Fatma Karanfil… Yeşilçam’ın güzel bakışlı yıldızıydı… Yıllarca meydan okuduğu hastalığına teslim oldu

Bir de Yeşilçam’ın yıldızları vardı… Şimdikilerden çok farklı şartlarda yaşamış; apayrı şartlarda kamera karşısına geçmiş, her birinin hayatı tahminen de o sinemalarda anlatılan hikayelerden daha ilgi alımlı yıldızlar… 

Belki de bu yüzden yalnızca o periyoda yetişebilmiş seyircinin değil akabinde gelen farklı nesillerden milyonların kalbinde farklı bir yeri var Yeşilçam’ın….

Bugün yerinde yeller esse de ismi her geçtiğinde seyirci o yılların yıldızlarını gülümseyerek hatırlar… Hafızalarında birçok anılar canlanır.

AŞK-I MEMNU’NUN ŞAYESTİ’Sİ… YEŞİLÇAM’IN GİBİSİ OLMAYAN YILDIZLARINDA BİRİ
İşte o kara özlü, kara saçlı, melek gülüşlü oyuncu da o devrin yıldızlarından biriydi.

Çok daha eskilere dayanan bir oyunculuk geçmişi olsa da çağımızın izleyicisi onu bir periyot ekranda fırtınalar estiren o diziyle hatırlar daima.

Milyonlarca kişi onu deniz görüntülü güçlü köşkünün hizmetlisi olarak gördü ekranda.  Eşine az rastlanır hoşlukta bir yüzü, sıcacık bir gülümsemesi vardı. Yalnızca kendi kızı değil, yıllardır yanında çalıştığı o güçlü köşkünün sahibi de, onun çocukları da bu hoş ve sevecen bayanı bir anne, bir abla üzere severdi.

Yıllardır tıpkı yastığa baş koyduğu kocası da onunla birebir yerde çalışırdı.  Birbirlerine olan sevgileri, hürmetleri eşine az rastlanır tiptendi.

HAFIZALARDAN HİÇ SİLİNMEYECEK
Öylesine hisli bir anneydi ki o hizmetli, kendi kızı da güçlü köşkün genç kızı da çaresiz aşka düştüğünde onlarla birlikte ağlar, bir şeye sevindiklerinde onlarla birlikte sevinirdi…

Ekranda yıllarca fırtınalar estiren o dizinin öbür kahramanları üzere o da final kısmından sonra hiç unutulmadı…

O vakte kadar sayısız sinemada ve dizide kamera karşısına geçmiş olsa da milyonların aklında Aşk-ı Memnu’nun Şayeste’si olarak kaldı.

Fatma Karanfil bu kelamını ettiğimiz ünlü oyuncu. Yeşilçam’ın eşi gibisi olmayan yıldızlarından biri…

YAŞAM HİKAYESİ ESKİŞEHİR’DE BAŞLADI 
Karanfil’in ömür hikayesi 1942 yılının 3 Şubat günü Eskişehir’de başladı. Babası NATO’da vazifeliydi, bu yüzden de çocukluğu Türkiye’nin farklı kentlerinde geçti. Hatta bir orta İngiltere ve Almanya’ya uzandı yolu.

İlkokula Kütahya’ya başladı Fatma Karanfil. Sonra ailesiyle birlikte İstanbul’a taşındılar. Ortaokulu İstanbul’da bitirdi. Ama babasının işi nedeniyle bir mühlet de Almanya’da yaşadı.

Fatma Karanfil, birinci gençlik yıllarında yazmaya olan yeteneğiyle dikkat çekiyordu. O periyotta katıldığı bir yarışta birincilik mükafatı bile kazandı hatta. Tahminen yaşı küçüktü fakat o başarısı da onun gelecek yıllarını şekillendirmekte tesirli oldu.

‘SİZİN ÜZERE YETERLİ BİR OYUNCU OLMAK İSTİYORUM’
Fatma Karanfil’in hayatının dönüm noktası devrin ünlü oyuncularından Öztürk Serengil ile tanışması oldu.

O vakitler şimdi çocuk olan Karanfil, Serengil ile bir tiyaro sahneside karşılaştı. Onun ‘Büyüyünce ne olmak istersin?’ soruSuna ‘Sizin üzere uygun bir oyuncu” diye karşılık verdi. Böylelikle gönlünde yatan aslanı da açık etmiş oldu.

Karanfil, oyuncu olmayı istiyordu istemesine fakat bunun için bir eğitim alması gerektiğini de biliyordu.

GAZETEDE GÖRDÜĞÜ İLAN HAYATINA İSTİKAMET VERDİ
Bir gün bir gazetede gördüğü ilan onun birinci adımı atmasını sağladı. LCC (Language and Culture Center) burslu öğrenci alacaktı.

Seçmelere katıldı Fatma Karanfil. Tahminen öteki kızlar üzere dramatik giysiler içinde tezli bir manzara sergilemiyordu. Lakin gözler önüne serdiği yeteneği sayesinde seçmeleri kazandı ve burslu olarak eğitimine başladı.

