Faik Öztürk kırdı geçirdi: Araya minder alabilir miyiz?

“ACI İÇİNDEYİZ”

Nuri Alço, “Uzun vakit sonra toplumsallaşmaya başladık lakin olağan ki bir acı içindeyiz. Yangınlar, felaketler, seller durmuyor. Üzerimizdeki kara bulutları inşallah atarız. Bu türlü günlerde sosyalleşmekte çok kıymetli. Bugün dost ziyaretine geldik” diye konuştu.

“İÇİMİZ KAN AĞLIYOR”

Dostlarını yalnız bırakmamak için Ankara’dan geldiğini söyleyen Faik Öztürk, hüznünü “İçimiz kan ağlıyor. Şu yangın olayı beni çok üzdü. Her yerde dursaydı da benim konutum yansaydı hiç üzülmezdim. Benim torunum o yeşilin hoşluğunu bir daha görebilecek mi? Bizim millete helal olsun. Onlara su götürüyorlar. Bende dün bir kamyon içme suyu gönderdim” halinde söz etti.

Safiye Soyman’ın Bodrum’da olduğunu söyleyen Öztürk, “Safiye Hanım, Bodrum’da ve kendisi uygun. Yardım etmek için yangın olan bir yere kadar gitmiş lakin geçmesini müsaade vermemişler. ‘Evden bir şeyler istesinler de götürelim’ diyor. Herkes elinden geleni yapıyor fakat çaresizlik çok berbat bir şey. Geçmiş olsun hepimize” dedi.

“CENNETİMİZ CEHENNEME DÖNDÜ”

Nagihan Karadere, ise “Cennetimiz cehenneme döndü. İçimiz kan ağlıyor. Maalesef ki elimizden bir şey gelmiyor. İnanıyorum ki devletimiz ve milletimiz elinden gelen tüm takviyesi göstererek bu işin üstesinden geleceğiz. Bizler kriz anını çok güzel yöneten bir milletiz. En güç süreçlerde dahi el ele verip altından kalktık, bunun da altından kalkarız. Yüreğimiz orada lakin bedenen bugün buradayız.” kelamlarına yer verdi.

SAFİYE SOYMAN ÇOK KIZACAK

Öte yandan lafı Safiye Soyman’a getiren Öztürk, “Bende Safiye’ye yatak almaya geldim lakin kilolu yatak yok. 130 kiloyu kaldıracak yatak lazım.” diyerek Soyman’ı kızdıracak cümlelere imza attı.

CAN DOSTLARINI UNUTMADI

Yatakları çok beğendiğini söyleyen Öztürk, “Bülent Ersoy’a Seda Sayan’a birer tane alacağım. Onların bahtları açılsın diye. Onlar benim can dostlarım. En berbat günümde ikisi de hastanede başucumdaydı ” dedi.

NURİ ALÇO’YA TAKILDI

Eski dostu Nuri Alço’ya da takılmadan edemeyen Faik Öztürk, “Herkesin ihtisas alanı olan hususlar var. Nuri abinin ki de yatak… Ben yataktan anlamam, bilmem. Nagihan da tahta, ot üzerinde yatmış. O da yatağı biliyor.” kelamlarıyla herkesi güldürdü.