZI: Medikal Estetik ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Dr. Ezgi Eryılmaz
