Evlenmeden Evvel Ruhsal Testler Yapılsın!

Evlenmeden evvel kalbiniz süratli hızlı atıyorsa hisler ortalığı biraz karıştırıyor olabilir. Bu karışıklık hisleri yok saymak için bir neden olmasa da verilen kararı sorgulanamaz hale getirebiliyor.

Evlilik yaklaştıkça hissedilen kuşkular ve çatışmalı sorgulamalar kısmen olağan olmakla birlikte bize aslında bir şey demek istiyor olabilir. Daha sonra karşılığı olmayan sorulara yapay karşılıklar üreterek, verdiğimiz evlilik kararının gerisinde duruyoruz. Buraya kadar anlaşılabilir. Hangi karar kusursuz ki? Ama işin aslı şu ki evlilik üzere ömür sermayeli bir karara ağır kuşkular eşlik ediyorsa burada durmak evliliğin sürdürülebilirliği açısından daha yakından bakmak çok bedelli. Nikahta keramet vardır genellemesiyle, sisli ve hudutları zorlayan bir ilgiyle hayatımızı ziyan etmek zorunda değiliz. 

Beraber yıllarca yaşayıp bu beraberliği evliliğe dönüştürmek için harekete geçtiklerinde birbirinden kuşku eden ve hatta güvenmekte zorlanan çok çiftle çalıştım. Kim ne derse desin hem hukukî hem de klasik kabulle ilginin tanınması, yani evlilik o kadar da kolay bir süreç değil.

Dört yıla yayılan bir mühlet içinde, evliliğin başından itibaren 6 aylık aralıklarla görüşmeler yapıldı. Evlilik tarihinde, erkeklerin yaş ortalaması 27, kadınlarınki 25 idi. Araştırma, Jornal of Family Psychology mecmuasında yayınlandı. Evliliğin birinci aylarında yapılan görüşmede, ‘Evlenmeden evvel tereddütleriniz yahut kuşkularınız var mıydı?’ sorusuna, erkeklerin yüzde 47’si, bayanların da yüzde 38’i evet yanıtını verdi. Bu sayılardan da görüleceği üzere, bayanlardaki tereddüt oranı erkeklere nazaran daha az. Fakat, araştırma sonucunda, evliliğin ilerleyen yıllarında sorun yaşanıp yaşanmayacağını göstermesi açısından bayanın tereddütünün daha değerli bir gösterge olduğu ortaya çıktı. 

Bunlar bize şunu anlatıyor; şayet evlenme öncesinde bayanların tereddüttü varsa bu kolay kolay geçiştirilmemeli. Kuşkuların vakitle geçeceğini yahut aşkın bunların üstesinden geleceğini düşünmek kaçınmalı bir düşünme tarzı.

Mesela kendini yetersiz hisseden biri, kendisini daha kâfi hissedebileceği bir bağ yaratmak için, yetersizlik fikriyle kaynaşmış birine aşık olabiliyor. Hatta onun kurtarıcısı olduğuna inanıyor. Psikolojide buna patoloji öpüşmesi diyoruz. 

Kendimizi bile bağlarda tanıyoruz. Partnerimiz aynamız oluyor. Ruhsal sıhhat en az vücut sıhhati kadar değerli değil mi? Beni sevdiği için intihar etti, alkol bağımlısı oldu, trafik kazası yaptı, arbedelere karıştı diyenler hiç az değil. Yani sevgi davranışlarını psikopatoloji ile karıştırıp evlenenlerden bahsediyorum. Veyahut ben onu düzeltirim diye kalkışılan evliliklerde kim neye dönüşüyor sanki? Bazen de aileler baş edemedikleri çocuklarını evlendirerek başlarından savıyorlar. 

Bu durumda evlilik ehliyeti sizce de elzem değil mi? Çeşitli denetimlerden geçerek bir sorumluluğa uygun olup olunmadığı ruh sıhhati bakımından değerlendirilmeli. İleri psikopatoloji taranmalı. Genetik ve kişilik üzerinde müzmin bir sorun varsa belirlenmeli. Daha insan olamadan baba yahut anne olmuş kişiliklerden tutun, hasta ve yardıma gereksinimi olduğu halde önemsenmemiş onlarca kişi evleniyor. Tahminen şöyle düşünenlerimiz de çıkar, problemli da olsa onunla olmayı tercih ediyorum. İşte tam burada bu karara kimse karışamaz. Şunu da söylemeliyim ki yalnızca vücutlar ilgiye evet demiyor. Ruhumuzla ruhsal boyutta da birbirimize eşlik edeceğimize kelam veriyoruz. 

Instagram

Twitter