1967 ile 69 yılları ortasında eğitim gördüğü periyotta Muhsin Ertuğrul, Haldun Taner üzere ustalar onun oyunculuk anlayışını şekillendirdi.

YÜZ HOŞU MÜSABAKASINDA ÜÇÜNCÜ OLDU, YEŞİLÇAM’IN KAPILARI AÇILDI
1968 yılında ise kendisine sinemanın kapılarını açan öteki bir adım attı. Ses Mecmuası’nın düzenlediği Yüz Hoşu müsabakasına katıldı.

Babası evvelce bu yarış fikrine sıcak bakmasa da kızını kıramadı ve talihini denemesinin yolunu açtı. Fatma Karanfil o yarışta üçüncü seçildi.

Ondan sonra da Yeşilçam’ın kapıları gerisine kadar açıldı. O sırada yalnızca 16 yaşındaydı.

Sarmaşık Gülü isimli birinci sinemasında Hülya Koçyiğit ve Kartal Tibet ile birlikte kamera karşısına geçti. Hoşluğu, yeteneği, çalışkanlığı ve disiplini sayesinde de Yeşilçam’ın parlayan yıldızlarından birine dönüştü.

1970’lerin birinci yarısında Yakılacak Kitap, İki Aşk Ortasında, Dağlar Kızı Reyhan, Sonbahar Rüzgarı, Günah Bende mi?’nin de ortalarında bulunduğu sayısız sinema için kamera karşısına geçti. Bazen başrol bazen de yan roller üstlendi.

SİNEMAYA UZUN MÜDDET ORTA VERDİ, DOKUMACILIK İŞİNE GİRDİ
Kariyerinde süratle ilerliyordu ki ona hiç uygun olmayan bir gelişme yaşandı. Yeşilçam’da erotik sinemalar akımı başladı.

1972’de kamera karşısına geçtiği Bayan Yapar sinemasından sonra kenara çekildi. Zira bu erotik sinemalar furyasına kapılmak istemiyordu. Ondan sonra da mesleğine uzun bir müddet orta verdi Fatma Karanfil.

Tabii bu ortada boş durmadı. Londra’ya gitti ve dokumacılık konusunda eğitim almaya başladı. Uzun mühlet de sinemaya dönmedi ve hazır giysi alanında çalıştı. Bu süreçte sinemadan da televizyondan da uzaklaştı.

HAYATININ EN BÜYÜK SINAVI GÖĞÜS KANSERİ OLDU 
Fatma Karanfil, 1998 yılına gelindiğinde büyük bir hayat sınavıyla karşılaştı. Göğüs kanserine yakalandı.

Fatma Karanfil bu hastalık sürecinde bütün gücüyle direndi. Bir röportajında ameliyattan birkaç gün sonra yaşadıklarını anlatmıştı.

Bir sabah kalktığında kendisinde bir güç hissettiğini söylemişti. Sonra da aklından geçen kanıyı: “Sen mi öleceksin Fatma! Bırak kanser senden korksun!” Sonra da kemoterapiye hazırlık için kuaförün yolunu tutup saçlarını kestirdiğini anlatmıştı o röportajında.

Erken evrede teşhis edildiği için evvel ameliyat sonra da kemoterapi ve radyoterapi gördü. Bu süreçte bütün birikimini harcamak zorunda kaldı. Ama hayatın ona hoş bir sürpriz hazırlama vakti gelmişti..

CEBİNDE YALNIZCA OTOBÜS BİLETİ ALACAK PARASI VARDI 
2001 yılında, cebinde yalnızca bir otobüs bileti alacak parası bulunduğu sırada tesadüfen bir Arap direktörle karşılaştı.

Sadece iki saat içinde onunla bir kontrat imzaladı ve Assi El Halai isimli bir müzikçinin Anneler Günü için hazırladığı klipte kamera karşısına geçti. Hatta oradan kazandığı parayla Levent’te kendine bir mesken satın aldı.

Zaten bundan sonrası da Fatma Karanfil için mesleğe dönüş vaktinin geldiğini gösterdi. Arkası gerisine birçok dizide kamera karşısına geçti. Huzur Sokağı, Aşk Tekrar, İsmini Sen Koy, Bahtir Ölmez, Aşk-ı Memnu, Çocuklar Duymasın, Bizi Hatırla üzere üretimlerde oynadı.

Fatma Karanfil son olarak 2019 yılında Kimse Bilmez için kamera karşısına geçti. Ondan sonra da kendini senaryo yazmaya ve okumaya verdi.

İKİ KERE EVLENİP BOŞANDI: Fatma Karanfil, 1975 yılında periyodun ünlü müzik insanlarından Ali Kocatepe ile evlendi Lakin evlilik beş yıl sürdü. 1984 yılında bir iş insanıyla hayatını birleştirdi lakin bu evlilik de uzun ömürlü olmadı.