Koronavirüs salgını sebebiyle birlikte aksatılan diş sorunları daha önemli problemlere yol açabiliyor. Bilhassa maske kullanımının ve gerilimin …
Koronavirüs salgını sebebiyle birlikte aksatılan diş sorunları daha önemli problemlere yol açabiliyor. Bilhassa maske kullanımının ve gerilimin sebep olduğu diş problemlerinin kesinlikle tedavi edilmesi gerekiyor. Her zamankinden farklı olarak beden ve diş sıhhatimize dikkat etmek, pandemi sürecinde dah ada değer kazandı. Diş Tabibi Uzman Öğretim Üyesi Dr. Aykan Onur Atilla, koronavirüs salgını devrinde insanların ağız sıhhatini ihmal etmemesi gerektiğini söyledi.
“GARGARA İLE VİRÜSÜ DURDURABİLİRİZ”
Dr. Atilla, diş kliniklerinde gerekli tedbirler alınarak, hastalara müdahale edildiğini belirtip, “Diş tabipleri olarak öğrendiğimiz en kıymetli mevzu, kendimizi ve hastalarımızı bulaşıcı hastalıklardan korumak. Bu nedenle pandemi devrinde diş hekimliği kaynaklı bulaş rapor edilmemiştir. Ne üzere tedbirler alınması gerektiği biliniyor. HES kodu olmadan hasta alınmıyor, her hastadan sonra ortam dezenfeksiyonu sağlanıyor ayrıyeten UVC ile hava temizleniyor, bunlar birçok klinikte uygulanıyor. Hastamız maskesini çıkardıktan sonra tedavisini gönül rahatlığı ile olabilir.” dedi.
Dr. Atilla, birtakım etken hususlar ile hazırlanan gargaraların koronavirüse karşı koruduğuna yönelik çalışmalar olduğuna dikkat çekerek, “Koronavirüste süreç uzadıkça çalışmalar arttı. 30 saniye birtakım etken unsurlar ile yapılan gargaraların koronavirüsü yüzde 99,1 oranında engellediğine yönelik klinik çalışmalar var. Hastalarımız için gargara kullanmaları esirgeyici bir etken sağlamış oluyor. Povidon iyot, hidrojen peroksit, klorheksidin; bunlardan oluşan gargaralar ile virüsü bedenimize girmeden birinci savunma istemi olan ağızda durdurabiliriz. Dışarı çıktıktan sonra meskene geldiğimizde nasıl elimizi, yüzümüzü yıkıyorsak her dışarı çıktıktan sonra gargara yaparsak virüsün akciğere inişini ağzımızda durdurabiliriz.” diye konuştu.
“KORONAVİRÜS PERİYODUNDA DİŞ SIKMA ARTTI”
Dr. Atilla, hastaların koronavirüs periyodunda en çok diş sıkma şikayetleri ile geldiklerini de belirterek, “Koronavirüs periyodu ile birlikte en çok kliniğimize dış sıkma ve çene eklem rahatsızlığı ile geliyorlar. Bu periyotta koronavirüsün yarattığı gerilim ile oluşan baskı insanları diş sıkmaya yöneltti. Bu da eklem bölgesinde, kulak ön tarafından ağrı şikayetleri yaratmaya başladı. Bunun için diş doktorları olarak çeşitli tedbirler alıyoruz. Eklem sıhhati değerli bir durum, geri dönüşü olmayan bir rahatsızlık. Bunun bir an evvel tedavisi yapılması lazım hatta çocuk hastalarda da eklemsel şikayetler ile gelen çok fazla hastalarımız var. Pandeminin gerilim durumu insanlara en çok dış sıkma ile yansımakta. Bunun tedavileri var, kıymetli olan ilerletmemek. Çene eklemine birçok ziyanları var. Eklemde yaratılan deformasyon geri dönüşü olmayan bir deformasyon olduğu için bir an evvel tedbirleri alınmalı. Bilhassa çocuklarında gece çok fazla dış gıcırdatma üzere sesler duyanlar, kulak bölgesinde ağrı hissi olanlar varsa kesinlikle denetime gitmelerini öneririm.” dedi.
Dr. Atilla, koronavirüs geçiren hastalarda diş kayıplarının olabildiğini belirterek, “Koronavirüs geçiren hastalarda diş kayıplarıyla çok müsabakaya başladık. Beşerler ağız bakımlarını bir halde bırakmış oluyor. Daima maske kullanmaya bağlı ağız içi lezyonları, ağrılı lezyonlarda uçuk lezyonlarında artış görülüyor. Bunun için de ağız bakımı çok değerli. Koronavirüs geçiren hastalarda ağız bakımlarında ihmal kelam konusu oluyor. Koronavirüs geçirip, uygunlaşan hastalarda yaptığımız muayenelerde dış kaybı ve enfeksiyon durumlarına rastlıyoruz. Bu durum çok kıymetli.” diye konuştu.
